ışı araştırmalardan bir örnek vermek gerekirse Yukarıdaki grafikte görüldüğü gibi Prof. E. HANSEN ve K. HARRİS'in araştırmasında;
(*) Burada kısıtlı sulamadan elde edilecek suyun tekrar kısıtlı sulamada kullanılacağı
kabul edilerek sulama alanı hesaplanmıştır. Örneğin %40 kısıtlamada 1 l/sn sulama modülünde 60 l/sn ile
100 ha alan sulanır. Kalan 40 l/sn debinin de kısıtlı sulanmasıyla 16 da ilave alan eklenerek sonuçta
100+40+16=156 da sulama alanı elde edilir.
gibi son derece ilginç rakamlarla karşılaşmaktayız. Görüldüğü gibi sulama suyundaki % 20 kısıtlamada ürün azalması % 4, % 30 kısıtlamada ürün azalması % 8, %40 kısıtlamada ise ürün azalması %15 olmaktadır. Bu arada elde mevcut ve kısıtlı sulamayla tasarruf edilen debinin gene kısıtlı sulamayla değerlendirilmesi sonucu sulanan alanlar sırayla % 24, % 39, %56 oranında artmakta ve projeyle hizmet götürülen saha büyümektedir. Bu grafikteki rakamlar tüm bitkiler için elde edilmiş ortalama değerlerdir.
Buraya kadar konuyu dekara verim yönüyle inceledik. Konuyu bir de işletme geliri yönüyle ele alalım; S. Kodal tarafından yapılan araştırmalar sonucunda ise uygun bitki paterni seçilerek yapılan kısıtlı sulama sonucunda işletme gelirinin önceleri çok az sonraları ise daha fazla azaldığı görülmektedir.
Burada ilginç olan diğer bir sonuç da %10 sulama suyu kapasitesi koşulunda bile işletme gelirinin % 25 düzeyinde ve kuru tarım işletmesinin yaklaşık 5 katı olduğudur.
Yapılan araştırmalarda bitkinin büyüme dönemi boyunca bitkinin çeşidine bağlı olarak topraktaki nem eksikliğine duyarlı periyotlarda bitki su ihtiyacı tam olarak karşılanmış topraktaki nem eksikliğine bağlı olarak bitki gelişmesinin önemli düzeyde etkilenmediği periyotlarda sulama yapılmayarak yada kısıtlı sulama yapılarak sulama suyundan tasarruf edilen su daha geniş bir alanda değerlendirilmiştir.
Örneğin hepimizin bildiği gibi buğdayın susuzluğa en hassas olduğu dönem süt olum dönemidir. Sadece bu dönemde yapılan sulama verimde % 97 oranında randıman sağlamaktadır.
Bir de taze fasulyeyi inceleyelim; Bu bitkinin en hassas dönemi çiçeklenme dönemidir. Bu dönemde yapılacak bir su kısıtlaması veya sulamadaki aksama verimi önemli ölçüde azaltabilmektedir. Halbuki büyüme döneminde su tutma kapasitesinin % 50 si kadar su verildiği durumlarda bile ekonomik bir verim elde edilebilir.
Tabii burada uygun bir sulama metodu da büyük önem taşımaktadır. Yine fasulyede yapılan bir denemede karık sulama metoduyla 2 haftada bir sulama, diğer parsele de damla sulama metoduyla günaşırı sulama uygulanmış sonuçta damla sulama yapılan yerde ürün hem 4-6 gün önce hasat edilmiş hem de daha fazla ürün elde edilmiştir. Ancak mısır, susam, çeltik gibi bitkiler suya aşırı duyarlı olduğundan bu tür bitkilerden su kısıtı yapmak yerine ya ekiminin daraltılması ya da ekiminin tamamen kaldırılması gerekebilir.
Sulama yoluyla toprağa verilen her damla su mutlaka .toprak yapısını etkileyecek ve çevresel sorunlar yaratmaya başlayacaktır. Bunu vücuda antibiyotik alımına benzetebiliriz. Yani aldığımız ilaç bir taraftan tedavi yaparken mutlaka bir başka yönden yan etki yaratmaktadır.
