Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Ocak 2025 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Ülke ekonomisinin canlı, büyüme oranlarının yüksek olması için, ülke nüfusunun genç, ülke içindeki göçün çok hareketli olması gerekir.

Örnek mi; Türkiye.

Ülkenin dört bir yanındaki göç, sadece Türkiye değil, AB, hatta dünya ekonomilerine büyük katkı sağlıyor. Kırsal kesimden, büyük şehirlerin cazibesine koşanların sayısı arttıkça, ekonomi büyüyor.

Sanayi çarkları döndükçe ithalat artıyor. 

Çin malları tezgahları kaplıyor.

Almanya, Japonya, Fransa... araba,

Rusya, İran, Azerbaycan doğal gaz,

İsrail tohum,

Amerika silah satıyor.

Buğdayı, hayvanı...

Kim ne satarsa onu alıyoruz.

Büyürken obezleşiyoruz.

Borçlanma arttıkça, cari açık, S.O.S verecek boyutlara ulaşıyor. Bu görüntü; bir AB ülkesi için çöküş anlamına geliyor.

Türkiye’de balansı, sıcak para girişi sağlıyor. İç ticaretteki artış ise; ekonomiye geçici ferahlık sağlıyor. Göç, ekonominin yanında, kültürel alışkanlıkları. Hatta beslenme düzenini de değiştiriyor.  Baş döndüren göç sayesinde İstanbul, İzmir, Ankara kebap ile.

Diyarbakır Suşi ile, Fransız, İtalyan mutfağı ile tanışıyor. Kebap deyince de akla ilk olarak Adana kebabı geliyor.

Ustalar, Bursa’da doğup, dünyaya yayılan İskender’i kebaptan saymıyor.

Kebabın her türlüsü var.

Urfa, fıstıklı, patlıcanlı, domatesli... Saymakla bitmez.

Her biri; yöresinde inanılmaz lezzetlidir.

Ancak, ‘Adana kebap’ın yeri bir başkadır. Yapması kolaydır, fakat özen ister.

Saftır. Diğer kebaplar gibi karışım kabul etmez. Baharatı, yağı kıvamında olmazsa, 

İçine değişik tatlar katılsa isim değiştirerek... Sosyete menüsüne girer.

Malzeme uygun değilse Adana kebabı tabağa değil, ocağa dökülür.

Bu nedenle de ülkenin dört bir yanında, her cadde ve sokakta Adana Kebap tabelaları asılıdır. Ne yazık ki; Adana kebabı her yerde yenmez. Görsel bir ziyafet, damakta lezzet için ustasına gitmek gerekir.

Gayrettepe’deki Tarihi Asmaaltı Adana Kebapçısı lezzet için en doğru adreslerden birisi.

Erhan Öksüz, Adanalı.

Uzunca bir dönem borsa ile ilgilenmiş.

Kazanmış, kaybetmiş. Borsadan eğlence dünyasına geçmiş. Dört arkadaşı ile Türkiye’nin en büyük diskosu; Discorium’u açmış. Sonunda özüne dönüp; kebap işine girmiş. Öksüz; sadece mutfak için alışverişle değil... Ocaktaki kebapla da ilgileniyor. Eti özel. Ustası Adana’dan. Mezeler yöresel.

Humus; undan değil nohuttan

Gavurdağı salatası, Adana’dan gelen nar ekşisiyle tatlanıyor...

Erhan Öksüz; kebabı metre ile satıyor.

İstanbul ve Adana ekonomileri kebap ile birbirlerine destek oluyor.

 

 

Remzi Özdemir

 

 

http://www.yazarx.com/

Ekleme Tarihi
13.12.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız