Piyasalar günlerdir Merkez Bankası'ndan dövizde "enteresan manevra" bekliyor. Başkan Erdem Başçı'nın, "Bizden faiz artışı değil, dövizde enteresan manevralar bekleyin" şeklindeki açıklamasından sonra kamuoyu tüm dikkatini Merkez Bankası'ndan gelecek açıklamalara çevirmişti. Merkez Bankası faizi artırmayacaktı ama belli ki şaşırtıcı adımlarla kur artışıyla mücadele edecekti. Hem Başçı da zaten yılsonu için kur tahmini verecek kadar ileri gitmiş ve "Dövizin belini kırarız" dememiş miydi.
Peki ne yapıldı o günden bu yana enteresan manevra olarak? Hiçbir şey! Manevraların 2 Eylül Pazartesi günü başlayacağı bekleniyordu; herhangi bir adım atılmadı. FED kaynaklı olumsuzluğu Suriye gerginliği iyice tetiklenmişti; ama Amerikan yönetiminin Suriye'ye dönük olası müdahaleyi Kongre kararına bağlaması ve böylece müdahalenin ötelenmiş olması bize de nefes aldırdı. 2 Eylül'de herhangi bir manevra görememiştik; izleyen günlerde de bir hareket yoktu. Merkez Bankası piyasa için adeta "çerez" sayılabilecek, piyasanın dişinin kovuğuna yetmeyecek döviz satışlarıyla tansiyonu düşürebileceği yanılgısına düşmüş görünüyordu.
Suriye konusunda en şahin ülke olarak öne çıkmamız tedirginliği iyice artırdı. Hani uluslararası alanda biraz destek bulsak, yarın Suriye ile savaşa girecek bir görüntü çizmeye başladık. İsrail'in füze denemesi, Suriye'nin "Bize saldıranları destekleyen ülkelere de biz saldırırız" demesi ve açık açık Türkiye'nin adını zikretmesi de tedirginliği tırmandıran etkenlerdi.
Merkez zaman kazandı, ama...
Merkez Bankası Amerikan yönetiminin Suriye konusunu Kongre'ye götürmesiyle zaman kazandı. Ancak, kazanılan bu zamanın iyi değerlendirildiği söylenemez. Şimdi yine adeta "bekle-gör" politikası izleniyor.
Merkez Bankası "enteresan manevra" sözü vermişken, öylesine küçük adımlar atıyor ki... Ek parasal sıkılaştırma uygulanacak 9 Eylül Pazartesi günü satılacak döviz tutarı 100 milyon dolardan iki kez 20'şer milyon, iki kez de 10'ar milyon dolar artırılarak 160 milyon dolara çıkarıldı.
Dolar çıkmış 2.08'in üstüne ve hızla değer kazanmaya devam ediyor. Biz ise pazartesi günü için 160 milyon dolarlık döviz satışı ile bu hızlı tırmanışı önleyeceğimizi sanıyoruz.
Merkez'in beklediği ne?
Merkez Bankası dünyada olup biteni, riskleri görmüyor olabilir mi, elbette hayır. Öyleyse Merkez Bankası beklemeyi tercih ediyor; ama neyi?
Faiz konusu geride kaldı artık, o kapı tümüyle kapatıldı; elde var döviz!
Merkez'den döviz konusunda değil enteresan manevra, kayda değer bir manevra bile görmedik. Önceki gün açıklanan rezerv opsiyon mekanizması ve yabancı para zorunlu karşılıkları yoluyla brüt rezerv kullanılarak yapılacak düzenleme için bile "ihtiyaç duyulduğunda" denilmedi mi... Demek ki bu yolla döviz likiditesini artırmaya da "şimdilik" ihtiyaç yok.
Ya da Merkez Bankası piyasayı şaşırtacak enteresan manevraların şu aşamada işe yaramayacağı kanısında. Belki bazı gelişmeler bekleniyor.
Örneğin; Suriye konusunun geride kalması bekleniyor olabilir. Öyle ya, şu aşamada satılacak döviz ne kadar olursa olsun belki de piyasadaki tansiyonun düşmesinin sağlanamayacağı görülüyor, en azından tahmin ediliyordur. Bu yüzden de işe yaramayacak bir müdahaleye girişmekten ve bu şekilde döviz kaybetmektense beklemek yeğleniyordur.
Örneğin; FED'in 17-18 Eylül'deki toplantısında çıkacak karar bekleniyordur. Belki FED'in alacağı karardan sonra sorunun kendiliğinden ortadan kalkabileceğine yatırım yapılıyordur. Ya da enteresan manevralar, FED'den gelecek ve piyasaları çok sarsacak bir karardan sonra söz konusu olacaktır.
Ama doğrusu bu enteresan manevraların neler olabileceği konusunda kimsenin doğru dürüst bir fikri olmadığı da ortada. İster doğrudan ve çok yüklü miktarda, örneğin 1 milyar dolarlık ihalelerle döviz satışı olsun, ister opsiyonlu ya da başka yöntemlerle döviz satışı olsun, bunlar enteresan manevra olarak nitelendirilebilir mi ki...
Süre uzayıp döviz yukarıda daha çok kaldıkça ve bu düzey kemikleşme eğilimi gösterdikçe geri dönüşümüz, eğer dönebileceksek tabii ki, çok daha zor olacağa benziyor. Hem bu düzeylerde uzun süre kalmış olmanın da bir tahribatı var.
Bu arada son dönemde biraz da espri olarak Merkez Bankası'nın en enteresan manevrasının, aslında hiçbir şey yapmamak olacağı dile getiriliyor ve "Kim bilir yapılan tüm açıklamalar, aslında bir algı yönetiminden ibaretmiş" deniliyor.