Isparta’nın Eğirdir Gölü rüzgara ve ışığa göre renk değiştiriyor ve “Yedi renkli” diye anılıyor.
Bu yıl yağışların artmasıyla gölün su seviyesi bir metre yükseldi, doğa yeniden canlandı. Yalvaç İlçesi’ndeki Taşevi Plajı kaymakamlık tarafından düzenlendi. Kumsalı, yeşil alanları, sosyal tesisi, gül bahçesi ve piknik alanlarıyla dört dörtlük bir plaj görünümüne kavuştu.
Eğirdir, 517 kilometrekarelik yüzölçümüyle Türkiye’nin en büyük doğal tatlı su göllerinden. Kuzeydeki küçük kısmı Hoyran, güneydeki bölümü ise Eğirdir olarak anılıyor. İki bölüm Hoyran Boğazı’yla bağlanıyor. Ortalama derinliği 12, en derin noktası 16 metre. Etrafı elma ve şeftali bahçeleriyle çevrili doğal sit alanı.
Eğirdir çevresini üreme, barınma ve konaklama alanı olarak kullanan 150’den fazla kuş türü var. Gölde en çok bulunanı meke ve martı. Diğerleri arasında küçük karabatak, erguvani balıkçıl, ak balıkçıl, ak kuyruksallayan, ebabil, ağaçkakan, kum kırlangıcı, küçük balaban, küçük kerkenez, ala doğan, yeşil ördek, kaz var.
Yer yer sazlıklar ve nilüferlerle kaplı gölün çevresi çok zengin bir bitki örtüsüne sahip. Yöre halkınca bilinen 91 farklı tıbbi-aromatik bitki arasında sümbül, kekik, salep, karabaş otu, altın otu yer alıyor. Gölde en fazla avlanan balık türü gümüş. Bunun dışında levrek, sazan ve kerevit maalesef artık çok az miktarda.
Eğirdir Gölü doğa turizmi için en iyi seçeneklerden. Göl ve çevresi doğa yürüşleri, yüzme, yamaç paraşütü, dağcılık, ip inişi, avcılık, binicilik, bisiklet, sörf, kürek, foto safari, olta balıkçılığı için elverişli. Ayrıca Eğirdir ilçesi Davraz Kayak Merkezi’ne 23 kilometre uzaklıkta. Bu yüzden göl ve dağ turizmini bir arada yapmak isteyenler için de iyi bir alternatif.
GÖLÜN MERAKLISI YENİ ZELANDA’DAN GELİYOR
Gölde iki küçük ada var: Canada ve Yeşilada. Anakaraya yolla bağlanan Yeşilada’da yerli ve yabancı turistlere hizmet veren ev pansiyonculuğu gelişmiş. Lokantalarında göl manzarasına karşı balık yiyebilirsiniz. Adanın doğa güzelliklerinin yanında tarihi zenginlikleri de bulunuyor. Aya Stefanos Kilisesi bunlardan biri. Canada ise Eğirdir ile Yeşilada arasında, sadece piknik alanı olarak kullanılan bir adacık.
Eğirdir’e giderseniz Akpınar Köyü’ne mutlaka uğrayın. Buradaki Seyir Terası’ndan gölü kuşbakışı seyredip muhteşem manzaranın fotoğrafını çekebilirsiniz. Köy, Eğirdir’e 7 kilometre uzaklıkta. Çevrede görülmeye değer bir başka yer Kovada Gölü Milli Parkı. Karayoluyla il merkezine 58, Eğirdir ilçe merkezine 24 kilometre mesafede. Eğirdir Gölü’nün uzantısı olan Kovada Gölü, aradaki dar vadinin alüvyonlarla dolmasıyla oluşmuş. Günübirlik etkinlikler, kampçılık, doğa yürüyüşleri yapılabilen milli parkta bir kır gazinosu da bulunuyor. Alan içerisinde çadırla konaklamak mümkün. Bunun için yurdışından gelenler oluyor, Yeni Zelanda’dan gelenlere bile rastlanıyor.
Eğirdir Gölü’nü günbatımıyla da eşsiz olduğunu belirtelim. Akşam saatlerinde ortaya muhteşem bir manzara çıkıyor.
YÜZMEYE ELVERİŞLİ
Altınkum gölün en sakin koyunda ve en ünlü plajı. İsmini kumun renginden alıyor, yüzmebilmeyenler için ideal. Sahilden 200 metre açığa kadar derinlik insan boyunu geçmiyor. Bu civarda izin alarak kamp yapılıyor. Plajda kum banyosunun bazı eklem ve romatizma ağrılarını iyileştirdiği öne sürülüyor. Bu arada yörede Kemik Eklem Hastalıkları Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bulunuyor. Gölün bir başka önemli plajı Yalvaç ilçesindeki Taşevi. Üç yıl önce çalılar, taşlarla doluymuş bu alan. Kaymakam Nevzat Taşdan, Köylere Hizmet Götürme Birliği imkanlarını kullanarak iki yılda plaja dönüştürmüş. Jet ski, muz, barbekü dahil ne ararsanız var. Yakında cankurtaranlar görev başında olacak. Plaj geceleri güneş enerjisiyle çalışan lambalar sayesinde ışıl ışıl. Aquapark yakında hizmete girecek. Taşevi Plajı’nda yakın konaklama tesisi yok, plaj günübirlik kullanıma açık.
GÖLÜN İKİ CANAVARI
Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Göller Uzmanı Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü üzerinde çalışmalar yapıyor.
Göle 1955’te dışarıdan etçil, saldırgan bir balık türü olan sudak getirilmiş. Kesici, balığın gölün otçul olan yerli türlerine büyük zarar verdiğini söylüyor. “Sazan, şişek, eğrez, kavine, yağ balığının neredeyse nesli tükendi. Besin bulamayan sudakların sayısı da azaldı. 2002’de yine ekonomik nedenlerle istilacı, etçil gümüşi havuz balığı (Çin sazanı) göle atıldı. Dip canlılarını yok etti. Aynı dönemde atılan kadife balığı göle uyum sağlayamadı ve yok oldu. Tatlı su istakozu (kerevit) gölde az miktarda da olsa bulunuyor.” Halkın pek sevmediği Çin sazanı şimdi en çok bulunan tür. 5-8 santimetreye ulaştığında yurtdışına ihraç ediliyor. Gölün gerçek sahibi sazan yok denecek kadar az. Zaten artık Çin sazanı ve gümüşün dışındaki bakıkların avı yasak. Bir başka tehlike sulama amacıyla gölden aşırı su çekilmesi. Kimyasal gübreler suya karışıp, gölü zehirliyor. Kesici, “Önlem alınmazsa göl doğal alan tahribatının acı örneklerinden biri olacak” diyor.
EKOLOJİK PAZARA UĞRAYIN
Eğirdir’de her hafta kurulan Perşembe Pazarı’nın yanı sıra ağustostan ekime kadar, pazar günleri Pınar Pazarı kuruluyor. Daha çok yöresel ürünlerin satıldığı pazarda doğal sebze meyve, tahıl, tarhana, peynir, yağ, nohut, fasulyenin yanı sıra kasaplık ve beslemelik küçükbaş-büyükbaş hayvanlar, ev araç gereçleri, giysiler bulunuyor. Pınar Pazarı ilçede üretim ilişkisinin odağını oluşturuyor. Burası yöre halkının ve yöreye yakın yerlerin, diğer kentlerde yaşayanların yöresel ekolojik ürünleri bulabileceği, kışlık gereksinimlerini toplu olarak sağlayabileceği bir yer.