Kriz ve terör tüketiciyi de üreticiyi de etkiler hale geldi
Bayrama giriyoruz. Bayram öncesi genelde moraller düzgün olur.
İnsanların gelecek hakkındaki bekleyişleri iyimser olur. Ekonomide işler iyi gidiyor. Krizdeki gerilemeden düze çıktık diye sevinirken birden insanlarımızın doğrudan kontrolunda olmayan iki sorun ortaya çıktı. Yurt dışındaki krizin korkusu ile hükümet ve Merkez Bankası tedbirler almaya başladı. Döviz fiyatı tırmanışa geçti.
Ramazan ayında olmamıza rağmen terör tırmanmaya başlayınca, hükümet sert önlemler almaya başladı. Dövizin yükselmesi, döviz ile ilişkisi olmayanları, döviz yatırımları bulunmayanları doğrudan ilgilendirmez dolaylı ilgilendirir.
Terör neden olduğu can kaybı, Doğu'da hayatı felç etmesi nedeniyle herkesi yıllardır üzüyor. Bu üzüntüye rağmen bugüne kadar ekonomiyi doğrudan etkilemiyordu.
Fakat insanoğlunun Doğu'da çatışmalar, can kayıpları sürerken,terörün nasıl sona ereceği konusunda kafalar karışık iken, rahat etmesi, rahat rahat harcamalarını sürdürmesi,yatırımlara yönelmesi kolay değil. Döviz ile altın ile insanların doğrudan ilişkisi olmasa da döviz fiyatları, altın fiyatları tırmanırken, insanların huzursuz olmaması imkansız. Acaba bu işin sonunda benim durumun ne olacak düşüncesine girenlerin harcamalarını eskisi gibi sürdürmeleri imkansız.
O zaman ne oluyor, ekonomide talep yavaşlıyor, üretim ve yatırım yavaşlıyor.
Bunun sonu ise işsizlik ve gelir azalmasıdır. Şimdi geliyoruz en önemli noktaya: Moral konusuna.
Her ülkede insanların moralinin aşağıya gitmemesine özen gösterilir. Morali bozan abartılı olumsuzluklardır. İnsanların moralini düşürmemek için yalan ve yanlık,abartılı, yaldızlı haberlere gerek yoktur. Ama tersi de yapılmamalıdır. Kriz ve terör haberlerini abartarak insanlara korku salmak, içeride çözümsüzlük havasını pompalamak ,insanların moralinin gereğinden fazla bozulmasına neden olur.Ramazan ayı bu yıl sinirlerin gerildiği bir ay oldu.
İftar yemeklerinde politikacılar yaptıkları konuşmalar ile insanlara huzur verecek yerde huzur kaçıracak, sinirleri daha da gerecek davranışlar içine girdi. Halbuki Ramazan, insanların rahat ve huzuru için gerek dikkatin gözetilmesi gereken bir aydır. Tabii ki dünyada olan bitenler, çevremizdeki olumsuz gelişmeler politikacılarımızı,toplum önderlerimizi üzüyor, etkiliyor.
Fakat dikkat buyurunuz, gezetelerde, TV ekranlarında Ramazan boyu insanlara huzur verecek haber ve konuşmalardan çok insanların huzurunu kaçıran haber ve konuşmalar yer aldı. Buna rağmen Türk ekonomisinin bugünkü tablosu ,tüketicinin ve üreticinin bugünkü rahatlığı gene de iyidir. Buna da şükredelim ki insanlar kriz ve terör olaylarının abartılarak gündemin başına oturtulması karşısında gene de paniğe kapılmıyor. Her şeye rağmen tüketim ve üretim belli çizgide devam ediyor.
Tevfik Güngör