Bugün,açıklanan yeni teşvik paketini sizlerle birlikte değerlendirmek istiyorum. Teşvik paketinin amaçları bellidir. Reel ekonomi canlandırılacak, istihdam arttırılacak,yeniden ekonomik büyümeye geçilecek ve bölgelerarası dengesizlik mümkün olduğunca azaltılacaktır. Teşvikler ,bölgeler,sektörel ve yatırımın büyüklükleri gözetilerek verilecektir. Türkiye gelişmişlik düzeyleri dikkate alınarak 4 bölgeye ayrılmıştır. Marmara,Trakya,Ege illeri ile Ankara en gelişmiş sayılan 1.Bölge ,Doğu ve Güneydoğu illeri ise en az gelişmişler olarak 4.Bölgededir.Gelişmiş bölgeler daha az,gelişmemiş olanlar ise daha çok teşvik alacaklardır. Yapılan bölgesel ayrım doğrudur.Her bölgenin destek ihtiyacı aynı değildir. Çünkü,alt yapıları,mali güçleri,pazarlara uzaklığı,hammadde varlığı,nakliye imkanları,yetişmiş insan gücü varlığı,enerji kaynakları birbirlerinden çok farklıdır. Bunları yanında sosyal amaçlar ve güvenlik sağlama gibi hedefler de vardır. Hal böyle olunca,yatırımcı,az gelişmiş bölgelere gitmek için daha kapsamlı teşvik isteyecektir. Teşvikleri sektörel bazda farklılaştırmak ta doğru bir yaklaşımdır. Her sektöre aynı veya benzer teşvikleri vermek kaynak israfıdır ve yarar sağlamadığı görülmüştür. Herkesi memnun etmek gibi bir anlayış,hiç kimseyi memnun etmediği gibi,zaten kıt olan kaynakların boşa harcanmasına yol açmıştır. Artık rekabet küresel düzeydedir, Teşviklerin kapsamı ve miktarı belirlenirken,kaynakların,yoğun rekabete dayanabilecek sektörlere yönlendirilmesi son derecede önemlidr. Aksi takdirde Türkiye,dünya ülkeleri arasındaki rekabet gücü sıralamasında gerilemeye devam edecek ve bir süre sonra dış piyasalarda rekabet edebileceği ciddi bir sektörü kalmayacaktır. Rekabet gücü kazanılmasında sadece teşviklerin rolü olduğu gibi bir iddia elbette doğru değildir ama bugünkü konumuz itibariyle teşviklerin rolünü ön plana çıkarıyoruz. Aslında,her sektör,aynı bölgedeki her ilde de aynı verimi sağlayamaz. Çünkü aynı bölge içindeki illerin şartları ve imkanları da aynı değildir. Teşvikler bu yanıyla,bölge ve sektör ayrımı yanında ,ister istemez proje bazına dönüşecektir ki bu da arayıp,bulamadığımız bir şeydir. Teşviklerin belirlenmesinde dikkate alınacak üçüncü baz yatırımın büyüklüğüdür.. Büyük yatırımlar genelde teknolojik,mali ve idari yapıları daha güçlü,dışa açık ve rekabetçi yatırımlardır.Yeni teknolojileri uygulama kabiliyetleri vardır. Araştırma-geliştirme faaliyetlerine daha fazla kaynak ayırma imkanlarına sahiptirler. Bölgeler, sektörler ve yatırım büyüklükleri itibariyle verilecek teşvikler isim itibariyle birbirlerinden farklı değildir. Bunlar KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, kurumlar ve gelir vergisi indirimleri, faiz desteği ve SGK prim destekleridir. Bunlara proje bazında başka teşviklerin eklenmesi de mümkündür. Fark, verilecek teşviklerin miktarındadır.Örneğin 4.Bölgede,yani Doğu ve Güneydoğu illerinde bu teşviklerin tamamı uygulanırken,gelişmiş yörelerde indirim ve destekler belli oranlarda verilmektedir. Daha önceki bir yazımızda da belirttiğimiz gibi,açıklanan teşviklerin birçoğu daha önceleri de uygulamaya konulmuştur. Ancak yeterli kaynak bulunamaması, mevcut kaynakların selektif bir teşvik sistemi uygulanmadığı için israf edilmesi,,teşviklerin,ekonomiye devlet müdahelesi gibi algılanarak dış tepkilerden çekinilmesi, uygulama birimlerinin eksikliği gibi nedenlerle fazla etkin olamamışlardır. Şimdi durum daha karmaşıktır. Çünkü teşvikler daha selektiftir,.zaman zaman proje bazına inilecektir. Olaya sadece bölge bazında değil, il bazında da bakılacaktır. Bu itibarla merkeziyetçi değil,bölgesel bir yapılanmaya ihtiyaç vardır. Proje değerlendirebilecek,teşviklerin amaçlarına uygun olarak kullanıp,kullanılmadıklarını yakından izleyebilecek birimler kurmak kaçınılmaz olacaktır. Mevcut bürokratik kadrolar,ne kadar iyi niyetli olsalar da,bu yükü kaldıracak yeterlilikte değildir. Bu itibarla,üniversitelerle,meslek odalarıyla ve hatta proje bazında deneyimli kişilerle organik bir bağ içinde çalışmak bir zarurettir. Kurulacak bölgesel birimlerde,bölgenin deneyimli kişileri yer almalıdır İç ve dış pazarların durgunluk içinde olduğu ve belirsizliklerin sürdüğü bir ortamda teşviklerin yararlı olamayacağı öne sürülebilir. Bu tez haksız da sayılamaz. Ancak yine de,yatırımcının, önünü görmesine ve belirsizlikler ortadan kalkmaya başladıça kendisini nasıl bir tabloyla karşı karşıya bulacağını bilmesine yardımcı olacaktır.
|