Son yıllarda sofralarımızda yer bulan genetik yapısı değiştirilmiş besinler zararlı mı, yararlı mı? Pirinç, mısır, soya, patates, domates gibi sebze ve bakliyattan sonra et ve süt gibi gıdalarda da rastlanan GDO’nun sağlığa etkilerini öğrenmekte fayda var.
B iyoteknolojik uygulamalar arasında en çok tartışılan konular arasında genetik mühendisliği ve bu teknik ile elde edilen genetiği değiştirilmiş organizmalar yer alıyor. Genetik mühendisliği teknolojisi kullanılarak üretilen organizmalar literatürde genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), genetiği değiştirilmiş ürünler (GD), genetik olarak modifiye edilmiş organizmalar (GMO) adlarla tanımlanıyor. Uluslararası tarım verilerine göre 2004-2009 yılları arasında GD ürün ekim alanı 17 ülkede 810 milyon hektarın üzerine çıktı. Türkiye’de iç piyasada işlenerek ürün halinde pazara sürülen hammadde veya yurtdışından ithal edilen işlenmiş ürünlerden önemli bir kısmının GDO içeriğine sahip olduğu ileri sürülüyor. Özellikle mısır ve soyanın büyük bir kısmı ABD ve Arjantin’den ithal edilmiş olup neredeyse tamamının GDO içerikli olduğu iddia ediliyor. Ayrıca 20 ilden alınan domates ve patateslerin GD ürün olduğu bilimsel çalışmalar verileri ile saptandı.
KOLON DOLLY MİLAT OLDU
Genetiği değiştirilmiş hayvanlar elde etmek için Dolly adlı kuzunun klonlanması önemli bir adım olmuştur. Dolly’ye eksikliğinde hemofiliye neden olan kan pıhtılaştırıcı faktör-9’u kodlayan gen aktarılmıştır. Genetiği değiştirilmiş hayvanların yiyecek amaçlı kullanımında et ve süt verimlerinin artırılması, peynir üretimi için kazein miktarının artırılması veya laktoza duyarlılar için laktozun sütten çıkarılması gibi süt içeriğinin değiştirilmesi gibi faydalar sağlanabilir. Ayrıca kümes hayvanlarından da düşük kolesterollü yumurta üretilmiştir.
GDO GEREKLİ Mİ?
Bitkilerde genetik mühendisliği 1982‘de başladı. Teknolojinin amacı ürün kalitesi, zararlı organizmalara direnç gelişimi ve besinin özel dokusu özelliklerini geliştirmek. Genetik değiştirme çalışmaları mısır, pamuk, patates gibi ürünlerde zararlılara karşı dayanıklılık; soya, pamuk, mısır, kolza, çeltikte ot ilaçlarına dayanıklılık; patates, çeltik, mısır gibi bitkisel ürünlerde viral bitki hastalıklarına dayanıklılık; ayçiçeği, soya, gibi ürünlerde bitkisel yağ kalitesinin artırılmasına yönelik. Genetik değişiklik domates, çilek gibi ürünlerde raf ömrünün uzatılması; aromanın artırılmasına yönelik olarak kullanıldı. Belli vitaminlerce zenginleştirilmiş tarım ürünleri geliştirildi. Bunun en örneği, pirinç. A vitamini açısından fakir pirince A vitamini üreten genlerin aktarıldı. Böylece pirincin çok tüketildiği toplumlarda görülen A vitamini eksikliği giderildi. A vitaminin eksikliğinde körlük gibi sorunlar yaşanıyordu. Bu anlamda
GDO pirinçle birlikte sağlık kazandırdı.
Selehattin Dönmez
http://www.stargazete.com/ |