Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Ocak 2025 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Cari açığı (döviz açığını) küçültmek için talebi kısacak ve de büyümeyi yavaşlatacak mıyız?

Acaba, daha hızlı büyüyerek cari açığı kapatmak daha iyi olmaz mı? Bu iki soruyu basitleştirerek de sormak mümkün? 

Fakirlikte mi denge arıyoruz, zenginlikte mi? Büyümeyi yavaşlatarak, fakirlikte dengeye ulaşmak kolaydır. Marifet, zora gelerek, büyüyerek, zenginlikte dengeye ulaşmaktır. Biz zora gelmekten hoşlanmadığımız için, yaşam felsefemiz kaderciliğe, kanaatkârlığa dayandığı için genelde büyümenin külfetini göze alamayız. 

Biz “Bir lokma, bir hırka” felsefesine inanmışların çocuklarıyız. Biz “Ayağını yorganına göre uzat. Elindeki ile idare et” nasihatlari ile büyüdük. 

Geliniz görünüz ki, günümüzde halkımızın özlemi, “Başka ülkelerdeki insanlar gibi yaşamak.“ Bu özlem ile, ”Başka ülkelerdeki insanların yediğini yiyoruz, bindiği otomobillerin aynını getirterek kullanıyoruz, onların evlerinden daha lüksünü inşa ediyoruz”. Ama gelirimiz onlarınkinin çok çok gerisinde. 

Gelirin artması için üretmemiz lazım. Üreteceğiz ki gelirimiz artsın. Başkalarının tükettiklerini satın almak için harcadıkları para kadar gelirimiz olsun. Ülke gelirinin ölçüsünü milli gelir rakamı gösterir. Ülkede gelir artışı milli gelir rakamından izlenir. Buna da büyüme oranı denir. 

 

Hızlı büyümeye mecburuz 

Başkaları bizden önce yola çıktı. Onun için önümüzde koşuyorlar. Onlara yetişebilmemiz için onlardan hızlı koşacağız. Açık anlatımıyla milli gelirin büyüme oranı ne kadar yüksek olur ise, önümüzde koşanlara o kadar yaklaşırız. Büyüme hızını frenlersek aramızdaki uçurum büyür. 

Büyümenin motoru sermaye ve emek ile sermaye ve emeğin verimliliğidir. Sermaye gelirin tüketilmeyen kısmından oluşur. Bizim halkımızın geliri düşük olduğundan gelirinin yüzde 80’inden fazlasını tüketiyor. Geriye kalan yüzde 20’nin altındaki tasarruftan oluşan sermaye... Hızlı büyüme için yeterli değil. Emek bol ama, sermayenin de emeğin de verimliliği çok düşük. 

Tasarrufun yetersizliği nedeniyle başka ülkelerin tasarruf fazlalarını faiz ödeyerek kullanmaya mecbur kalıyoruz. Buna alıştık. Her yıl kullandığımız dış tasarrufları cari açık (döviz açığı) rakamlarından izliyoruz. Giderek daha fazla dış tasarruf kullanmaya başladık. (1) Her yıl bu kadar dış tasarruf bulmak zor.(2) Gelen paranın maliyeti var. Bunu geri ödemeye mecburuz. 

 

Kaderimiz bizi yönetenlerin elinde 

İşte bu noktada, ekonomi politikasını yönetenler bir seçim yapmak zorunda: 

-  Daha az dış tasarruf kullanmak (cari açığı küçültmek için) halkın tüketimine sınır getirilebilir. Büyümeye fren getirilebilir. Halkın gelir artışı sınırlandırılınca, halk daha az harcamak zorunda kalınca ve de ülkede daha az yatırım yapılınca, dış tasarrufa ihtiyaç küçülür. Cari açık aşağıya iner. 

-  Tasarruf artırılır. Halkın eline geçen gelirin daha büyük kısmını tasarruf etmesini sağlayacak mali politikalar uygulanır. Halk gelirinin yüzde 80’inden fazlasını tüketirken tüketim oranı yüzde 70’lere çekilir. Ücretler, maaşlar artırılmaz. Tersine vergiler artırılır. Böylece dış tasarrufa gerek kalmaz. 

-  Küçülmeye değil, üretime dayalı büyüme politikaları uygulanır. Büyüme politikaları gerçekçi döviz kuruna dayalı üretim ve yatırıma dayandırılır. Gerçekçi kur ihracat artışını teşvik eder, ithalatı sınırlandırır. İstihdam ve gelir artarken, cari açık da küçülür. Bu politika ile devamlı olarak dışarıdan gelen parayı harcamaya alışmış bir ekonomiden, iç kaynağını yeterli hale getiren, dış kaynağa (sıcak paraya) bağımlılıktan kurtulan, kendi dövizini kendi yaratan bir ekonomiye geçmek mümkün. 

Başkaları bunu nasıl yaptı ise biz de yapabiliriz. Bunu sağlayacak ekonomi politikalarını oluşturacak ve uygulayacak kadrolarımız var. Yeter ki, bunun ihtiyacını ülkeyi yönetenler, yönetmeye soyunanlar görebilsin. Bunun gereği halka anlatılabilsin.

 

 

 

Güngör Uras

 

http://ekonomi.milliyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
15.03.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız