Kriz dönemleri belirsizliğin ve güvensizliğin arttığı dönemlerdir. Bu yapının ortaya çıkığı ortamda herkes "tünelin ucundaki ışığı" merak eder. Buna en iyi yanıtı ise benzer krizleri araştıranlar verir. Bugün size tünelin ucundaki ışığı araştıran üç yabancı araştırmadan söz edeceğim.
Bütün dünyada krizle ilgili en çok sorulan soru, krizin ne zaman sona erebileceği. Kimilerine göre kriz U şeklinde bir yol izleyecek kimilerine göre ise L şeklinde bir yolla karşılaşılacak. Krizin gelişiminin anlaşılabilmesi için çeşitli alanlarda, farklı araştırmalar yapılıyor ve sonuçları ortaya konuluyor. "Tünelin ucundaki ışığın ne zaman görüleceğinin" tahminini yapmaya çalışan herkes, bu araştırmalara büyük ilgi duyup sonuç çıkarmaya çalışıyor.
MSCI Wold Index, izlediği 23 gelişmiş ülke borsasında yaptığı araştırma sonuçlarını açıklarken bu krizin 1929, 1973 ve 2000 krizleri gibi çok önemli düşüşlere neden olduğu sonucuna vardığını açıklıyor. Bunlardan 1929 krizinde düşüşün 34.2 ay, 1973 krizindeki düşüşün 20.7 ay, 2000 krizindekinin ise 30,2 ay sürdüğü açıklarken, son krizin 16.5 aydır sürdüğü bilgisini veriyor.
Görüldüğü gibi bu araştırma krizlerin borsalar üzerindeki etkilerini ele alan bir çalışma. Yaşanmış krizlerin resesyon, kredi daralmaları, konut fiyatları düşüşü açısından sonuçlarının neler olduğunu inceleyen ve ona göre çıkışın ne zaman olabileceğini, tünelin ucundaki ışığın ne zaman görüleceğini ortaya koymaya çalışan araştırmalar da var.
Son dönemde Anadolu'da yaptığımız toplantılarda Gazi Erçel bu araştırmalardan ikisinin sonuçlarını aktarıyor. Bunlardan birisi içlerinde bir Türk gencinin de yer aldığı IMF'nin 21 OECD ülkesini kapsayan araştırması.
IMF araştırmacıları Ayhan Köse, Stijn Claessens ve Marco Terrones,1960 ve 2007 yılları arasında OECD ülkelerinde yaşanan 121 resesyon, 112 kredi daralması, 28 kredi verilmesine son verilmesi, 114 konut fiyat düşüşü, 28 konut fiyat çöküşü, 234 hisse senedi fiyat düşüşü, 58 hisse senedi fiyat çöküşü üzerinde çalışma yapmışlar. Resesyon süresinin 4 ile 6 çeyrekte bir yılla bir buçuk yıl arasında sürdüğünü saptamışlar. Ama kredilerin 18 çeyrekte zayıf kaldığını, ancak 4.5 yılda krizin başlangıç noktasındaki duruma geri döndüğünü görmüşler. Konut sektöründe ise 10 çeyrekte iki buçuk yılda başlangıç noktasına ulaşıldığını belirlemişler. Büyümede başlangıç noktasındaki ivmenin yakalanması için bir buçuk yıllık bir süre geçmesi gerektiğini ortaya koymuşlar.
Diğer araştırma Reinhart ve Rogoff tarafından finansal kriz yaşamış 5 sanayileşmiş ülke, 5 Asya ve 2 Latin Amerika ülkesi ile, 1899 Norveç ve 1929 Amerika krizlerinin incelenmesinin sonuçlarını ortaya koyuyor ve ilk araştırmaya yakın bulgulara ulaşıyor. Bu araştırmaya göre konut sektörü ortalama yüzde 35 düşüş kaydediyor ve 6 yılda kendine geliyor. Hisse senetleri yüzde 56 değer yitiriyor ve 3.5 yılda başlangıç noktasına geri dönüyor. Kamu borcu yüzde 86 artıyor ve 3 yılda toparlanıyor. Kişi başına mili gelirde yüzde 9 düşüş oluyor ve yaklaşık iki yılda toparlanıyor. İşsizlik oranı yüzde 7'lik bir artış gösteriyor ve 5 yıllık bir sürede normalleşme sağlanıyor.
Sanırım bu araştırmaların sonuçları bize çalışma alanlarımıza göre farklılık taşıyan "tünelin ucundaki ışık" konusunda kesin olmasa da bazı bilgiler verecektir. Gönül isterdi ki, bazı araştırmacılar da bizim 1994, 1998, 2001 krizlerimizi inceleyip onların sonuçlarını bize sunsaydı. Ancak, bu krizin bizden kaynaklanan bir kriz olmaması yukarıda sözünü ettiğimiz araştırma sonuçlarının değerini azaltmaz…
Osman Arolat
dunyagazetesi.com.tr
|