Öyle bir hava yaratıldı ki, büyüme kötü bir şey. Ekonominin büyümesinden üzülür hale getirildik.
Tekrarda yarar vardır. Büyüme gelir demektir. İstihdam demektir.
Büyümeyi milli gelir rakamlarından izliyoruz. Milli gelir rakamları ülkede üçer aylık dönemlerde veya bir yılda üretilen mal ve hizmetlerin toplamını gösteriyor.
2009 yılında milli gelirimiz 616 milyar dolar idi. 2010 yılında 734 milyar dolar oldu. 2011’de 800 milyar dolara yaklaşacak.
Sabit fiyatlarla 2009 yılında 100.0 olan milli gelir, 2010 yılında 109.0 oldu. 2010 yılında 100.0 olan milli gelir bu yıl 108.0 olacak. Enflasyondan arındırılmış hali ile milli gelirin üst üste iki yıl yüzde 9 ve yüzde 8 oranlarında artması iyidir.
Büyüme gelir artışı demektir
Artan milli gelir bu ülkede yaşayan insanların cebine giriyor. İnsanlar ceplerine daha fazla para girince daha çok harcama yapıyor.
2011 yılının üçüncü 3 aylık döneminde milli gelir, bir yıl öncenin aynı dönemine göre yüzde 8.2 oranında arttı.
Yılın üçüncü 3 aylık dönemindeki milli gelirin yüzde 80.6’sını tükettik. Yüzde 67.3’ünü hane halkı, yüzde 13.3’ünü kamu tüketti. Yüzde 20.4’ünü yatırıma yönelttik. Yüzde 5.7’si ile stok yaptık. Toplayınız bu harcama kalemlerini 106.7 eder. İyi de... Milli gelir 100.0 iken nasıl 106.7 harcadık. İşte o fazlalığı, net mal ve hizmet ithalatı ile (dışarıdan gelen kaynak ile) karşıladık. (Bunu cari açık ile karıştırmayınız. Bu kaleme net dış alem faktör geliri ve net cari transferler eklenince, cari açık rakamı elde edilir.)
Ekonomi önemsenmez oldu
Pazartesi TÜİK büyüme rakamlarını yayımladı. Kriz ortamında ülke ekonomisinin büyümeyi sürdürmesi, 9 aylık büyümenin yüzde 9.6 olarak gerçekleşmesi bir ülke için, o ülkede yaşayanlar için, yatırımı, işi olanlar için çok önemlidir. Büyüme işte ve aşta artış demektir. Halkı çok, hem de pek çok ilgilendirir. O akşam TV haberlerinde büyümeden çok az söz edildi. Salı günü gazetelerin ilk sayfasında büyüme haberleri diğer haberlerin arasında kaybolmuş durumda idi. Çok gazetenin ekonomi sayfalarında büyümeye şirket haberleri kadar bile yer verilmedi.
Acaba ekonomi giderek ülkenin sorunu olmaktan çıkıyor mu? İş ve aş derdi bitti mi?