Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU
29 Ocak 2012
Kötü beslenme depresyonu kolaylaştırıyor
Depresyon sık karşılaşılan bir sağlık problemi. Dikkatle baktığınızda, çevrenizde de birden çok kişinin bu sorunla boğuştuğunu göreceksiniz. Ruh sağlığı uzmanları bu kötü gelişmenin, zorlaşan yaşam koşulları ve farklılaşan beslenme alışkanlıklarıyla ilgili olduğunu düşünüyor
Depresyona çoğunlukla, gelişmiş toplumlarda, şehirde yaşayanlarda, çalışanlarda ve kadınlarda rastlanıyor. Özellikle kadınların depresyona karşı erkeklerden daha hassas olduğu kesin! Gebelik, doğum sonrası ve menopoza giriş dönemleri de kadınların depresyon tuzağına düşme olasılığını artırıyor. Çalışanlarda da depresyonun yaygınlaşma eğiliminde olduğuna dikkat çekiliyor. İş yaşamının zorlu koşulları, ekonomik güçlükler, işten ayrılmalar, işsiz kalma korkuları, iş değiştirmeler, kötü ya da gergin işyeri koşulları çalışanlarda depresyonu kolaylaştıran faktörler arasında.
Ancak beslenme yanlışları da depresyon nedeni olabiliyor. Unlu, şekerli gıdaların eskiye nazaran daha çok tüketilmesi, glüten duyarlılığının yaygınlaşması, hipoglisemiye yakalananların çoğalması da depresyon nedenleri arasında sayılıyor. Vejetaryen beslenmenin, daha doğrusu hayvansal besin tüketiminin azalmasının da önemli olabileceğinin altı çiziliyor.
Yeteri kadar hayvansal besin tüketmeyenlerde B-12 vitamini noksanlığı sık görülüyor, B-12 azalmasıysa depresyona yakalanmayı kolaylaştırıyor. Beynin omega-3 fakirliğinin de depresyonun yaygınlaşmasında katkısı bulunduğunu düşünenler var ki, bence kesinlikle haklılar. Beyin omega-3 yağlarının en çok depolandığı ve kullanıldığı organların başında geliyor. Ağırlığının neredeyse yüzde 20’ye yakınını omega-3 yağ asitleri, özellikle de dokozahegzaenoik asit (DHA) oluşturuyor. Beyin dokusunda DHA’nın azalması, fosfatidilserin adlı maddenin üretimini düşürüyor, bu da depresyon olasılığını yükseltiyor. Kadınlarda yaygın bir sağlık sorunu olan demir eksikliği de depresyonu kolaylaştırıyor. Bu listeye B-6, B-3, C vitamini eksikliklerini, folik asit noksanlığını, magnezyum, çinko azlığını da eklememizde fayda var.
NE YAPMALI
Beslenme uzmanları, depresyondan korunmak isteyenlere unlu, şekerli gıdaları azaltmalarını, omega-3 ve omega-6 zengini yağları daha az kullanmalarını, zeytinyağını tercih etmelerini ve omega-3’ten zengin balık, ceviz gibi yiyecekleri ön plana çıkarmalarını öneriyor; bol sebze ve meyve yemelerini tavsiye ediyor.
Depresyon tehdidi altında olduğunu düşünenlerin faydalanabileceği besin destekleri listesinin ilk sırasında D vitamini ve omega-3 kapsülleri var. B-12, B-6 karışımları ve folik asit desteği de faydalı olabiliyor. Magnezyum haplarından faydalanmak da mümkün. Önerim, herhangi bir sağlık uzmanına danışmadan bu desteklere doğrudan başlamamanız. Çünkü mevcut bir depresyonun tedavisine geç kalabilirsiniz ve böyle bir durum söz konusu olduğunda depresyonun ilaçla tedavisi de güçleşebiliyor. Neticede depresyon kronikleşiyor, sorunun nüksetme olasılığı artıyor.
Depresyon tedavisi ruh sağlığı uzmanlarına bırakılması gereken önemli ve hassas bir konu. İncelikleri olan bir tedavi alanı. Bazı hastalarda ilaç kullanmak faydalı değil, gereksiz hatta zararlı bile olabiliyor. Bazı depresyon tipleri yalnızca psikoterapiyle de iyileşebiliyor. Ayrıca hangi ilacın tercih edileceği ve dozajın nasıl ayarlanacağı da tecrübe gerektiren bir konu. Bu nedenle bir ruh sağlığı uzmanı denetiminden geçmeden kesinlikle eşinizin dostunuzun önerdiği ilacı kullanmamalısınız.