Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 28 Nisan 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Etlerini satamayınca organik üretim yapmaya karar veren Ayvacıklı üreticiler, önce proje geliştiriyorlar ardından da ilgili kurumlardan yardım alıyorlar. 8 köyün üreticileri projeye dahil oluyor ve sonunda organik et üretimi gerçekleştiriliyor.

Geçenlerde okuyucumdan gelen e-posta üzerine küçük bir araştırma yaptım ve ilginç bir gelişmeyle karşılaştım. Sizlerle de paylaşmak istiyorum. Konunun özü, organik hayvancılık. Et fiyatlarının tartışıldığı ve hayvan ithalatının yapıldığı şu dönemde gerçekten konu ilginç ve bir o kadar da önemli.

Bu ilginç gelişmenin yaşandığı yer, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi. Bilindiği üzere hayvancılık Ayvacık'ta yaygın. Yoğun olarak da boz sığır ırkına sahip bir ilçe. Gelelim konunun detayına... Biraz hikâyeleştirerek anlatacağım çünkü bana göre anlatacaklarım başarı öyküsü.

Ayvacık'taki üreticiler, bir gün organik hayvancılık yapmaya karar veriyorlar. Tabii tek başlarına değil. İl Tarım Müdürlüğü'nü ve İlçe Tarım Müdürlüğü'nü de işin içine katıyorlar.

Sonuçta, 2009 yılında proje oluşturuluyor ve bu projeye 8 köy katılıyor. Amaç ise koru hayvanlarının ekolojik yaşam içinde beslenmesiyle elde edilecek organik etin değerlendirilmesi. Yani, bir anlamda organik ürün üretmek. Konu hakkında ilgili kurum ve kuruluşlardan da yardım alıyorlar.

Proje geliştiriliyor... Geçen yılın sonunda ilk ve tek ‘Organik Kırmızı Et Üreticileri Birliği' Ayvacık'ta kuruluyor. Ardından da etlerin organik kesimi ve paketlenmesi için de et parçalama tesisi oluşturuluyor.

Bundan sonrasını, konuyu bana e-posta ile ileten ve projenin bir bölümünü yürüten Atlas Ekolojik şirketinden Hakan Patır'dan dinleyelim:

8 köy bir araya geldi

"Bölgede gelenek olduğu üzere mera hayvancılığı yapan ve geniş arazilerinde serbestçe dolaşan boz sığır ırkı sahibi köylüler birleşerek, organik üretim yapmaya karar verdiler. Organik hayvancılık bir motivasyon olsa da burada geleneksel, ilkel ve doğal olan yapıldı. Yüzlerce dönüm arazide serbestçe dolaşan ve bölgeye ait olan boz sığırlar, sadece bölgede olan kekik ve meşe palamudu gibi bölgenin bitki örtüsünden beslendiler. Organik olması önemli idi çünkü, her mecrada her ürün için doğal denildiği ve bunun gerçekliğinin herkes tarafından şüphe ile karşılandığı bir ortamda doğallık yetmezdi. Bir üst basamağa çıkması yani doğallığının belgelenerek, organik olması gerekiyordu.

2009 Nisan ayında İlçe Tarım Müdürlüğü koordinasyonunda 8 köy ile başlayan proje tüm bölge halkı ve resmi kurumlar tarafından desteklendi. ICEA Türkiye sertifikasyon firması tarafından bir yıl süre ile takip edilen organik geçiş süresi geçen nisan ayında tamamlandı."

Yerel ırk, yerel imkân

Hakan Pandır, mail'ini şu sözlerle bitiriyor: "Yerel bir ırk ile yerel imkânlar ve yöntemlerle bölge insanı tarafından yapılan; birlik çatısı altında toplanarak bir kırsal kalkınma tabanı oluşturan bu örnek proje, hem yerelin değerlenmesi hem de bundan sonra yapılacak örnek projeler için çok büyük önem taşıyor. Organik olması dışında yerel olması geleneksel yöntemler ile üretilmiş olması ve her şeyi ile Türkiye'ye ait olması projenin devamı için önemlidir."

Bundan sonraki gelişim de önemli. Nisan ayında organik ürün sertifikası alındıktan kısa zaman sonra organik etlere ciddi talep gelmeye başlamış. Proje başlamadan önce üreticiler etlerini satmakta ciddi zorlanırken bugün alıcılar kapıda kuyruk oluşturuyor.

Sözün özü, ben buna kelimenin tam anlamıyla başarı öyküsü derim. Bu öykünün de ana fikri sadece organik üretim değil. 8 köyün üreticilerinin bir araya gelmesi, hiçbir çekişme olmadan bir projeye gönül vermeleri ve sonunu kadar da götürmeleri. Bana göre işte asıl başarı öyküsü budur.

 

Noyan Doğan

http://www.referansgazetesi.com/

Ekleme Tarihi
18.08.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız