Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 KURBAN Bayramı’nın ilk günü bayram namazı için Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinde eşimin ailesinin evine yakın küçük camideyiz. İlçe merkezindeki camiden naklen yayınla bayram vaazını dinliyoruz.

 
Namaz saati yaklaşınca vaazı veren hoca vacip olan kurban kesmenin gereklerini anlatırken şu cümlesi dikkatimi çekti:
- Kestiğiniz kurbanın kanı ne kadar çok akarsa, o kadar çok günahınız affolur.
Hocanın kafama takılan bu cümlesini Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri 
Yüksek Kurulu Üyesi Doç. Nihat Hatipoğlu’na sordum:
- Hocam, herhangi bir ayette, “Akan kurban kanı kadar günah silinir” gibi bir cümle var mıdır?
- Yok öyle şey... Bunlar yanlış şeyler... Kurbanı hayvana eziyet etmeden kesmek gerekir. Ayeti kerime, “Kesilen kurbanın kanı da, eti de Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşan sizin niyetinizdir” der.
Hatipoğlu, ardından şunu ekledi:
- Belki de vaazı veren hocamız, “Kurbanın kanının tümüyle 
akmasını sağlamak gerekir, kan toprağa iyice aksın” demek istemiştir. Sağlıklı olan da budur.
Şu uyarıyı yapmayı da ihmal etmedi:
- Bayram namazına küçük çocuklar da gider. Dolayısıyla vaaz sırasında bunları da dikkate almak gerekir. Ben televizyon programımda, “kurban kesmek” yerine “kurban görevi” deyimini kullanırım. Bunu özellikle çocukları düşünerek yaparım.
Namazı kıldığımız caminin imamının da hutbe sırasındaki şu sözü de kafama takıldı:
- Son dönemlerde, “Kurban kesmek yerine bağış”ı gündeme getirip, bu konuyu sulandıranlar oldu. Bağışın yeri ayrı, kurbanın yeri ayrıdır... Bağış, kurbanın yerini tutmaz.
Tamam, vaazı veren hocanın da, hutbeyi okuyan imamın da Kurban Bayramı’nda kurban üzerine sözler söylemesi gerekir.
Ama ya seçilen kelimeler ve cümleler...
Örneğin imamın kullandığı, “sulandırmak” kelimesi hutbeye yakışır mı?
Hele “kurbanın kanının miktarı ile günahları eşleştirmek” benzetmesi doğru olur mu?
 
İthal kurbanlıklar arasında hamile olanlar bile vardı
 
TEKİRDAĞ’ın Hayrabolu ilçesinde arefe günü kurban pazarı... Pazarda neredeyse kurbanlık küçükbaş hayvan kalmamış gibiydi...
Derken bir kamyon yanaştı:
- Buyurun beyler, ithal kurbanlıklar geldi...
Belediye görevlisi devreye girdi:
- Durun bakalım, önce kurbanlıkların belgeleri incelenecek, uygun mu değil mi bakılacak...
Görevliler incelemeyi yaptı, sonuç açıklandı:
- Bu hayvanları kurbanlık diye pazarlayamazsınız. Bunların hepsi dişi... Üstelik aralarında hamile olanlar bile var...
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğlu’nun, “Elde kalan kurbanlıkları Et ve Balık Kurumu alacak” açıklaması ithalat kapısından giren söz konusu kurbanlıkları da kapsıyor mu acaba?
 
 
 
 
Vahap Munyar
 
 
 

Ekleme Tarihi
19.11.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız