Bazı alanlarda tüketimin adeta sıfırlanması karşısında, her alanda tüketim talebinde ciddi gerilemeler ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda nakit sıkıntıları, borç ödememeler, stoka çalışma zorunlulukları gündeme geliyor. Ve bunu gören birçok sektör temsilcisi iç piyasanın canlanması yolunda önerilerde bulunuyor. ÖTV ve KDV indirimleriyle tüketimin artmasına yardımcı olunmasını istiyorlar ve önlemlerin bir an evvel alınmasını istiyorlar.
Gün geçmiyor ki, bazı sektörlerde durgunluğu aşabilmek için öneriler ortaya atılmasın. Özellikle otomotiv ve konut gibi çok önemli bir durgunluk yaşanan yüksek stoklar içinde olan sektörler için hem tek tek firmalar, hem de sektörle ilgili kurumlar "canlandırma önerilerini" ortaya koyuyorlar. Son olarak da Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir önerisini ortaya koydu: "Sıkışan piyasaların canlanması amacıyla sektörlere göre değişen bir şekilde 2 ile 4 ay arasında KDV ve ÖTV indirimine gidilsin."
Konut alanında canlanma için KDV indirimini TOKİ de öneriyor. Geçenlerde bana gönderdikleri bilgi notunda "Maliye Bakanlığı nezdinde yürütülen ve konutlarda KDV oranlarının düşürülmesi konusunda bir proje halen üzerinde çalışılma aşamasındadır. Bu çalışmaya göre 150 metrekareyi aşan konutlarda yüzde 18 olan KDV oranının yüzde 8'e indirilmesi söz konusu olabilecektir. Ayrıca tapu devir harçlarında da bir düzeltmeye gidilmesi planlanmaktadır. Buna göre toplamda binde 3 olan devir harçlarının oranı belli olmamakla birlikte, yeniden ayarlanması konusu üzerinde çalışılmaktadır" deniliyordu.
Bu da gösteriyor ki, bir kamu kuruluşu olan TOKİ de temel ihtiyaç içinde yer alan konutlarda lüks tüketim için uygulanan yüzde 18'lik KDV'nin yüzde 8'e indirilmesini istiyor.
Özdebir'in demeci üzerine kendisine soru yöneltilen ASO eski başkanı Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan da "Bu öneri bütçe disiplini içinde kalmak şartıyla özellikle bazı sektörlerde doping etkisi yaratır. Ben Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak istihdamın, üretimin, yatırım devam etmesini istiyorum. Bunu sağlayacak her türlü projeyi de destekliyorum" açıklamasını yapıyor.
Bugün Türkiye'nin neresine giderseniz gidin, her çeşit sektörde "Üretim yapma sıkıntısı" ile karşılaşmazsınız. Ama buna karşılık size nakit sıkıntısından, ödemelerde aksamadan, piyasadaki daralmadan, giderek stok artışı yaşadıklarından şikayet edeceklerdir.
Türkiye 2001 krizini içerde yaşarken birçok firmanın dış satıma yönelmesiyle nefes almayı başardı. Bu kriz döneminde de iç piyasadaki daralmayı, geleneksel pazarlardaki daralmayla birlikte yaşayan bazı firmalar yeni dış pazar arayışlarıyla aşmaya çalışıyorlar.
Ancak, iç pazarda yeterli canlılık olmadan firmaların stok eritmeleri, istihdamlarını ayakta tutmaları, yarına güvenle bakmaları ve krizden çıkana kadar önlerini görecek çalışma yapmaları mümkün olmayacaktır.
O nedenle bir yandan giderek artan işsizlik sorununa bir nebze olsun fren yapmak da, çökme tehlikesi yaşayan sektörlerde iflasları, batmaları önlemek de, bir an önce iç piyasaya canlılık getirmekle mümkün olacaktır. Bunun için de önerilen ve üzerinde çalışmalar da yapılan ÖTV ve KDV indirimlerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir. Beklenti içersinde olmak tüketimin daha da kısılması sonucunu beraberinde getirmektedir. Otomotivde hurda indirimi ve ÖTV indirim beklentisi bunun en somut örneğidir. Bu alanda tüketimin adeta sıfırlanması sonucunu yaratmıştır.
Mali disiplin bozulmadan atılacak adımlar bir an evvel atılarak iç piyasaya canlılık ve güven getirilmelidir. Bugün alınmayan, yarın alınacak her karar geç olacaktır. İşsizliği olumsuz etkileyecek ve birçok kuruluşun batmasına yol açacaktır. Dışardan her olumsuz rüzgar estiğinde belirsizlikler arttıkça piyasalarda bu alandaki ihtiyaç artıyor.
Osman Arolat
[email protected]
dunyagazetesi.com.tr |