Üç domates yolda yürüyormuş.Birinci demiş ki; "-benim önümde hiç domates yok, arkamda 2 domates var."
İkinci demiş ki; "benim önümde 1, arkamda 1 domates var."
Üçüncü demiş ki; "benim önümde 2, arkamda da 2 domates var."
Peki bu nasıl olur?
Dilediğiniz kadar düşünün ve işin içinden çıkmaya çalışın.
Oysa cevap bazen çok basit olabiliyor: "Üçüncü domates yalan söylüyor."
Enflasyonu düşürmede Merkez Bankası'nın "işsizlik ve dış açık üretme pahasına" 2 aydır uyguladığı yüksek faiz yerine, domatesin belirleyici olması, bu paradoksu çağrıştırdı bana.
İsrail'deki yangından İstanbul'daki lodosa dek etkili olan aşırı sıcaklar yüzündenaklı şaşan domatesin yarattığı bolluk, enflasyonun beklenenden düşükçıkmasını sağlamış. Neticede domates diye sembolleştirdiğimiz, endekslerde gıdalar, % 27 ağırlığa sahip.
Bugün iklim şaşkını domatesin endekslere verdiği destek, yarın 3'üncü domatesin "yalanıyla" çekip gidebilir. Akabinde de enflasyon hedefi peşinde koşmaktan nefesi durmuş Merkez Bankası görürüz.
Geriye de; 3'üncü domatesin yalanına kanıp, para politikasına artık etki edemeyen Merkez'in aylardır boşu boşuna ödediği yüksek faiz kalır.
İhracatın freni ve faizin artırdığı maliyetlerin dönüp dolaşıp enflasyona katkısı da cabası.
Şeref Oğuz
|