Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

IMF ile anlaşmanın önemi aylardır vurgulanıyor. Küresel kriz çıkalı 7-8 ay oldu. Ama hâlâ anlaşma sağlanamadı. Önce krizin Türkiye’yi etkilemeyeceği, daha sonra teğet geçeceği, daha sonra IMF isteklerinin kabul edilebilir olmadığı söylendi. Sanıldı ki, bir seçim arifesinde hükümet IMF anlaşması yapmak istemiyor.
Orta vadeli bir mali disiplinin politik açıdan risklerinden kaçınıyor. Fakat son iki haftadır, IMF ile ilişkilerde hiçbir adım atılmadığı ortaya çıktı. Nihayet geçen hafta Başbakan krizin Türkiye’yi teğet geçeceği fikrini tekrar etti.
Demek ki, Başbakan Türkiye ekonomisinin IMF kapısına gidecek kadar sorunlu olmadığı kanısında. Pekiyi gerçekten IMF’siz yola devam edemez miyiz? IMF ile anlaşma sağlanmadığı takdirde piyasalarda ve ekonomide olası tepkiler ne olabilir? 

Neden gerekli?
Öncelikle tekrarla belirtelim ki; IMF ile anlaşma dış borçları yüksek olan Türkiye için uluslararası finans piyasalarında daha kolay ve daha ucuz borçlanabilmesi, yahut borçlarını azaltarak sürdürebilmesi için önemli bir referans. Kaldı ki, bütçe açıkları nedeniyle hızla iç borçlar arttığı için de çok önemli.
Ayrıca, Türkiye’nin bu denli bütçe açığı varken, 2010 yılı itibariyle mali disiplinin tekrar nasıl sağlanacağının da ortaya çıkması gerekiyor. Mevcut başıbozuk gidiş elbette son derece mahzurlu.
Kısacası, IMF’yi sadece toplu bir borç kaynağı olarak görmek doğru değil. Elbette IMF ile anlaşmadan da yola devam edilebilir. Ancak bu durumda işsizliğin daha büyük boyutlara varma riski var. En azından kısa vadede. Kaldı ki, IMF ile anlaşma yapılmayacaksa, oyalamanın da bir yararı yok. Hatta aksine zararı var.
IMF ile anlaşma rafa kalkmış görünüyor. Belki de hiç masada olmadı. Ama hükümet bizleri ve piyasaları bir güzel oyaladı.. Hatta Merkez Bankası “anlaşmanın olmaması duruma göre B planımızı hazırladık” açıklaması yapıyorsa ve hükümet de bu konuda onu ikaz etmiyorsa, IMF ile anlaşma konusu kenara atılmış demektir. Kaldı ki, ekonomiden sorumlu diğer bakanlardan da bir ses çıkmıyor. 

Ya olmazsa
Diyelim ki, IMF ile anlaşma olmadı, ülke batar mı? Elbette hayır. Önce mali piyasalarda, çok büyük olmayan bir tepki gözlenir. Sonra o da geçer. Tepki büyük olmaz, çünkü hem küresel krizin en berbat aşaması aşıldı hem de bu arada küresel likidite bolluğu nedeniyle içeriye sıcak para girmeye başladı.
Kur geçici bir süre için yükselir, borsa epeyce iner, faizler de yükselir. Zaten küresel boyutta emtia fiyatları yükselmeye başladı bile. Fakat asıl sıkıntılı olanı, yatırımlardaki azalma. Bu daha da büyük boyutlara ulaşabilir. Kamu harcamalarındaki hızlı artışla ortaya çıkan iç borçlar ise faizleri hızla yükseltir. Yani ekonomik canlanma büsbütün gecikir. Bozulan moraller de buna katkı yapar. 

Özetle, IMF ile anlaşılmazsa Türkiye batmaz. Ama çıkış daha zor olur.

 

Hurşit Güneş

milliyet.com.tr

Ekleme Tarihi
25.05.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız