Çapalamadan toprak, çabalamadan hayat güldürmez Yazar : Rüştü BOZKURT
BUZDAĞININ DİBİ / Rüştü BOZKURT
KOSGEB ülkemizde küçük ve orta ölçek iş yerlerinin gelişmesinden sorumlu kılınmış bir kamu kurumudur. Hepimizin ortak malı olan kaynakları, maddi ve kültürel zenginlik üretme umudu olan alanlara yönlendirir. KOSGEB'in herkese iş ve aş sağlamanın, herkesi başını sokacağı bir konuta kavuşturmanın yegane yolu olan zenginlik üretiminin önünü açmak, girişimci insanları yüreklendirmek, destekler sağlamak gibi tanımlanmış görevi var. KOSGEB Başkanı yaptığı açıklamada, "Ökısa vadeli çözümler yerine, uzun dönemli geleciği yaratacak alanlara" yöneldiklerini söyledi.
Öncelikle "iş yönetiminde becerileri geliştirmek" istiyor KOSGEB... Eğer "yönetim becerileri" gelişirse, üretim kabiliyetleri ilerletilecek, rekabet gücü artırılacak ve işe yeni girenlerin yaşama süreleri uzayacaktır.
İş yerlerinin yönetim becerilerini geliştirmek için "özel eğitimler" artırılacak, "danışmanlık hizmetleri" özendirilecek, "mesleki örgütlerin potansiyelleri" değerlendirilecek.
İşbirlikleri
KOSGEB'in çaldığı maya tutunca "kurumsallaşmada" birkaç basamak yukarı çıkılacak, "dışa ve dünyaya açılımın nicelik ve niteliği artacak", rekabet için gerek şar olan "inovativ yaklaşımlar" güç kazanacak, "fiziki kaynaklar, işgücü ve teknoloji kullanımında verimlilik" artırılacak; etkin "işbirlikleri" gelişmenin niceliği kadar niteliği de artırılacaktır.
Daha da önemlisi, "Ar-Ge ve inovasyon" özendirilerek, "girişimcilik" desteklenerek, "işbirliği ve güçbirliği" bilinci artırılarak, birey-odaklı gelişmenin yerini "kurumsallaşmaya" bırakması sağlanarak, "küresel gelişmeler" yakından izlenerek, "uluslar arası camianın saygın üyeler"arasında yer edineceğiz.
Diyebilirsiniz ki, bütün bunları söylemek kolay da, yapmak zor... Ülkemizde böylesi itirazların yaygın biçimde yapıldığını bildiğim için yazının başlığında "Çapalamadan toprak, çabalamadan hayat güldürmez" sözü yerini aldı.
KOSGEB Başkanı'nın anlattıklarını önce "dil" açısından anlamlı buluyorum. Dil, düşüncenin aynasıdır. İnsanlar zihinlerinde nasıl düşünürlerse, anlatımlarında ona göre adlar, kavramlar ve terimler kullanır. O nedenle dil, geleceği inşa etmenin iki aracı olan kaynaklar ve değerler sisteminin göstergesidir.
Dil angaje olmadır
İkincisi, çok ters yönüyle düşünelim, anlatılanların kişinin kendini, kurumunu farklı göstermek için seçilmiş cilalar olduğunu düşünelim... Ama o zaman "dil angaje olmadır" gerçeğini unutmuş oluruz. İnsanlar kamuoyunun büyük gözaltındadır. Bir şey söylediklerinde, bir angajmana girdiklerinde bir gün hesabının sorulacağını da bilirler...
Üçüncüsü de söylediklerimiz "meşrulaştırmanın" da temelidir. Bu açıdan bakıldığında KOSGEB'in kullandığı dil, sağlıklı bir gelecek yaratmanın temelini oluşturacak içerik ve bağlamlara sahip.
KOSGEB'in geleceği inşa etme konusunda kullandığı dilin işyerlerimiz açısından ne anlama geldiği üzerinde düşünmeliyiz. Her işyeri, ortaya konan yeni hedefleri önce zihninde netleştirmeli, sonra da projelerle somuta taşımalı...
Gerçekten yepyeni çabalara ihtiyaç var... Hayatı yeniden yorumlamadan gelecek yaratılamıyor... |