Haber, 2009 yılında "İşbirliği yap 250 bin lira al" diyen Sanayi Bakanlığının önerisine KOBİ'lerin yeterli önemi vermediğini ortaya koyuyor.
5 KOBİ'nin işbirliği yada birleşmeyle yararlanabileceği bu teşviğe sadece 11 başvuru olmuş. Şirket birleşmelerine vergi muafiyetine ise hiç başvuru olmamış. Oysa, bizim cüce işletmeler olan KOBİ'lerimizin işbirlikleri ve birleşmelerle büyümeye, gelişip serpilmeye rekabet güçlerini artırmaya ihtiyaçları var. İşbirliği ve birleşmelerde doğru desteklerle doğru örnekler yaratıp işletmelerimizi "cücelikten" kurtarmalıyız. Yeni rekabetçi yapıyı ancak böyle elde tutabiliriz.
Son yıllarda ülkemizde sık sık KOBI'lerden söz ediyoruz. Kamuda KOBİ'lerle ilgili kararlar alıyoruz. Birleşmelerinin rekabetçi büyüklüğe gelmelerinin öneminin altını çiziyoruz. Bankalarımızda KOBİ'lere yönelik yeni hizmetler, krediler gündeme getiriyoruz.
Ama herhalde bu çok konuşmamıza "KOBİ fetişizmi" yaratmamıza karşın, KOBİ'lerin gelişmesi, yeterince büyüyüp serpilmesi konusunda önemli gelişme sağladığımızı söyleyebilecek durumda değiliz.
Bu karara bizi vardıran ekonomimiz içersinde önemli bir araç olan, ekonomimizin kılcal damarlarını oluşturan, esneklikleriyle her dönem büyük önem taşıyan KOBİ'lerle ilgili genel resim. Bu resimde esas itibariyle yüzde 90'ı cüce olan, sadece 1-9 kişi istihdam eden, bu nedenle rekabet edebilir ölçekten uzak olan, aynı şekilde teknolojik donanımları da rekabet edebilir özellikler taşımayan bir KOBİ işletmeleri tarlasına sahibiz. Doğaldır ki bu durumdaki KOBI'ler enformasyon, koordinasyon ve odaklanma sağlayacak çağdaş yönetim anlayışına da ulaşamıyorlar."Küçük olsun benim olsun" zihniyeti içersinde "Herşeyi elinin menzili altında tutmak isteyen" yöneticileriyle giderek güç kaybediyorlar. Her kriz döneminde çok sayıda KOBİ sistem dışına çıkıyor.
KOBİ'lerin bu üç temel sorununu ölçek, geri teknoloji ve yanlış yönetim modeli sorununun çözümünde en önemli araç "birleşmeler ve işbirlikleri" dir. Çünkü, "Küçük güzeldir" tanımı belli esneklik, uyum gibi belli doğruları içerse de, üretimde aslolan süreklilik ve rekabet edebilir olmaktır. Bunun için ise ölçeğin büyütülmesi, teknolojinin geliştirilmesi, yönetimin çağdaşlaştırılması gerekir.
Türk KOBİ'lerinin temel çıkmazının bunlar olduğu bilinmektedir. O nedenle tedarikçi oldukları alanlarda ithal ürünlerle rekabette geri düşmektedirler. Birçok KOBİ tedarikçiliğini yaptıkları Holdingler tarafından terk edilmektedir.
Sanayi Bakanlığı ve KOSGEB'in "İşbirliği ve güç birliği" programı içersinde 2009 yılı ortalarında çıkardığı teşvikler önemlidir. Ancak, birleşme ve işbirliği kültürüne sahip olmayan KOBİ'lerimiz bu konuya ilgi göstermemiştir. En az bir yıl önce kurulmuş 5 KOBİ'nin ya kendi varlıklarını koruyarak ortak bir şirket kurmaları, yada kendilerini feshederek yeni bir şirket çatısı altında birleşmeleriyle yararlanabilecekleri, ortak hammadde alımları, ortak pazar geliştirme, ortak üretim ve teknoloji geliştirme için 250 bin liralık hibeden yararlanabilmek için yapılan başvuruların sayısı sadece 11 olmuş. Aynı şekilde geri ödemeler kısmı da sadece 9 başvuruda kalınca, toplam başvuru 20 ile sınırlı kalmış.
Bu tablo bizim KOBİ'ler üzerine çok konuşmamıza karşın, KOBİ'ler konusunu az bildiğimizi ortaya koyuyor. Tabi bunda iki önemli etken daha var, Bunlardan birisi Anadolu'nun birçok ilinde özellikle yurt dışındaki işçilerin katılımıyla kurulan çok ortaklı şirketlerin olumsuz örneklerinin yarattığı "Bizde çok ortaklılık olmaz" düşüncesi. İkincisi ise, hazırlanan teşviklerin iyi anlatılamaması, duyurulamaması, uygulamada bürokratik olumsuzlukların ortadan kaldırılamaması.
Beki de bu nedenle Anadolu'da tekrarlanan "Göz en iyi tanıktır" düşüncesine bağlı olarak bu tür teşviklerin önce özel alanlarda, özel örneklerle uygulanıp, "Başarı örnekleri" yaratıldıktan sonra yaygınlaştırılması yoluna gidilmesi gerekiyor. Hatta bunu yanında KOBİ'lerimizin yabancı KOBİ'lerle işbirlikleri ve birleşmelerinin başarılı örneklerine de ihtiyacımız var. Bu konuda da özel uygulamalar, teşviklerle doğru örnekler yaratılmalı.
KOBİ'lerimizin geri teknolojili, çağ dışı yönetimli ve rekabetten uzak cüce işletmeler olmalarına son vermek için "İşbirlikleri ve birleşmeler" yolunda desteklenmelidir. Sanayi bakanlığı ve KOSGEB'in bu yoldaki girişimi doğrudur. Ancak, neden kısır kaldığı ve istenen sonuca ulaşmadığı çok iyi incelenerek, yeni modeller üretilmelidir. Türkiye KOBİ'lerini uygun ölçekli, rekabet edebilir ve işbirliklerine açık hale getirmek zorundadır.
Osman Arolat
http://www.dunyagazetesi.com.tr/ |