Devlet, kredi kartının limitsiz borçlanmaya kapı açan ve kullanana sınırsız faiz yükü getiren uygulamaları önlemeli.
Kredi kartı mağdurları ifadesini kullanıyorlar. En akıllısı bile kullanıyor. Kusura bakmasınlar, kredi kartının mağduru olmaz. Kredi kartı sebebiyle borçlananlar olur. Kredi kartıyla borçlananları şöyle bir farklı yere koyuyorum. Onlara da dürüst gözüyle bakmam.” Sayın Başbakan bunları söylüyor. Kime söylüyor? 23 milyon kart kullanıcısına söylüyor. - Borçlanmak da ayıp ve günah değildir. Kredi kartı kullanmak da ayıp ve günah değildir. Yanlış olan, ayıp olan, günah olan yanlış borçlanma ve yanlış kredi kartı kullanımıdır. - Tüketici her ülkede kredi kullanır. Önemli olan insanların ödeme gücüne göre kredi kullanmaları, kredinin vadesinin ve faizinin insanları zorlamayacak şekilde belirlenmesidir. - Kredi kartı, kullananlara belli bir limit çerçevesinde ödeme kolaylığı sağlar. Önemli olan kredi kartının limitsiz borçlanmaya kapı açan ve kullananlara sınırsız ölçüde faiz yükü getiren uygulamaların devlet tarafından önlenmesidir. Türkiye’de alt gelir grubundaki insanlar uzun süredir geçim sıkıntısı çektikleri için kredi kartını bir can simidi olarak kullandı. Bazı bankaların yanlış uygulamaları kredi kartı kullanıcılarının (bilerek bilmeyerek) büyük yük altına girmelerine yol açtı. Türkiye’de hane halkının toplam borç yükü yıllar itibariyle artmaktadır ama, gene de başka ülkelerdekine kıyasla yüksek değildir. Merkez Bankası’nın yayımladığı Finansal İstikrar Raporu’nda yer alan bilgilere göre, Türk halkı krize 123 milyar TL borçla yakalandı. 2008 yılı Eylül ayında halkın toplam borcunun harcanabilir gelirine oranı yüzde 22.6 idi. Bu oran 2006 yılında yüzde 18.1 olarak belirlenmişti. Demek ki, halkın borcunun harcanabilir gelirine oranında devamlı bir artış gerçekleşmişti. Bir ülke halkının borcunun büyüklüğü, milli gelir rakamıyla oranlanarak değerlendiriliyor. AB ülkelerinde 2007 yılında halkın toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 55.8 iken, bizde 2008 Haziran ayında yüzde 12.6 olmuştu. Açık anlatımıyla, bizim halkımızın kredi kartı ve tüketici kredileri yoluyla toplam borçlanması, başka ülkelerinkine göre çok yüksek değil. Bizde sorun, gelir dağılımındaki çarpıklık ve son yıllardaki fakirleşme nedeniyle daha çok alt gelir grubundaki insanlarımızın (memurun, emeklinin, çiftçinin, esnafın) mecburiyetten kredi kartını bir borçlanma aracı olarak kullanmalarıdır. Bankaların da kredi kartı borçlarını, yüksek faizli tüketici kredisine dönüştürme uygulaması nedeniyle bazı kişilerin borç yükü altında ezilmeleridir.
Güngör Uras
milliyet.com.tr |