Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 10 Ocak 2025 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Çağın vebası yoruyor şişmanlatıyor acıktırıyor

Göbek bölgesinde yağlanma yapıyor, yoruyor, şişmanlatıyor, acıktırıyor... Git gide yayılan ve tüm dünyada en önemli sağlık problemlerinden biri haline gelen obezitenin de en önemli sebeplerinden bir tanesi. Çağın vebası olarak nitelendirilen insülin direncini iç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Hasan Hüsrev Hatemi ile konuştuk.


Metabolizmayı temelden etkileyen insülin direnci genellikle tek başına görülmüyor. Hipoglisemi ve polikistik over sendromu olanların insülin direncinden şüphelenmesi gerekiyor çünkü bunlar birbirine bağlı hastalıklar zinciri gibi. Özellikle genç kadınlarda görülek polikistik over sendromu da yumurtalıklarda olan bir insülin direncinden kaynaklanıyor. Özel bir insülin direnci değil. Prof. Dr. Hatemi bunu şöyle açıklıyor;  “Polikistik over yumurtalık bölgesinde olan insülin direnci sonucu ortaya çıkan bozuk çalışma görünümüdür. Bir de damarlarda insülin direnci vardır bu da damarları tansiyona eğilimli hale getirmektedir. Polikistik over sendromunun belirtileri vücutta tüylenme, sivilcelenme ve özellikle göbek bölgesinde yağlanmanın artması ile kendisini gösteriyor.”


“AÇLIK KRİZLERİNE DİKKAT!”


Reaktif hipoglisemi denilen ve hipogliseminin en yaygın görülen türü ile insülin direnci arasındaki ilişkiye de değinen Prof. Dr. Hatemi; “Reaktif hipoglisemi dediğimiz tepkisel hipoglisemi bir şey yedikten iki saat sonra pankreasın fazla uyarılması nedeniyle açlık krizi yaşanmasıdır. Ancak insanı genellikle komaya sokmaz.”


"DİYET YAPMADAN İLAÇ ALMAK ÇAMURLU AYAKKABIYA CİLA SÜRMEKTİR"


Reaktif hipoglisemisi olan bir hasta ya da genetik mirasında diyabet olanların gelecekte diyabete yakalanma riski diğer insanlara göre çok daha fazla ve Dr. Hatemi’ye göre diyabeti spor, diyet ve tedaviyle birlikte 1 yıl bile geciktirmek çok büyük önem taşıyor çünkü diyabetin vücutta yarattığı komplikasyonlar hasta için büyük dezavantaj. Ne kadar geciktirilirse koroner damarları daha az tıkanır, göz komplikasyonları daha az olur. Ancak spor yapmadan ve diyetine dikkat etmeden alınan ilaçlar “çamurlu ayakkabıya cila sürmek gibi.” Kirler yerinde duruyor ancak üstüne cila sürülüyor. Sporun çok önemli oluşunun sebebi ise “Hareketin az insülinle daha çok şeker yakmayı sağlaması. Onun için sürekli oturan insanlarda diyabet daha çok görülüyor. Günde 3 km yürümek insülin direnci olan birisi için çok iyi. Ama onda da 3 km yürüyemeyen insan batsın bu dünya demesin. 500 metre yürüse bile hiç yürümediği günlere göre insülin ihtiyacı azalıyor. 3 km bir ortalama ama hiç yürümemektense 1 km yürümek bile insülin direncine faydalı.”


“İKİ SAATTE BİR YİYİN” DEMEK SAÇMA


Son yıllarda kilo vermek için fazlaca tavsiye edilen “azar azar sık sık yiyin” durumu ise ise Prof. Dr. Hatemi’ye göre abartı bir tavsiye. “Uydurma icatlarla 3 saatte bir yiyin dersek şişmanlığa da sebep oluruz, ekonomik bozukluklara da, bencilliğe de. İki saatte bir şeyler yiyin de saçma. Normali sabah kahvaltısı, öğle yemeği, ikindi öğünü ve akşam yemeği ama ikindi mükellef değil. İkindide bir kaç kepekli bisküvi yenebilir böylece akşam yemeği de hafif yenmiş olur.”


Beslenmeden kaynaklanan insülin direncinin de bir kısmının temelinde genetik var; “İnsülin direnci gösteren hücrelerin bulunduğunu pankreas daha fazla insülin salgılıyor. İnsülin daha çok salgılanınca vücuttaki reseptörler vurdumduymaz oluyor ve daha çok insülin salgılanıyor. Hasta böylece daha çok acıkıyor. Hastalar, kabahatlari olmadan insülin direnci nedeniyle yemek yedikten 2-3 saat sonra açlık krizi yaşıyor.”


BEL BÖLGESİNDEKİ YAĞLANMAYA DİKKAT


“Kalça bölgesindeki yağlanma kadınsı yağlanmadı ve daha az zararlıdır ama bel bölgesi ve karın yağlanması daha zararlıdır. Bu da erkek tipi yağlanmadır. İnsan vücudunda karından daha çok yağ yakılır. İnsülin direnci karında yağ olanlarda daha yüksektir. Kalça yağlarından daha az kaynaklanır.”

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Prof. Dr. Hasan Hüsrev Hatemi  
 
 

Ekleme Tarihi
14.10.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız