Mayıs ayında tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 0.64 oranında arttı. Bu yılın ilk 5 ayında TÜFE artışı yüzde 1.71 oldu. Mayıs sonu itibariyle yıllık enflasyon yüzde 5.24‘e düştü.
Bundan iyisi can sağlığı. Demek ki, enflasyon canavarını öldürdük. (!) Bitmedi? Ekonomiyi “para gözlüğüyle izleyenler”, ekonominin sağlığını parasal hareketlere bakarak değerlendirenler için önemli olan dolar fiyatı, faiz fiyatı ve borsa endeksi değil mi? Bir de o göstergelere bakalım: - Dolar fiyatını (evvel Allah) dizginlemiş bulunuyoruz. Dolar 1.72 TL’den satılırken (2 TL’nin üzerine çıkması beklenirken) şimdilerde 1.53 TL’lerden satılıyor. Yakında 1.40 TL’lere bile inebilir. - Tahvil-bono faizi yüzde 20’lerin üzerinde iken, şimdilerde yüzde 12’lere geriledi. - İMKB endeksi 23 binlere düşmüştü. Şimdilerde 35 binlerin üzerinde. - Günlük borçlanma faizi üç ay önce yüzde 16.2 idi, şimdi yüzde 9.2’ye düştü. - Döviz sorunu diye sorun yok. Merkez Bankası döviz rezervi “taş gibi”. 66.7 milyar dolar rezervde döviz var. - Başka ülkelerde bankalar sapır supur dökülüyor. Bizim bankalar yılın ilk 3 ayında kârlarını yüzde 32 artırdı.
Kriz teğet mi geçti? Bu göstergelere bakan Sayın R.T. Erdoğan, “Ben size kriz Türkiye’yi teğet geçecek dedim. İnanmadınız. İşte rakamlar“ derse, biz ona ne diyeceğiz? Şunları diyeceğiz: - Bir ekonomide işlerin iyi olup olmadığı, üretim gücüne ve çalışan sayısına bakılarak değerlendirilir. Türkiye’de üretimde krizden önce bir gerileme başlamıştı. Kriz sonucu üretim durdu. İşsizlik arttı. - Türkiye ekonomisi “yüksek faiz/düşük kur” politikası uygulanan dönemde, dış kaynağa bağımlı hale geldi. Ucuz ithalata dayalı bir üretim yapısı oluştu. Ucuz ithalat girdileri, katma değeri düşük ihracat yapısını ortaya çıkardı. Geçen mayıs ayına göre ihracat gelirleri yüzde 34.7 oranında azaldı. Sanayi ürünleri ihracatında gerileme yüzde 37.8 oranında. İç talep üretimi canlandırmaya yetmiyor. Dış talebe (ihracat pazarlarındaki uyanmaya) bağlıyız.
Üretim artmadan düzelmez - Parasal göstergelerdeki iyileşmelerin değişik nedenleri var. (1) Başka ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de ekonomideki durgunluk ve talebin gerilemesi nedeniyle fiyatlar da geriliyor. (2) Dövize olan talebin gerilemesi, ithalatın yavaşlaması nedeniyle dolar fiyatı artmıyor. (3) Borsada hisse senetleri fiyatları büyük ölçüde düşmüştü. Endeksteki hareket bir ölçüde düzeltmeden kaynaklanıyor. (4) Merkez Bankası faizi düşürüyor. Piyasada Türk Lirası’na talep olmadığı için, bono-tahvil faizi de geriliyor. Sonuç: Nedenini araştırmadan sadece (1) Enflasyondaki gerilemeye, (2) Parasal göstergelerdeki iyileşmeye bakarak ekonomide işler düzelmeye başladı diyemeyiz. Önemli olan üretimdir. Üretim artmaya başlayacak, önce işten çıkarmalar duracak, sonra işçi alımı başlayacak ki, kriz sona erdi diyebilelim.
Güngör Uras
milliyet.com.tr |