TARMAKBİR Başkanı'nın çağrısı
BUZDAĞININ DİBİ / Rüştü BOZKURT
Ülkemizin değişik yörelerinde tarımda kullanılan makine-donanım üreticilerini inceleme fırsatlarımız oldu. Yaklaşık 2 yıl önce de Konya'da tarım makineleri üreticilerine ilişkin kapsamlı tartışmalar yaptık. Geçen yıl Bakanlığın destekleri tarım makineleri üreticilerinin rahat bir yıl geçirmesini de gözlemledik. TARMAKBİR Başkanı Mustafa Uyar'dan bir çağrı aldım; KONYA TARIM 2012 / 10'uncu Uluslararası Tarım, Hayvancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı'na katılmamı istiyordu... Gelişmeleri topluca bir arada görmek için bu fırsattan yararlandım, günü birlik Konya'ya giderek fuarı görme fırsatını değerlendirdim. Birinci gününde fuar olağanüstü kalabalıkmış... Dışişleri Bakanı ile Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı'nın katılımının etkili olduğunu düşünenler vardı... Benim ziyaret ettiğim ikinci günde sabahın erken saatlerinde ,geçmiş yıllara göre genişletmesine rağmen fuar alanının dar geldiğini gösteren hareketlilik hemen göze çarpıyordu. İnsanlarımız Şimon Perez'in anlatımı ile "Şimdi topraklar insanları değil, insanlar toprakları zenginleştiriyor" saptamasının farkında. Herkes, fiziki varlıklar, yetişmiş insan gücü ve teknoloji arasında etkin koordinasyon sağlamadan istenen yere ulaşamayacağımızı anlamış durumda... Tarımda mekanizasyon alanında geldiğimiz düzeyi sadece ülke içi pazarda değil, dünyaya açmak gerektiğini gösteren birçok örneğe tanıklık ettik. Başta TARMAKBİR Başkanı Mustafa Duyar olmak üzere, çok değişik uzmanların katıldıkları toplantılardan çıkardığım dersleri kısaca aktarmak istiyorum: 1. Gelecek yıl İstanbul'da düzenlenecek fuara, çok sayıda ülkenin ilgili insanın katılması isteniyor. Bu konuda ekonominin temel aktörlerinin başında gelen kamu yetkililerinin ciddi desteği bekleniyor. Ayrıca, İstanbul'da düzenlenecek fuarın STK'ların da katılımı sağlanarak, tarımda mekanizasyon konusunu dışa ve dünyaya açmanın bir vesilesi olması isteniyor. Sorunun bir "ulusal hamle aşaması" olarak algılanmasını önerenlere aynen katılıyorum. 2. Tarım kesiminde makine-donanım üretimi ile ilgili çok ciddi bir "dinamik envanter" ihtiyacının herkes altını çiziyor. Mevcut kapasite ve teknik olanaklarının ne olduğunu bilmek, ülke ihtiyacını net biçimde tanımlamak sektörü geleceğe sağlıklı biçimde taşımanın gerek şartı olarak görülüyor. Bu isteği, geç kalınmış bir talep olarak görüyorum; zararın neresinden dönülürse kardır anlayışından hareket ederek tarım kesiminde mekanizasyon konusunda da ihtiyaçlar ile imkanlar arasında dengeyi kurmak için net bilgilere dayalı yönlendirmenin gereği apaçık ortada. 3. Tarımsal destekler verilirken STK'lara üyeliğin özendirilmesi hatta zorlanması isteniyor. Bu isteğin haklı gerekçesi var. Meslek örgütlerine üye olma, entelektüel erişebilirlik kolaylaştırıyor. Örgütlülük sistem performansını iyi kullanma açısından açılımlar yaratıyor. Ayrıca STK'lar aracılığı ile tarım makine-donanım üreticilerinin "özdenetiminin" sağlanmasının da kaynak verimliliğine etkileri olacağı ısrarla vurgulanıyor. Bugün örgütlenmedeki zaaflar dikkate alındığında, mesleki örgütlenmeyi özendirici hatta zorlayıcı önlemlere destek vermemiz gerekiyor. 4. Ülkemizde vergi yasalarında kayıt dışı uygulamaları önlemeye yönelik alanın daraldığı, o nedenle özel hukuk alanının harekete geçirilmesi gerektiği uzmanlar tarafından ısrarla vurgulanıyor. Ülkemizin bu çok temel sorunu tarım makineleri üretim alanında da yaygın olan bir sorun. Hem dünya gerçekleri hem de ülke gerçekleri "sözleşmeli üretim, satış ve işlem" alanına hızla geçmeyi gerektiriyor. Uzmanlar, parçalanmış arazilerin verimli ölçeklere ulaştırılmasından, sözleşmeli makine alımına kadar tarım alanında bir dizi önlemin önemi ve ivediliğine değindi. Görüşlere katılmamak mümkün değil. 5. Tarım makineleri üretiminde de "mikro-ölçek işletmelerin" işbirlikleri, birleşmeleri ve ortaklıklarla "rekabet edebilir ölçeklere" taşınması, ülke ölçeğinde birkaç "markanın" yaratılmasının sağlıklı bir gelecek yaratmanın gerek şartı olarak görülüyor.
Konya'da başarılı bir fuar organizasyonu gördük... Alanın dar geldiğini, gelecek yıllarda daha büyük alan yaratmanın gereğine tanıklık ettik. İstanbul Fuarı'nın bir ulusal sorun olarak ele alınmasını önerenlerin haklılığını gözledik. Medyanın tarımsal üretim konusunda gerekli ilgili göstermediğinden yakınanlara hak verdik. Birçok sorunumuzu açık ortamlarda konuşuyoruz... Ne konuştuğumuz önemli ama neleri konuştuğumuz daha önemli... Bugünün olanak ve kısıtlarını, geleceğin fırsatları ile dengelemek zorundayız. O nedenle TARMAKBİR Başkanı'nın çağrısına kulak vermeliyiz. |