Cari açık (döviz açığı) yılda 50 milyar doların üzerine çıkacak endişesi ile Merkez Bankası ekonomiyi yavaşlatmaya çalışıyor.

Ekonomi yavaşlayınca, içeride talep düşecek, talep düşünce de döviz harcamaları azalacak. Cari açık küçülecek.

İyi de .. (1) Bu işin hesabı yapıldı mı? Ekonomi daha ne kadar küçültülecek? (2) Ekonomi devamlı küçük mü kalacak? Büyümeden var mı geçilecek? (3) Alınan tedbirlerle ekonominin küçülmesine rağmen cari açık artmaya devam eder ise ne olacak?

Merkez Bankası'nın ekonomiyi küçültmek için kullandığı araç ise kanuni karşılık oranları. Bankaların kanuni karşılık olarak Merkez Bankası'na yatıracakları paranın boyutu artırılıyor.

Bankaların kredi olarak kullanabilecekleri imkanlar daraltılıyor.

Bankalar daha az kredi verince tüketici otomobil, ev, buzdolabı alışmakta zorlanacak,iş çevreleri yatırım ve üretimi kısacak, daha az döviz harcanacak ve de sonuçta döviz açığı küçülecek .

1) Ekonomi politikalarının amacı üretimi, istihdamı, refahı artırmaktır. Bunun da yolu büyümeyi hızlandırmak, büyümeye dayalı olarak kalkınmak ve gelişmektir.

2) Cari açık, büyümenin sonucunda ortaya çıkmaz. Tersine büyüyememenin veya yanlış büyümenin ürünüdür.

Cari açığımız neden büyüyor? İthalat, ihracattan fazla artıyor da ondan.

İthalat ihracattan neden daha hızlı artıyor? Çünkü döviz fiyatı ucuz. İhracat neden daha az artıyor. Çünkü döviz fiyatı ucuz.

Ucuz döviz sadece ithalatı coşturmuyor,ihracat artışını frenlemiyor. Ülkede üretimin yapısını bozdu. Bozuyor.

Katma değeri yüksek üretim yerine ithal girdisi yoğun üretime geçtik.

Bu politikanın alternatifi yok mudur? Vardır.

Döviz yaratan üretimi artırmakla, daha az döviz tüketen üretimi artırmakla cari açık kapatılabilir.

Biz hem IMF'yi eleştiriyoruz hem de IMF'nin on yıldır IMF'nin ucuz dövize dayalı ekonomi

Politikasını uyguluyoruz. Şu bir gerçek ki, seçime kadar ekonomi politikalarında radikal bir değişiklik yapmaya imkan yok. Ama görüyoruz ki seçim öncesi siyasi partilerin hiçbiri alternatif politikaları tartışmıyor. Gerçekçi olalım. Türkiye uzun süre büyümeyi frenleyerek cari açığı aşağıya çekemez. Gerçekçi olalım. Uzun süre büyümeyi, frenlemek Türkiye'ye iyilik getirmez. Bizim ana ilkemiz üretimi, sağlıklı, talebi olan üretimi artırarak, büyümektir. Mutluluk üretim artışında büyümededir. Küçülerek, işsizliği artırarak, fakirleşerek, mutluluk aranamaz.

Tevfik Güngör

http://www.dunya.com/