Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Ocak 2025 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Bir zamandır konuşulan ama özellikle 2010 yılının ikinci yarısından itibaren iç fiyatlardaki ciddi düzeltmenin ardından gündemde hakettiği yeri bulamayan bir riskten bahsetmek istiyorum: Gıda fiyatları .

Daha önce enflasyon konusunu işlerken defalarca altını çizdik. Öneminin nedenlerini sıraladık. Şimdi bir kere daha üzerinden geçmekte ve manşetlerde yavaş yavaş yerini bulan artan riskler çerçevesinde işlemekte büyük yarar görüyorum.  

Bundan önceki yazı da makroekonomik gelişmelerin emtia fiyatları ile olan ilişkisini açıklayan bir çalışmadan bahsetmiştim. Gıda fiyatlarındaki gidişatı da, çalışmada çizilen ray üstüne inşa etmek oldukça mantıklı. 

Birleşmiş Milletler’in Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) geçen hafta içerisinde gıda fiyatlarına ilişkin yeni bir rekordan bahsetti. Son yedi aydır devam eden soluksuz artış sonucunda, gıda fiyatları Ocak ayında yeni bir rekor seviyeye ulaşmış durumda . Sözkonusu seviye, diğer bir deyişle, organizasyonun 1990 yılından itibaren izlemeye başladığı bir gıda sepetinin geldiği en yüksek değer. 

Global gıda fiyatlarındaki artışın nedenleri olarak sıralanabilecek, belli başlı nedenler var. Ama en temel nedeni , gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme ve de nüfus artışına paralel büyüyen talep . Daha basit bir neden olamaz herhalde, olay “doymak ya da doymamak ” durumu. Üstelik kısır döngü içerisinde artan gıda fiyatları nedeniyle gıda ithalata yapmak zorunda olan fakir ülkelerde “açlık ” sorunu büyüyebilecek ki, asıl iç karartıcı durum bu. Bir iç karartıcı durumdan daha bahsedip paragrafı kapayalım: FAO fiyatlardaki yükselişin devamını bekliyor ve endişenin altını çiziyor. 

Peki bu temel nedenin dışındaki değişkenler nedir? Mesela “spekülatif hareketler”. Getiri kovalayan yatırımcılar için faizlerin rekor düşük seviyelerde olması neredeyse herşeyi “finansal ürün ” haline getirdi. Gıda ürünleri de bundan nasibini aldı. Spekülatif haraketlerin etkisini hissetmeye devam edeceğiz.  

Hava koşullarından bahsetmeye gerek yok sanırım. Tarım sektörünün en önemli değişkeni. ABD, Avrupa ve Rusya için özellikle zor bir sene oldu meteorolojik anlamda. Bunun da fiyatlara yansığını gözlemledik. Ancak hava şartlarından en az şekilde etkilenmenin en bilinen yolu etkili bir “stok yönetimi ”. Geçen sene rekolte döneminde verimli bir stoklama yapıldıysa iç piyasada fiyatlar üzerinde dominasyonu devam ettirebiliriz. Türkiye özelinde gıda sektörü temsilcilerine kulak kabarttığımızda “stok” anlamında zor durumda değiliz, bu durumda fiyat yükselişini bir noktaya kadar absorbe edebilecek durumdayız. Ama “bir noktaya” kadar.  

İzole bir ülke olmadığımız konumundan çıkışla iç fiyatlar üzerinde global riskin dalga boyutunun tırmandığını söylemeliyiz. TCMB’nin en son yayınladığı çeyrek dönemli enflasyon raporunda oynaklıktan en çok muzdarip olan fiyatların işlenmemiş gıda fiyatlarına ilişkin olduğu belirtiliyor. Bununla ilgili olarak gerek ölçüm yöntemlerinin, gerekse yapısal sorunların yeri olduğu belirtiliyor. Yapısal sorunlar ise şu başlıklar altında sıralanıyor :

 

İklim koşullarına bağlılık – arz şokları

 

Üretimde aile işletmelerinin baskınlığı ve hangi ürünün ekileceğine yönelik bilgi yetersizliği 

Üretici örgütlenmesinin zayıf olması – fiyatlar konusunda istikrar sağlanamamakta, dolayısıyla fiyat seviyesine ilişkin olarak aracılar ya da alıcı firmaların daha çok söz sahibi olmakta

Kamu destek ve teşvik sistemlerindeki istikrarsızlık

Tarımsal üretimin belirli bölgelerde yoğunlaşması

Dış talepteki dalgalanmalar 

İhraç mallarının fiyat yapısı – ithalatçı ülkeler (özellikle AB) tarafından belirlenen fiyatlar

Tüketim kalıbı içinde yaş meyve ve sebze tüketiminin baskın olması 

TCMB’nin raporda gıda fiyatları konusundaki “rahat” tutumunu yenilediğini ama ufak çaplı da olsa yıllık gıda fiyatları artışı tahminini 50 baz puan artırdığını gördük . (yüzde 7’den, yüzde 7,5’e) Önümüzdeki dönemlerde bu beklentinin yukarı yönlü revizyonunu tahmin ediyorum—“dış talepteki dalgalanmalara” ilişkin değişkenin de daha çok önem kazanmasını .  

İşte “gıda fiyatları” riskinin yine yeni yeniden işlendiği bir yazı daha.

 

 

 

Özlem Bayraktar Gökşen

 

http://www.gazeteport.com.tr/

 

 

Ekleme Tarihi
10.02.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız