Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 TEPAV tarafından oluşturulan "Küresel kriz çalışma grubu" yaptığı araştırma sonun da vardığı yargıyı "Türkiye ekonomisi için kriz önlemleri" başlıklı raporunda geçen hafta yayınladı. Buğgüne kadar alınan önlemlerin bütüncül olmadığı belirtilen raporda krizle ilgili olarak 4 uyarı alanı saptanıyor. Ve bunun ardından yapılan üç öneriyle 2009 yılı daralmasının azaltılabileceği ve artan işsizliğin belli oranda .frenlenebileceği yargısı ortaya konuluyor.

TEPAV Küresel Kriz Çalışma grubunun hazırlayıp geçen hafta yayınladığı "Türkiye Ekonomisi için kriz önlemleri" raporunda krizle ilgili 4 uyarı ve krizin hafifletilmesi için 3 önleme yer veriliyor.

Rapor, "Ekonomik göstergelerin neredeyse tamamı, ekonomide önemli bir yavaşlama sürecinin yaşanmakta olduğuna işaret etmektedir" yargısıyla başlıyor. Türkiye'de bugüne kadar alınan tedbirlerin hem doğrudan krizle mücadeleye yönelik olmadığı, hem de sistematik bir bütünlük taşımadığının altı çizilerek, "Tedbirlerin gerekliliği ve etkileri konusunda bütüncül bir iletişimin kamuoyuyla yeterince sağlanamaması ise tedbirlerin etkisini soınırlı kılmaktadır. Bu nedenle, alınan tedbirlerin küçülme eğilimini kontrol altına aylması şu aşmada beklenmemektedir" yargısına varılıyor.

Bu durumun sürmesi halinde 2009 yılında Türkiye'nin yüzde 5.5 küçüleceği, 2008 Aralk ayında yüzde 13.6oraınayükselen işsizliğin 2009 sonunda yüzde 16.6 oranına çıkabieceği, 2009 enflasyonunun yüzde 5.5 civarında olması beklenirken bütçe açığının GSYİH oranının yüzde 5.6 olabileceği bilgisine yer volduğunun ve maliyetlerinin tam olarak bilinmemesi eriliyor.

Ekonomik krizde küçülmenin dört temel, kaynağı bulunduğu belirtilen raporda. Bunlardan birincisinin iç talepte daralma olduğu, "Küresel kriz ortamında Türkiye'nin sistematik tedbirler almaması olumsuz beklentileri yaygınlaştırmıştır, tüketici ve yatırımcı güveni sarsılmıştır. Artan işsizlik ve düşen üretim her iki göstergenin de daha da olumsuz bir seyir izlemesine yol açacaktır" yagısıyla ortaya konuluyor.

İkincisinin dış talepte daralma olduğu belirtilirken, bu konu "Türkiye'nin ihracat pazarları büyük hızla küçülmektedir" yargısıyla sunuluyor. Üçüncüsünün Türkiye ve benzeri ülkelere yabancı fon girişinin azalması olduğu açıklanırken, "Şirketlerin ve bankaların yabancı para borçları artık en önemli risk unsurlarının başında gelmektedir. Finansal sistemdeki hasar yapısaldır" deniliyor. Dördüncü kaynağın, iç kredi taleplerinin eskisi gibi çalışmaması olduğu yargısı da şöyle ortaya konuyor:" Bankacılık sistemine dayalı kredi kanalları eskisi gibi çalışmıyor. Bankacılık sistemine dayalı kredi knalı da, vadeli çeklere dayalı ticari kredi kanalı da şimdilik faal değil."

Bu gelişmelerin sonucunda şirketler açısından iki olumsuzluğun ortaya çıktığı belirtilerek bunlardan birinin "nakit dengesinin kalıcı biçimde bozulması", diğerinin "şirket depolarındaki mamul ve yarı mamul stoğunun maliyet değerinin tam olarak bilinmemesi" olduğuna değiniliyor. "Hammadde fiyatlarındaki hızlı düşüş nedeniyle, pek çok şirketin elinde bugüne oranla pahalı hammadde kullanılarak üretilmiş mamul ve yüksek fiyattan alınmış hammadde stokları bulunmaktadır" denilerek birçok kurum açısından var olan zorluk ortaya konuluyor.

Bu gelişmelerin bir başka sonucunun da şirketler ve bireyler arasında "güven kaybı" doğurduğu, ödemelerin "peşin" hale geldiği, ekonomide işlem hacminin büyük bir hızla azaldığı sonuçları da raporda vurgulanıyor.

Bu saptamaların ardından önerilere yer verilen raporda ekonomide küçülmenin kontrol altına alınması ve istihdam kayıplarının sınırlanması için üçü öneri ortaya konuyor. Bunlardan birincisi olarak "dış ve iç kredi kanallarının kamu kaynakları da devreye sokularak işler hale gelmesidir" önerisi ortaya konuluyor. Kredi garanti fonu sistemine dayalı olarak hem mevcut kredilerin yapılandırılması, hem de yeni kredi açılmasının hedeflenmesi, bu yolla şirket bilançolarının daha fazla küçülmesinin önüne geçilmesi isteniyor. Merkez Bankasının reeskont kredileri ile bankalara ve şirketlere likidite sağlamasının tedbirlerin etkinliğini artıracağı yargısı da buna ekleniyor.

İkinci öneri alanında, "Seçilmiş kamu harcamaları yoluyla iç talebin uyarılması" yer alıyor. Burada ilkenin kamu harcama kalemleri doğru biçimde saptamak ve kaynağı doğru alanlara aktarmak olduğunun unutmaması gereğinin altı çiziliyor.

Üçüncü alanın "Ekonomiye yıl içinde acilen yabancı kaynak girişi" olduğu belirtilirken bu çerçevede IMF anlaşmasının önemi ortaya konuluyor. Bankaların sermayelerinin güçlendirilmesinin son derece önem taşıdığı da vurgulanıyor. TEPAV raporunda kendi önerileri dışındaki başka alanlarda alınabilecek önlemler olduğu bunlarında dışlanmaması gerektiği belirtiliyor.

TEPAV'ın çalışması Ekonomi kurmaylarınca  krize karşı önlemler konusunda işlev yaratacak bir metin olarak değerlendirilmelidir.

 

Osman Arolat

dunyagazetesi.com.tr

Ekleme Tarihi
07.04.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız