Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Ocak 2025 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Tüketici güven endeksi yüzde 3.84'lük bir sıçrama ile haziran ayında 96.42'ye yükseldi. Böylece, son yirmi altı ayın en hızlı artışı gerçekleşmiş oldu. Tüketici güveni, 2009 yılının nisan ayındaki yüzde 8'lik gerçekleşmeden bu yana böylesine hızlı bir artış kaydetmemişti.
Endeks, haziranda ulaştığı 96.42 ile son kırk beş ayın da en yüksek düzeyine çıktı. Tüketici güven endeksi, 2007'nin eylülünde 97.11 düzeyinde bulunuyordu.
Merkez Bankası ile TÜİK'in ortaklaşa oluşturdukları tüketici güven endeksi son kırk beş ayın en yüksek düzeyine çıksa da, son yirmi altı ayın en hızlı artışı bu yıl haziranda gerçekleşmiş olsa da, bulunulan düzey, tüketicinin ekonomiye hala güven duymadığına işaret ediyor. Tüketici güven endeksiyle "tüketicilerin kişisel mali durumları ile genel ekonomiye ilişkin mevcut dönem değerlendirmeleri ve gelecek dönem beklentileri ölçülmeye, ayrıca yakın gelecekte yapmayı planladıkları harcamalarına ilişkin eğilimleri saptanmaya çalışılıyor. Anket sonuçlarına dayalı olarak oluşturulan tüketici güven endeksi 0 ile 200 arasında bir değer alabiliyor; endeksin 100'den büyük olması tüketici güveninde iyimser duruma, 100'den küçük olması ise kötümser duruma işaret ediyor.
Tüketici güven endeksi, 68.88 ile şimdiye kadar en düşük düzeye indiği 2008 yılının kasım ayından bu yana arada dalgalanmalar gösterse de genel olarak yükseliyor. Ancak, yine de hala 100 aşılarak kötümser bölgenin dışına çıkılabilmiş değil. Endeks, 2006 yılının mayıs ayında 100.07 düzeyinde bulunuyordu. Yani aradan tam beş yıl geçti ve tüketici bu beş yılı ekonomiye güven duymadan, kötümser bir şekilde geçirdi. Tamam, giderek bir iyileşme yaşanıyor yaşanmasına ama, bu iyileşme kötümserliğin azalmasını sağlayabiliyor ancak.
Hazirandaki iyileşmenin nedeni
Tüketici güven endeksinin beş alt bileşeninin üçü gelecek döneme ilişkin beklentilerle oluşuyor; iki bileşen ise mevcut dönemdeki duruma göre şekil alıyor.
İşte gelecek döneme ilişkin bileşenlerdeki belirgin iyileşme dikkati çekiyor. Özellikle gelecek üç aylık dönemdeki genel ekonomik duruma ilişkin beklentide tam yüzde 7.64'lük bir iyileşme söz konusu.
Gelecek altı aylık dönemdeki iş bulma olanaklarına ilişkin endekste yüzde 4.67; gelecek altı aylık döneme ilişkin satın alma gücüne ilişkin endekste ise yüzde 3.17'lik artış olduğu gözleniyor.
Ankete katılanlar, mevcut dönemdeki satın alma gücünün altı ay öncesine göre yüzde 3.40 daha iyi olduğu yanıtını veriyor.
Mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygun olduğuna ilişkin endeksteki artış ise yüzde 0.50 düzeyinde kalıyor. Zaten, bu sorunun endeksindeki artış da diğer sorulara yakın olsaydı, genel endeksteki artış yüzde 3.84'ün çok daha üstüne çıkardı.
Gelecek döneme ilişkin beklentilerin çok olumlu görünmesi haziran ayındaki artış eğiliminin izleyen aylarda da süreceği beklentisini doğuruyor. Bu durumda, tüketici güven endeksinin içinde bulunulan aylarda yeniden 100 düzeyini geride bırakabileceği tahmin ediliyor.
Yakınmak alışkanlık olmuş!
Merkez Bankası ve TÜİK'in tüketici güveniyle ilgili anketinin sonuçlarına bakıyorsunuz; aslında halinden pek şikayetçi olan yok. Reel kesimin güvenini gösteren endekslere bakıyorsunuz, yine aynı durum; halinden şikayetçi olanlar azınlıkta. 12 Haziran seçiminin sonuçları ortada; iktidar partisi, oyların neredeyse yarısını alıyor.
Ama çarşıda, pazarda, küçük üreticide de, büyük işletmede de hep aynı plak döndürülüyor; işler kötü, deniliyor.
Resmi veriler mi yanlış, yoksa dile getirilen görüşler mi… Resmi veriler de üreticinin, tüketicinin görüşünden oluştuğuna göre, şu yakınma alışkanlığından vazgeçmeye çalışsak daha iyi olmaz mı…
 
 
 
 
 
Alaattin Aktaş 
 
 
 

Ekleme Tarihi
20.07.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız