TÜFE’de (Tüketici Fiyatları Endeksi’nde) on iki aylık ortalama artış oranları 2010 Eylül ayından bu yana yüzde 8 dolayında. Ocak ayında yüzde 8.28 oldu.
ÜFE’de (Üretici Fiyatları Endeksi’nde) on iki aylık fiyat artışı ekimde 7.71 iken, kasımda 8.27, aralıkta 8.52 oldu. Ocakta 8.89 olarak belirlendi.
Görülen o ki, önümüzdeki dönemde tüketici fiyatlarındaki ve üretici fiyatlarındaki yıllık ortalama artış oranının yüzde 8’lerin altına düşme ihtimali pek zayıf.
Tehlike, başta tarım ürünleri fiyatları ve petrol fiyatları olmak üzere, (diğer tarımsal ürünler, demir-çelik, bakır gibi metaller, emtia fiyatlarındaki (yağlı tohumlar, mısır, pamuk gibi tarımsal ürünler ile demir-çelik, bakır gibi metallerin fiyatlarındaki) olası artışın etkisinde, fiyat artış hızının tırmanışa geçmesidir.
Maliyet enflasyonu tehlikesi var
Merkez Bankası ve Hükümet, para politikasını ve maliye politikasını sıkılaştırarak iç talebi kısabiliyor. Talep enflasyonunu (talebin canlanmasına dayalı olarak fiyatların artmasını) sınırlayabiliyor. Ama şimdilerde tehlike “maliyet enflasyonu “dur. Açık anlatımıyla girdi maliyetinin artması nedeniyle fiyatların yükselmesidir.
Her ülkede gıda fiyatları artışı halkı üzer. Bizim gibi düşük gelir grubundaki ülkelerde çok daha fazla üzer. Çünkü alt gelir grubunun toplam tüketim harcamasında gıda harcaması yüzde 50’nin üzerindedir. En alt gelir grubunda yüzde 80’leri bulur.
Türkiye genelinde enflasyon hesabı yapılırken toplam tüketim harcamasında gıda harcamasının payı yüzde 26 olarak kabul ediliyor. Açık anlatımıyla halkımızın (73 milyon insanın) ortalama olarak 100 TL tüketim harcamasının 26 TL’sının gıdaya gittiği varsayılıyor. Tüketici fiyatlarında son on iki aylık fiyat artışları ortalama yüzde 8.28 iken, gıda harcamalarında yüzde 10.36 oranında.
Dikkat buyurunuz, bu da ortalama artış. Çünkü gıda harcaması denilince undan, ekmekten başlayarak ete, süte, yağa, pirince kadar farklı maddeler var. Bunların da farklı fiyatları var.
Ocakta un % 4.1 pahalandı
Örneğin, ocak ayında, bir ay önceye göre tüketici fiyatları artışı yüzde 0.41, gıda maddeleri fiyatlarındaki artış yüzde 1.61; ama ( Bu hesapları yapan TÜİK’in belirlemelerine göre) undaki fiyat artışı yüzde 4.15, ayçiçeğindeki artış yüzde 3.8, tavuk etindeki artış yüzde 2.95 oranında.
Benzer tablo başka harcama gruplarında da var. Örneğin ocak ayındaki tüketici fiyatları artışı yüzde 0.41 ama, (Gene TÜİK’in açıklamalarına göre) benzin fiyatındaki artış yüzde 2.72, mazottaki yüzde 3.03 ve dolmuş, otobüs, taksi gibi ulaşım araçlarının fiyatındaki artış yüzde 7.58 oranında.
Üretici fiyatlarında 12 aylık ortalama fiyat artışı ocak ayında yüzde 8.89 ama, tarım ürünlerinde yüzde 19.70. Tarım ürünleri fiyatlarındaki bu yüksek artışın nedeni yanlış tarım politikaları sonucu tarım üretimimizin talebi karşılayamaması. Bunun faturasını da tüketici ödüyor. Çünkü tüketicinin en fazla harcama yaptığı gıda maddelerinin temel girdisi tarım ürünleri. Tarım ürünlerinde üretici fiyatı artınca, bu gıda fiyatlarını yükseltiyor. Tüketicinin enflasyonu artıyor.
Görülüyor ki, önümüzdeki aylarda fiyatlarda gerileme olasılığı yok gibi. Alınacak tedbirlerle enflasyon yüzde 8’ler dolayında dizginlenebilir ise, bu büyük başarı olacaktır.
Güngör Uras
http://ekonomi.milliyet.com.tr/
|