Yasalar hayatı kolaylaştırmak içindir. Üretim de bir yandan insan hayatını kolaylaştırmak, öte yandan refahı artırmak için yapılır.
O nedenle yasalar ve bağlı olarak yönetmelikler üretimin önünü tıkayıcı değil, açıcı ve kolaylaştırıcı olmalıdır. Yapılan toplantı ortaya koyuyor ki, alt işverenlik konusundaki düzenlemeler, ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bu konunun ele alınıp yeniden düzenlenmesinde yarar vardır.
Yasalar insan ve çalışma yaşamı ile ilgili düzenlemeler getirirken, belli bir düzen ve denetimi içerir. Ancak, bu rekabetin sağlıklı hale gelmesi ve insanların iş yaparken önlerinin tıkanmasını değil, önünün açılmasını sağlayıcı özelikler içermelidir. Yönetmelikler ise yasaların uygulanması döneminde insanların kafalarındaki soru işaretlerinin artmasını değil, ortadan kalkmasını sağlamaya dönük olarak hazırlanır.
Alt işveren-asıl işveren ilişkisini ele alan yasa ve ona bağlı çıkarılan Alt İşverenlik Yönetmeliği'ni değerlendiren iş dünyası temsilcileri İstihdamı Teşvik Yasası içine yerleştirilen ve istihdamla doğrudan ilgisi olmayan düzenlemenin kendilerini, "Müfettişlerle karşı karşıya" bıraktığını "Müfettiş kabusu yaşattığını" belirtiyorlar. Özellikle kriz sonrasında üretim artışı ile birlikte sorunun çok daha ciddi bir hal alacağını öne sürüyorlar. Hukukçular ise "Yargıç olarak istihdam, sosyal ve ekonomik gelişmelerin ne olduğuna bakmadan kanun normlarını uygulamak olduğunu" söylüyorlar. Yeni yasal düzenlemenin gereği hem işverenler hem de hukukçular tarafından kabul ediliyor. Yasaya "Ödünç iş ilişkisi " gibi düzenlemelerin eklenmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Türkiye'nin bugün ihtiyacı olan, üretimini sağlıklı bir şekilde ve rekabetçi olarak artırırken, ürünlerinin içersinde yerli katkı payını artırarak, katma değeri yükseltmek olmalıdır. Bunun için Petkim Genel Müdürü Kenan Yavuz'un belirttiği gibi düzenlemelerin "Vatandaşı potansiyel hırsız olarak görmemesi" ve "Ana sanayi ve hizmet veren yan sanayi ilişkisine vücut ve hizmet veren diğer organlar gibi bakacak bir yasal altyapı oluşturulması" gerekir. Bu açıdan bakıldığında yeni düzenlemenin kendisini hakim yerine koyarak karar verecek "müfettişlere" teslim ediliyor olduğu işverenlerin korkusu olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye'de alt sanayi-ana sanayi ilişkisinin zorlaştırılmasının getireceği sorunun ise üretimde ithal girdiyi artırıcı bir sonucu beraberinde getireceği yargısına varılıyor.
Türkiye iş yasalarını üretimin önünün açıcı, rekabeti kolaylaştırıcı, kayıp kaçağı azaltıcı, yerli üretimi özendirici ve buna bağlı olarak üretimde katma değeri artırıcı bir model üzerine oturtmalıdır. AB uyumuna bağlı olarak yapılacak düzenlemelerde de bu esas gözden kaçırılmadan hareket edilmelidir. Yasal düzenlemelerin tek tek bazı olaylara tepki olarak ele alınması iş ilişkilerinde sağlıklı bir yapı değil, sağlıksız bir ortam doğurur.
Yasalar düzenlenirken, o yasaları ilgilendiren kişi ve kurumların görüşlerinin alınması, uygulamada ortaya çıkabilecek olumsuzlukların önceden belirlenmesini sağlar. Görüldüğü kadarıyla Alt İşverenlik Yasası da ona bağlı çıkarılan yönetmenlikte bu yasanın uygulama alanındaki işverenleri de uygulayıcısı hukukçuları da tatmin etmemiştir. Üretimin yoğunlaşacağı dönemde yasanın üretim açısından büyük engel teşkil edeceği iddiaları ciddiye alınmalı ve itirazlar göz önüne alınarak yeterli değişim sağlanmalıdır. Hiçbir yasal düzenleme ve yönetmelik üretimi engelleyici olamaz…
Osman Arolat
dunyagazetesi.com.tr |