Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 21 Aralık 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Tarım Tedarik »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
  ANA SAYFA   
 Tarım Finansmanı
 Tarım Sigortası
 Hizmet Sektörü
 Fuarlar
 Tohum
 Gübre
 Zirai İlaç
 Mekanizasyon
 Sulama
 Fidan
 Diğer

GDO'lu pamuk tohumunda dünya lideri olan ve Terminatör Geni'ni geliştiren ABD'li şirket DPL, 2001 - 2007 döneminde Tanm Bakanlığı memurlarına rüşvet verdi.

Rüşvetle denetimler engellendi. Genetiği değiştirilmiş organizmalara (GDO) yönelik tartışmalar devam ederken, GDO'lu pamuk tohumunda dünyanın en büyüğü olan ve Terminatör Geni'ni geliştiren şirket olarak anılan ABD'li Delta & Pine Land'in (DPL) Türk iştiraki Deltapine'm Türkiye'de Tarım Bakanlığı memurlarına 2001 - 2007 döneminde rüşvet verdiği ortaya çıktı.

Rüşvetin iki nedeni vardı: Birincisi, tarlalarda denetim yapılmasını engellemekti. Sözleşmeli çiftçilerin Türk Deltapine için ürettiği pamuk tohumlarının yetiştiği tarlaların, tohumlar şirkete verilmeden önce Tarım Bakanlığı tarafından denetlenmesi gerekiyordu. Şirketin verdiği rüşvetlerle denetimler yapılmadı. Denetim raporları masa başmda hazırlandı. Rüşvetin diğer nedeni ise tohumların ihracatı için Tarım Bakanlığı laboratuvarlarında yapılacak numune analizleri sonrası sertifika alınması gerekliliğiydi. Rüşvetle numune tohumların analiz öncesi şart olan kimyasal ve paketleme işlemlerinden geçmeden laboratuvarlara gitmeleri sağlandı.

SEC BELGESİNDE ORTAYA ÇIKTI
Skandal, Türkiye'de değil; ABD'de ortaya çıktı. Tarım Bakanlığı memurlarına verilen rüşvetin hikâyesi ABD'nin sermaye piyasaları kurumu olan SEC'in belgelerine yansıdı. 2007 yılında DPL, GDO'lu ürün pazarmda dünyada hâkim kabul edilen Monsanto'ya satıldı. Monsanto, satm alma öncesinde şirkette yaptığı incelemelerde Türkiye'de rüşvet dağıtıldığını gördü. ABD'de şirketlerin yabancı devlet yöneticilerine ve memurlanna rüşvet vermesini yasaklayan FCPA Yasası uyarınca kendi döneminde skandalin ortaya çıkması halinde hukuki sorunlar yaşayacağım dikkate alan Monsanto, SEC'e durumu ihbar etti. Şirket de artık satılıyor olduğu için bütün bilgileri SEC'e verdi. Sonuçta DPL, 300 bin dolar ceza ödemeyi ve iki yıl boyunca bağımsız bir kurum tarafından iyi yönetişim bakımından denetlenmeyi kabul etti.

RÜŞVET YÖNTEMİ
Rüşvet miktarı belirtilmemekle birlikte, bir seferinde memurlar için toplam 43 bin dolarlık seyahat, buzdolabı, ofis mobilyaları, bilgisayar masrafı yapıldığı SEC belgelerinde geçti. Şirketin muhasebe kayıtlarında memurlara verilen rüşvet, "hamallık ücreti" olarak geçti. Rüşvetin memurlara nasıl dağıtıldığı da anlatıldı. 2004 yılına kadar rüşvet, doğrudan Türk Deltapine tarafından ödendi. 2004 yılında DPL durumdan haberdar olunca, Türkiye'ye incelemeye gelindi. Türkiye'deki çalışanlardan rüşvet yönteminin değiştirilmesi istendi. Bunun üzerine Türk Deltapine, tedarikçisi bir kimya şirketinden rüşvetleri kendi adına ödemesini istedi. Kimya şirketi, Türk Deltapine'a sattığı malların faturalarına yaptığı ödeme kadar fiyat ve yüzde 10 komisyon ekledi.

'Sen nerde yaşıyorsun? Rüşvet değil hediye'

Türk Dertapine'ın artık bütün faaliyetleri Monsanto tarafından yürütülüyor ve varlığını tabela şirketi olarak sürdürüyor. 2007'de şirketten istifa eden Genel Müdür Hasan Yener, SEC belgelerindeki ifadeler için "Rüşvet değil, hediyeydi. ABD'nin kendi iç işleyişi nedeniyle orada bildirildi" dedi. "Kendi ifadenizle hediye verilmesinin nedeni nedir?" sorumuz üzerine Yener, "Sen hangi ülkede yaşıyorsun? Bunu bütün şirketler yapıyor. Türkiye'de yaşıyoruz, devlet dairelerine hediye verilir" diye konuştu. GDO'İu tohum üretimine yönelik rüşvet söz konusu olup olmadığı sorusunu da Yener, "Biz GDO'İu tohum hiç üretmedik. Şirketin konvansiyonel tohum merkeziydik. Yunanistan gibi bu konuda sıkı denetimi olan bir pazara ihracat yapıyorduk. Lobisi yapıldı ama devlet AB yüzünden kabul etmedi" diye konuştu.

GDO’lu tarımda en çok korkulan konulann başında 'terminatör geni' ile donatılmış tohumlar geliyor. Bu tohumlar diğer GDO’lu tohumlarda da olduğu gibi hem çevre koşullan hem de haşerelere karşı son derece dayanıklı. Ancak terminatör genli tohumların marifeti bununla sınırlı değil. Bu tohumlar hasat esnasında yeni tohum açığa çıkarmadan olgunlaşıyor. Böylece bu tohumu bir kez alan çiftçi her yıl yeniden tohum almak zorunda kalıyor. Aynı şekilde diğer tarlalara sıçradığında hızla gelişen bu tohumun doğal temelli tohumları da yok etmesinden endişe ediliyor. Delta Pine Land, Monsanto tarafından satın alınmadan önce Türkiye'nin yanı sıra Pakistan, Çin, Hindistan gibi önemli pamuk üreticisi ülkelerde faaliyet gösteriyordu. Satın alma operasyonu sivil toplum tarafından GDO'İu pamuk tekeli oluşacağı gerekçesiyle eleştirilmişti.

GDO'lu çıkarsa iç piyasaya veriyorduk

İsminin açıklanmasını istemeyen eski bir çalı ise her ne kadar rüşvet verme sebeplerinin GDO ile bir ilgisi olmasa da, GDO'İu tohumlar ürettiklerini söyledi. Çalışan şunları söyledi: "GDO'İu tohumlar vardı. Zaten bizim kendi testlerimizi geçemezse, ihracata değil iç piyasaya veriyorduk. Bu konuda Tarım Bakanlığı denetimi yoktu. Tarlalardaki tohumların sertifika alabilmesi için yapılacak denetimler uzun sürüyordu. Bazı tarlalarda yakın mesafede başka pamuk tarlası olmaması şartını karşılamıyordu. Rüşvet bunun için veriliyordu."

 

http://www.turkforum.net/

 

 

 

Ekleme Tarihi
29.11.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız