Doların yükselmesi iş çevrelerinin uykusunu kaçırıyor
Rahmi Koç’a, geçen pazartesi günü, Ayşegül Aklarlı Güven soruyor: Her şeyiniz var. Bu kadar yıldır hiç uykunuz kaçmadı mı? Rahmi Koç cevaplıyor: “Kurdaki hareketler bizi hep çok etkiledi. Dolar indi uykum kaçtı. Dolar çıktı uykum kaçtı” diyor.
Döviz fiyatlarındaki inişin çıkışın Türk işadamı için, Türk ekonomisi için ne kadar önemli olduğu bundan güzel anlatılamaz.
Dün doların 1.84 TL’ye tırmanması, sadece Rahmi Koç’un değil, döviz kontratı olan tüm işadamlarının uykusunu kaçırdı. Uykusu kaçanlar, ödeyebilirler ise bu faturayı ödeyecek ama, sonunda cümle Türk halkı döviz fiyatındaki artışın faturayı paylaşacak.
Her şeyin aşırısı zararlıdır. Yıllardır doların fiyatının 1.40 TL dolayında dolaşması zararlı idi. Kısa sürede birden bire 1.80 TL’nin üzerine çıkması da zararlıdır.
Nasrettin Hoca’yı eleştirmişler. “Yaz oluyor, sıcaktan şikâyet ediyorsun. Kış oluyor, soğuktan dondum diyorsun” demişler. O boynunu bükerek cevaplamış. “Bunun bir ortası yok mudur?”
Türk ekonomisinde 2 para birimi yan yana işlem görüyor. (1) Türk Lirası (2) Döviz (Çoğunlukla dolar ve euro) Türk Lirası geliri olanlar “Dolar Kontratı/Döviz Kontratı” yapınca (dolar ile yükümlülük altına girince) döviz fiyatındaki yükselme, Türk Lirası yükümlülükleri aşırı ölçüde büyütüyor.
Özel sektörün 250 milyar dolar borcu var
- BDDK’nın 19/9/2011 tarihli verilerine göre ,Türkiye’deki bankaların toplam 627 milyar TL tutarındaki kredilerinin 178 milyar TL’lik kısmı (Yaklaşık 100 milyar dolarlık bölümü) döviz kredisidir.
- Merkez Bankası, “Özel sektörün yurtdışından sağladığı kredilerle ilgili bilgileri yayınlıyor.
2011 yılı temmuz ayı verilerine göre özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredilerin toplamı 124 milyar dolar, kısa vadeli kredilerin toplamı 26 milyar dolardır.
Özel sektör kuruluşları bu kredileri, dolar fiyatının 1.40’larda, euro fiyatının 2.0 TL dolayında olduğu dönemlerde kullandı. Yükümlülük altına girdi. Şimdi dolar 1.84TL’lerden, euro 2.47 TL’lerden satılmaya çıkınca işadamları, şirketlerin borçlarının TL karşılığı şimdiden yüzde 25 dolayında arttı.
Bu ek yük işadamlarının sadece döviz kredileriyle ilgili değil, tüm kredilerde banka borçlarını ödemelerini aksatabilir. Bu ise banka sistemimizi sarsabilir.
Türkiye’deki döviz fiyatının tırmanışı içerideki sorunlardan değil, küresel piyasalardaki dalgalanmalardan kaynaklanıyor. İyi de, küresel piyasalardaki dalgalanma kısa sürede duramayacağına göre dolar fiyatı daha nereye kadar tırmanır? Bir dolar 2.00 TL olur mu? Olmaması gerekir. Ama bugüne kadar olmaması gereken çok şeyin olduğunu görenler, “olmaz” diyemiyor. Diyemedikleri için de doların yükselmesinin şirketlere ve ekonomiye ne yük getirdiğini/getireceğini görenlerin uykusu kaçıyor.