Arzuhalcilik, teknolojiye direniyor SİVAS (CİHAN)- Teknolojinin geliştiği günümüzde yıllardır arzuhalcilik yapan Mehmet Nuri Kıncır, ekmeğini emektar daktilosu ile kazanmaya çalışıyor. Kıncır, arzuhalciliğin günümüzde iş olmaktan çıkıp artık boş zamanların değerlendirildiği bir mesleğe dönüştüğünü söyledi.
Gelişen teknolojik imkanlarla hayatımıza giren dijital yenilikler birçok işin kolaylaşmasını sağlarken bazı meslekler de teknolojiye yenik düşerek kaybolma noktasına geldi. Eskiden adliye binasının çevresinde sıralanan arzuhalciler diğer adıyla yazıcılar da gerek gelişen teknoloji gerekse de mevzuat değişiklikleriyle az sayıda kişi tarafından yapılır hale geldi.
80 yaşındaki Mehmet Nuri Kıncır, eski daktilosuyla teknolojiye direniyor. Öğretmenlikten emekli olan Kıncır, 1995’te başladığı arzuhalcilik mesleğini sürdürmeye çalışıyor. Sivas’ta daktilo ile arzuhalcilik yapanın kalmadığına işaret eden Kıncır, adliye sarayının yeni binasından taşınmasından da yakınarak, taşınmadan önce işlerinin daha iyi olduğunu belirtti. Arzuhalciliğin artık son zamanlarda iş olmaktan çıkıp boş zamanların değerlendirildiği bir meslek haline geldiğini vurgulayan Kıncır, muhasebeciliğin yaygınlaşmasının işlerini etkilediğini anlattı.
Daha çok boşanma davaları, arazi itilafları, SGK evrakları, matbu evraklar, kira kontratları ve tarım destek dosyaları ile ilgili vatandaşlara hizmet verdiklerini söyleyen Kıncır, son yıllarda bu evraklardan bazılarını muhasebecilerin de yapmaya başladığını, genelde kırsal kesimden gelen vatandaşların işlerine yardımcı olduklarını dile getirdi.
46 sene gururla yaptığı öğretmenlik mesleğinin ardından bu işe başladığını kaydeden Kıncır, mesleği gereği muhatap olduğu gençlerin bilgisizliğinden de şikâyet etti. Kıncır, üniversiteyi bitirmiş gençlerin geldiğini ancak iki satır dilekçeyi yazmaktan aciz olduklarını üzülerek gördüğünü belirterek, "Eski bilgi ve kültür tamamıyla bitmiş vaziyette. Biz öğretmenlik yıllarında ilkokul 4 ve 5. sınıflarda çocuklara dilekçe yazmayı öğretirdik. Yeni nesilde bunları bilen yok." şeklinde konuştu.
Teknolojinin geliştiği kadar bazı şeyleri de götürdüğünün altını çizen Mehmet Nuri Kıncır sözlerini şöyle sürdürdü: "Hesap makinesi icat edilmeden önce çocukların zihni daha çok çalışırdı. Sonra okullarda yasaklandı. Çarpım tablosunu bilmek ilkokul 3’te zorunluydu. Şimdi lisedeki adamın dünyadan haberi yok. Hemen alıyor makineyi eline hesaplıyor. Biraz zihnin çalışması lazım ki dinç kalsın. Şimdi hepsi hazır yiyici oldu." CİHAN |