Yüksekova İlçesi’nde sabah görevlerine gitmek için evlerinden çıkan, üzerlerinde silah olmayan, sivil kıyafetli uzman çavuşlar 27 yaşındaki Yahya Ka
Yüksekova İlçesi’nde sabah görevlerine gitmek için evlerinden çıkan, üzerlerinde silah olmayan, sivil kıyafetli uzman çavuşlar 27 yaşındaki Yahya Karakaya ile 25 yaşındaki Murat Kozanoğlu, Nedim Zeylan Caddesi’nden geçerlerken öldürüldüler.
Milliyet’te dün yayımlanan fotoğraf insanın içini parçalıyordu. İki genç kanlar içinde yerde yatıyor, yoldan geçenler tepki göstermeden onları seyrediyordu.
Eskiden “faili meçhul” cinayetler vardı. Devletin savcıları faili meçhul cinayetleri araştırmaya başladı, araştırıyor. Şimdi ise “faili malum” cinayetler dönemi başladı. Ve de bu “faili mâlum cinayetler” olağan kabul edilir oldu. İlgilenen yok. İlgi ölenler için askeri bir cenaze töreni düzenlemekten ibaret.
Öldürülen iki genç devlet görevlisi idi. Ama koskoca devlet onların arkasında değildi. Onlardan önce de hemen her gün bir devlet görevlisi öldürüldü. Onların arkasında da devlet yoktu.
İşin daha da kötüsü, bunlar artık “olay-ı adiye”den sayılıyor. Kamuoyu bunlarla ilgilenmiyor.
‘Para’dan başka şeyle ilgilenmez olduk
Ben otuz yıldır ekonomi konusunda yazıyorum. Benden beklenen eriğin, kirazın ucuzlaması sonucu enflasyonun nasıl düştüğünü anlatmam. Ayşe Hanım Teyzem’e parasını dövize mi altına mı yatıracağı konusunda akıl vermem... Ama son zamanlarda rahatsızlığım, mutsuzluğum arttıkça artar oldu.
Kendimi Roma’nın son günlerinde, “Meleklerin dişi mi yoksa erkek mi olduklarını tartışan entelektüeller”den biri gibi görüyorum.
Yaşam sadece döviz, faiz fiyatından İMKB endeksinin inip çıkmasından, enflasyondan, kredi değerleme kuruluşlarının vereceği nottan mı ibaret?
Ya geride kalanlar...
Ekonomi iyi olsun, parası olanlar daha çok para kazansın... Geride kalanlar ne olur ise olsun mu?
* Her gün bir veya iki devlet görevlisi öldürülüyor. Cenaze töreni yapılıyor. Onların yerine yenileri gönderiliyor. Oluyor, bitiyor.
* Medya Gözleme Raporu’na göre hapisteki gazetecilerin sayısı 47 imiş. Bunların 42’si tutuklu ama... Neden tutuklu oldukları belli değil. Ne kadar tutuklu kalacakları bilinmiyor. Onlar arasında, Devlet Planlama Teşkilatı’nda birlikte çalıştığımız arkadaşımız Yalçın Küçük var. Milliyet Ekonomi’de aynı salonu paylaştığımız arkadaşımız Nedim Şener var. Medya da, kamuoyu da giderek bu gazetecileri unutur oldu.
* Tutuklanan general sayısı 42’ye yükselmiş. Tutuklu albay, binbaşı, yüzbaşı, teğmen sayısını kimse tutmuyor. Daha da kötüsü bunların neden tutuklandığı ve de ne kadar tutuklu kalacakları da bilinmiyor. Onların mensubu oldukları Silahlı Kuvvetler topluluğu da kamuoyu da olan bitene ilgisini kaybetti.
Bu ülkede yaşıyoruz. Ölenler, tutuklananlar bizim insanlarımız. Arkadaşlarımız, komsularımız, tanıdıklarımız, tanımadıklarımız. “Ölen ölür, tutuklanan tutuklanır biz işimize bakalım diyebilir miyiz?”
Diyemeyiz gibi geliyor ama... Durum ortada...
Hükümette ekonomi takımı değişmedi
Başbakan Sayın R. Tayyip Erdoğan 61’inci hükümeti oluştururken eski hükümetteki ana kadroyu korudu.
Demek ki,
* Başbakan olarak eski kadronun beceri, birikim, uyum ve icraatından memnun.
* Eski hükümetler döneminde ekonomi ve sosyal konularda başlatılan çalışmalar, oluşturulan politikalar, uygulamalar aynı çizgide devam edecek.
* Ekonomi politikalarında, kısa dönemde büyük değişiklikler olmayacak.
* Ekonominin kaptanlığını gene Sayın Babacan yapacak.
* Yeni bakanlıklar ile ilgili kadrolaşma dışında bürokratik yapıda önemli değişikliklere gerek kalmayacak.
Bu tablo içeride iş çevreleri ve piyasa oyuncuları için, dışarıda Türkiye ile parasal ilişkiler, iş ilişkileri olanlar için olumlu bir tablodur. Çünkü içerideki ve dışarıdaki iş çevreleri, piyasa oyuncuları “istikrar” ister. Önlerini görmek ister.
Başbakan Sayın Erdoğan’ın hükümetin ana kadrosunu aynen koruması, içerideki ve dışarıdaki iş çevrelerine ve piyasa oyuncularına, bugüne kadar uygulanan politikaların devam edeceği güvencesini verecektir.
Ana hatlar hazır
Sayın Erdoğan bakanlar kurulu listesini açıkladıktan sonra gazetecilerin sorularını cevaplarken, yeni hükümetin ilk defa bir gün sonra toplanacağını, “Hükümet Programı”nın da ana hatları ile hazır olduğunu söyledi.
Bu açıklama Sayın Erdoğan’ın hükümetin ana kadrosunun içinde daha küçük bir grup ile “çekirdek kadro” ile çalışmaları sürdürdüğünün işaretidir.
Bu açıklama, yeni hükümet programının daha önceki programın devamı olacağının, büyük değişiklikler getirmeyeceğinin işaretidir.
Yeni hükümet ilk toplantısını yapmadan hükümet programının ana hatlarının belirlenmiş olması, Sayın Erdoğan’ın duruma ne ölçüde hâkim olduğunun işaretidir.
Güngör Uras
