Hayvancılık
Uzunca bir süre, girdi maliyetlerinde ki artışı 'son ürün'e yansıtamadı üretici.
Ne zaman 'yerli üretici' pes etti, fiyatlar yükseldi.
Arpa…
Et…
Yumurta..
Pamuk…
***
Süt, şeker pancarı gibi ürünler ise yolun başında daha.
***
Tarım Bakanlığı iyi niyetle çalışıyor.
Yetmiyor.
Üretici temsilcileri de öyle.
O da yetmiyor.
Üretici mi? Daha fazla çalışması ve verimsizlikten kurtulması gerekiyor.
***
Tekirdağ'ı hayatında görmemiş bir girişimcimiz, araştırıyor, öğreniyor ve o kente yaptığı hayvancılık yatırımıyla işletmesini bire beş kazanan bir yapıya taşıyor.
Herkes, girdi maliyetlerinden şikâyet ederken, o girdileri de doğal ortamda, uygun fiyata üretmenin yolunu araştırıp buluyor.
Şimdi ise aldığı riskin ayrıcalığını yaşıyor.
Bazı girişimcilerimiz ise şartların uygun olmadığı bölgelerde bu işe soyunup, aldığı teşviki de heba ediyor.
Cezayı da kısa yoldan pahalı yeme, ucuz ithalata kesiyor.
***
Ankara Ticaret Borsası bu ayın sonunda geniş kapsamlı bir Hayvancılık Kongresi düzenliyor.
Bakanlık da destekliyor.
Sorunlar anlatılacak.
Çözüm aranacak.
Yıllardır olduğu gibi sıkıntılar şöyle sıralanacak:
"Yemde dışa bağımlılık rahatsız edici boyuta ulaştı"
"Fransa'da 22 cente yem yiyen hayvan burada 45 cente yiyor"
"Et ithalatı hem üreticiyi hem yem sektörünü olumsuz etkiliyor"
"Unun KDV'si yüzde 1 iken kepeğin KDV'si yüzde 8 olmamalı"
"İthalatın büyülü kazancı, üretimi tamamen bitirecek."
"Aracılar üreticilerden daha fazla kazanıyor."
"Besiciler de marka oluşturup doğrudan piyasaya girmeli"
"Çok kalitesiz hayvan ithal ediyoruz."
"Besicileri bitirirsek ileride bugünkü fiyatları bile çok ararız."
Ve şöyle bağlanacak:
"Hazine meraları gerçek üreticilere ve üretmek isteyenlere kiralanmalı."
"Doğru ırklar desteklenirse iki yıl içinde et ihraç eder duruma geliriz"
***
Kongre bir fırsat.
Umarım Tekirdağ'da ki üretici gibi, başarı modellerinin sorgulamasına da zemin hazırlanır.