Sulama suyunun fazla uygulanmasında ya drenaj sorunu ortaya çıkmakta ya da drenaj yeterli ve toprak gevşek bünyeli ise bitki besin maddeleri tabana doğru yıkanarak kök bölgesinden uzaklaşmakta ve zayi olmaktadır. Ayrıca taban suyuna ulaşan bu maddeler nitrat vb. kirliliği yönünden içme suyu kaynaklarında tehlikeye yol açmaktadır.
Kötü drenaj koşullarında fazla su kök bölgesindeki toprakta birikmekte ve toprak zerrelerinin arasındaki gözeneklerin önemli bir bölümünü doldurmaktadır. Bu durumda bitki kökleri oksijen alamamakta, kök ve toprak üstü organlarının gelişmesi zayıflamakta neticede fazla sulama yüzünden verim kaybı olmaktadır.
Uygun bir kısıtlı sulama programıyla;
a) Su tasarrufu sağlanır, dolayısıyla su masrafı sulama işçiliği ve enerji masraflarından tasarruf edilir.
b) Tasarruf edilen suyla daha fazla alan sulanır.
c) Alan artışıyla ayni miktar sudan daha fazla üretim ve dolayısıyla daha fazla gelir elde edilir, milli gelirde daha fazla artış sağlanır.
d) Drenaj sorunu ve masrafları azdır.
e) Verilecek her miktar su toprakta ekolojik sorunlar yaratmaktadır; dolayısıyla su kısıtlamasıyla bu tür sorunlar asgariye indirilir.
f) Topraktaki su tarla kapasitesine kadar yükselmediği için bu aradaki olası yağıştan daha fazla yararlanılır.
g) Sosyal adalet açışından, mevcut su kaynağının sınırlı olduğu durumlarda bu kaynaktan yararlanamayan çiftçilerin de sulu tarıma geçmesiyle burada oluşacak ranttan daha fazla kesimin yararlanmasıyla sosyal adalet sağlanır.
h) Sulama suyunun yeterli ve fazla olması durumunda çiftçiler genellikle fazla su kullanma eğilimindedirler. Sulama suyunun kısıtlı olması durumunda ise çiftçiler suyu daha rantabl kullanmak durumunda kalmaktadırlar.
i) Su kaynağının kısıtlı olması çiftçileri su tüketimi az bitkilerle sulama randımanı yüksek sulama teknolojilerine yönelmesinde zorlayıcı bir etken olmaktadır.
SONUÇ
Su kaynağının kısıtlı olması hatta daha iddialı bir ifadeyle yeterli olması durumunda dahi; bitkilerin su verim ilişkileri dikkate alınarak bitkinin suya hassas olmadığı dönemlerde sulama yapılmaması veya daha az su verilmesi yoluyla kısıntılı sulama yapılması, bu şekilde mevcut suyla daha fazla alana ve sosyal kesime hizmet götürülerek daha fazla gelir sağlanmalıdır.
Burada adına su verimliliği diyelim veya sulama randımanı diyelim, genelde uyguladığımız sulama yöntemlerimiz yanlıştır. Su ile toprağı doğru bir şekilde buluşturamamışız. Globalleşen dünyamızda su ile toprağı doğru bir şekilde buluşturamayanlara su ile toprağı doğru bir şekilde buluşturanlar bazı şeyleri dayatırlar. Burada amaç sulanan alanlardaki aşırı su kullanımını önlemek, buna mukabil sulanamayan 12 milyon hektara sulama suyu götürmek olmalıdır.
Ülkemizin su kaynaklarının kısıtlı olması; su konusunda çiftçi taleplerinin artması ve mevcut suyla daha fazla alanın sulanarak daha fazla sosyal kesime hizmet götürülerek gelir artışının sağlanabilmesi için sulama ile ilgili hizmet götüren birimlerin uygun bitki paterninin seçimi, bitkinin hassas dönemlerinin tespitiyle buna uygun sulama programlarının ve sulama sistemlerinin geliştirilmesi gerek tarımsal gelir artışı gerek ekoloji gerekse yerüstü ve yeraltı su rezervlerimizin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
http://www.khgm.gov.tr/kutuphane/MAKALE/makale001.htm