Somalililerin açlık sorununun arkasında daha büyük sorunlar var
Somalililere yardım için elimizden geleni yapalım. Ramazan ayında mümkün olduğu kadar çok insanı doyuralım, giydirelim, kuşatalım...
(Ben de imkânım ölçüsünde katkıda bulunuyorum.) Geliniz görünüz ki bizim yardımlarımız onların açlık sorununu çözemeyecek. Onlar bu yıl yağmur az yağdığı için değil, ektiklerini biçtiklerini yiyecek yerde, birbirlerini yedikleri için aç. Kaldı ki sorunları sadece açlık değil. Yirmi yıldır devam eden iç savaş nedeniyle can ve mal güvenlikleri yok.
Somali İngiliz ve İtalyan sömürgesi idi. 1960 yılında bağımsızlığa kavuştu. Somali’de 9.5 milyon hektar tarım yapılabilir arazi var. Belli bölgelerde tarım yapılabilecek ölçüde su var. Bir zamanlar Somali’de yaşayanlara yeterli olacak ölçüde tarım yapılıyor, hayvan besleniyordu. Somali hayvan ve deniz ürünleri ihraç ediyordu. Somali’nin petrol ve maden rezervlerinin fakir olduğu söyleniyor ama, bu konuda kesin bilgi yok.
Şimdilerde nüfusu 9 milyon. Ve de nüfusun tamamına yakını Müslüman.
1969 yılında Muhammed Siad Bara, darbe ile yönetimi ele aldı. Sosyalist bir ekonomi yönetimi benimsedi. SSCB ile işbirliği yaptı. Genişleme politikası doğrultusunda Etiyopya’ya saldırdı. 1991 yılında Etiyopya destekli aşiretlerce devrildi. O tarihten bu yana, 20 yıldır Somali’de aşiretler birbirini yiyorlar.
BM bile güvenliği sağlayamadı
1993-1995 yılları arasında Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulan bir barış gücü (Kumandanı Çevik Bir paşa idi) düzeni sağlamaya çalıştı. Başarı sağlanamadı.
1998 yılından sonra ülkenin farklı bölgelerinde aşiretler, gruplar özerk yönetimler kurmaya, bağımsızlık ilan etmeye başladı.
İşte bu arada radikal İslamcılar örgütlendi. İslam Mahkemeleri Konseyi şemsiyesi altında toplanan radikal İslamcılar silahlı mücadele ile ülke yönetimini ele geçirme arayışına girdi.
Sebab/El-Sebab/Essebab diye adlandırılan radikal İslam hareketi ülkenin büyük bölümünü kontrol etmeye başladı. Bu hareketin El-Kaide ile bağlantısı olduğu söylendiği için 2007 yılında ABD askerleri Somali’de operasyon yaparak El- Kaide üyelerini aradı.
Şimdilerde Somali’yi ABD destekli bir ulusal geçiş hükümeti temsil ediyor. Devletin başkanı olarak Şerif Şeyh Ahmet görülüyor. Ancak ulusal geçiş hükümeti Somali’nin bütününü kontrol edemiyor. Yönetimi ayakta tutan Etiyopya askerlerinden oluşan ve “Afrika Birliği Somali Görevi” adı altında ülkede bulunan yabancı askerler.
Mogadişu şehri ve çevresi bu ay Afrika Ulusal Birliği askerleri sayesinde Sebab savaşçılarından geri alınabildi. Şuanda devlet başkanı ulusal geçiş hükümeti sadece Mogadişu ve çevresinde hâkim durumda. Mogadişu ve uluslararası havaalanının güvenliğini Afrika Ulusal Birliği askerleri sağlıyor.
Yardımı her bölgeye ulaştıramayacağız
Türkiye’den gönderilen ve gönderilecek yardımlardan sadece bu bölgedeki Somalililer yararlanabilecek.
Somali’de can ve mal güvenliği o kadar yok, ülke o kadar karışık ki, Birleşmiş Milletler’in temsilcileri bile Somali’de değil, komşu ülkelerde yaşıyor. Uluslararası kuruluşlar ve gözlemciler Somali’de neler olup bittiğini yerinde izleyemiyor.
İçeride insanlar birbirini yemeye başladığı için son 20 yılda Somali’de Etiyopya’ya ve Kenya’ya 5.5 milyon göç olduğu, her gün Somali’den 2 bin kişinin kaçtığı belirtiliyor.
Kenya sınırında kurulan Dadaap isimli mülteci kampında 400 bin Somalili yaşıyor. Kampın önünde yüzlerce Somalili sıra bekliyor.
İşte bizler böyle bir ülkede yaşayanlara yardım ediyoruz. Ne kadar yardım etsek o kadar iyidir... Ama bizim yardımlar kaç kişiyi, kaç gün doyurur, sevindirir? Ne yazık ki başkaca yapabileceğimiz bir şey yok. Önemli olan Somalililerin birbirlerini yemeye son vermeleri.
Güngör Uras