Rahmetli Sakıp Sabancı derdi ki, “Arkadaş... Sen bana yapacağız, edeceğiz diye konuşma. Yaptık, ettik diye konuş ki, ben neyin ne olduğunu anlayabileyim.” Dün Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Sayın Ekren, bir yanına Maliye Bakanı’nı, diğer yanına Hazine’den Sorumlu Bakanı alarak, karşısına ekonominin kurmaylarını dizerek, “tatlı tatlı” konuştu. Tatlı tatlı konuştu, çok sayıda rakam verdi de, üreticisiyle, tüketicisiyle krizden bunalan halka acaba ne masaj verdi? Ne söyledi? “Yaptık, ettik” diye sadece şunları söyledi: - Bugüne kadar 53 tedbir alındı. Bunların faturası 36.3 milyar TL olarak tahmin ediliyor. - 2009 yılı büyüme hedefi yüzde 4 büyümeden, yüzde -3.6’ya indirildi. - 2009 bütçesi 48 milyar TL açık verecek. - Döviz açığı 11 milyar dolar olacak. - İşsizlik oranı yüzde 13.5’e ulaşacak. Daha sonra konuşulanların tamamı “Yapacağız, edeceğiz“ oldu.
Vergiler artacak Yapacağız, edeceğiz konuşmasında da halkı ürkütecek 2 konu vardı: - Kriz nedeniyle hükümet harcama kısıcı, gelir artırıcı tedbirler alacak. - Gerekmedikçe vergi artırımına gidilmeyecek. (Gerekeceğine göre vergi artışı ufukta görülüyor.) Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Sayın Ekren, orta ve uzun vadeli program yapmaktan söz ederken, Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı’nın en güncel konuda bile belirsizliği ifade etmesi büyük çelişki teşkil ediyordu. Hazine’den Sorumlu Bakan dedi ki, “IMF ile müzakereyi burada mı yapacağız, Washington’a mı gideceğiz?.. Daha belli değil!“ Hükümetin yaptığı yapacağı açıklamaların hedefi kamuoyunu bilgilendirmek, ekonomideki tıkanıklıkları açmaktır. Dünkü açıklamalardan (1) Reel sektör ne mesaj aldı? (2) Halk ne mesaj aldı? Bu açıklamalar kimi bilgilendirmeyi hedef almıştı? Bu açıklamaları dinleyenler bilmedikleri hangi tedbirlerden haberdar oldu? Kimlerin morali düzeldi? - Reel sektörün beklentisi: “Kredi Garanti Fonu“ ile ilgili açıklamaydı. Anlaşıldığı kadarıyla bu konu gündemde ama... Henüz neyin ne olacağı belirlenememiş. - Alt gelir gruplarındakilerin beklentisi, “harcama çeki” dağıtılıp dağıtılmayacağıydı. Anlaşıldığı kadarıyla hükümetin harcama çeki benzeri tedbirleri almaya niyeti yok. Bazı tedbirler vardır ki alınmaması, veya bu tedbirleri almaktaki gecikmeler büyük faturalara neden olur.
Garanti Fonu gecikti Uzun süredir gündemde olan ve bir türlü alınamayan tedbir “Kredi Garanti Fonu” tedbiridir. Piyasa kilitlendi. Piyasada hareketi (1) Vadeli çekler (2) Banka kredileri sağlıyordu. Vadeli çek sistemi çöktü. Bankalar risk korkusuyla kredileri kesti. Reel sektörün ayakta kalabilmesi, çökmemesi için, işçi çıkarmak zorunda kalmaması için, üretimi başlatabilmesi için kredi desteğine ihtiyacı var. Garanti Fonu kredi çarkının harekete geçmesini sağlayacak. Kredi çarkı harekete geçmezse, bu konuda daha fazla gecikilirse, önce reel sistem, daha sonra da buna bağlı olarak banka sistemi sallanmaya başlayacak. Kredi Garanti Fonu kurulacaksa, dün kurulmalı idi. Diyelim ki gecikildi. Bugün kurulmalı. Yarın kurulur ise çok geç olacak... Tedbirleri almakta gecikenlere bir Anadolu deyimini hatırlatmakta yarar var. Anadolu’da düğün olurken köydekiler şehre gideceklere kına ısmarlarlar. Kına düğün öncesi kızların kadınların eline çalınır. (Eller boyanır.) Düğünden önce köye ulaşamayan kına işe yaramaz. İşte onun için derler ki, “Düğüne yetişmeyen kınayı, sen ayağına çal!..”
Güngör Uras
milliyet.com.tr |