Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Ocak 2025 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Bizim 2011 yılındaki gelirimiz 100

Bizim 2011 yılındaki gelirimiz 100.0. Buna karşılık 86.5 tüketeceğiz. 21.3 yatırım yapacağız. Toplayınız bu iki rakamı: 107.8 eder. Demek ki harcamamız 107.8‘i bulacak.

İyi de gelirimiz 100.0 iken, nasıl olup da 107.8 harcayacağız? Aradaki farkı başkalarından bularak harcayacağız.

Bizim toplam gelirimiz (milli gelirimiz) 2011 yılında 780 milyar dolar olacak. Bunun yüzde 7.8’i, 60 milyar dolar eder. Demek ki yurtdışından sıcak para, soğuk para bu kadar para gelecek ki bizim harcamalar aksamasın.


Burada 2 farklı yaklaşım var:

* Bazıları der ki, biz çok harcıyoruz. Açık ortaya çıkıyor. Açık büyüyor. Sonra da cari açığı kapatmaya çalışıyoruz.

* Doğrusu şudur: Bir ülkede önce harcama yapılıp, sonra para bulunmaz. Ne kadar para var ise, dışarıdan ne kadar bulunabilir ise, o kadar harcanır. Özet ile açığın nedeni kolay para bulmak, paranın yıl içinde cebe girmesidir.  Ne kadar cari açık var ise, tüketime ve yatırıma o kadar para harcanır.

Eskiden döviz kıt iken, tüketici döviz harcamazdı. Üretimde döviz girdisinin payı azdı. Yatırım ancak döviz bulunabilir ise yapılırdı.

* İşte o zamanlardan kalma yanlış bir inanış var: Bazıları der ki, gelirin daha büyük kısmı tüketildiği için, yatırıma para kalmıyor. Dışarıdan gelen para ile yatırım yapılıyor.

* Günümüzde dışarıdan gelen paranın tamamı yatırıma gitmiyor. Dışarıdan gelen para içeride tüketimde kullanılıyor.

Bir ülkede büyümenin sürdürülmesi için her yıl milli gelirin belli bir kısmının yatırıma gitmesi gerekir. Yatırım yapılacak ki, üretim artsın. Bir dönüm buğday yetiştirdiniz. 10 teneke buğday aldınız. Tamamını yiyemezsiniz. 2 tenekesini tohuma ayıracaksınız. 2 teneke buğdayı tarlaya atacaksınız ki 10 teneke verim alabilesiniz.

Ekonomide de böyledir. Bizde her yıl gelirin en az yüzde 21’inin yenilmeyerek (tasarruf edilerek) yatırıma yöneltilmesi gerekir. Buğday örneğinde olduğu gibi, gelirin ne kadarı yenilmez, yatırıma ayrılır ise, ülke de o kadar büyür, gelir artar, istihdam artar.


Kemer sıkmadan olmuyor

Gelirin tüketilmeyen kısmına tasarruf denilir. Tasarrufun toplam gelire oranına tasarruf oranı denilir. Ülke genelindeki tasarrufların tamamının yatırıma dönüştüğü varsayılır. Genelde başka ülkelerde tasarruf oranı yüzde 25-35 dolayında iken, bizde 2011 yılında (100.0 toplam gelir - 86.5 toplam tüketim harcaması - 0.9 dışarıya net faktör geliri transferleri) yüzde 12.6 oranındadır. Açık anlatım ile 100 olan yıllık gelirimizden 86.5’unu tüketiyoruz. Gelirin 0.9’u net faktör geliri olarak dışarı çıkıyor. Kalıyor geriye 12.6 kadar bir para. İşte tasarrufumuz bu kadar.

Bu kadar tasarruf ile yapılacak yatırım ile ekonomi ileri değil, geriye gider.

Çözüm istiyor isek gelirin 86.5’unu değil, 76.5’unu tüketeceğiz. Tüketimi kısacağız. Bu çok zor ama yapmaya mecburuz. Yoksa biz de Yunanistan’ın durumuna düşeriz. 2002 yılına kadar 100 gelirin 80’ini tüketiyorduk. Sonra gelirin daha fazlasını tüketir olduk. 100 gelirin 2005’de 83’ünü,2009 da 85’ini tükettik. Bu yıl tüketim oranı 86’5’a çıktı. Tasarruf açığında özel sektör önde, yüzde 8.7’lik açığın 1.7’si kamunun, 7.0’ı özel sektörün açığı.

 
 
 
 
 
 
 
Güngör Uras 
 
 
 

Ekleme Tarihi
27.06.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız