Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 22 Aralık 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Türkiye olarak dövizde ele güne muhtaç olmamayı göze alabiliyorsak, IMF direktifleri yerine kendi üretim ve kalkınma stratejimizi uygularsak, IMF’ye gerek yoktur.

Başbakan Sayın R. T. Erdoğan, “Mecbur değiliz ki... IMF olmazsa biz ölecek miyiz?” dedi (Milliyet Ekonomi, 12 Haziran 2009, sayfa 8).
IMF olmazsa ölmeyiz.
Ama önce yolumuzu belirlememiz şart:
-  IMF ile mi, yoksa IMF’siz mi yolumuza devam edeceğiz?
Eğer radikal bir karar vereceksek,
-  IMF’siz yola devam kararı alalım. Ama bunun da faturasını bilerek, gereken hazırlıkları yapalım.
Eğer IMF’siz yola devam etmenin, zincirleri kırmanın faturasını göze alamıyorsak,
-  Uzatmaya gerek yok. Eninde sonunda IMF’nin isteklerini kabul edeceğiz. Böyle geldi. Böyle gidecek... IMF ile ilişkilerin başladığından bu yana olduğu gibi, gözümüz yollarda, yabancıların Türkiye’ye döviz göndermelerini bekleyeceğiz. Yabancıların gönderdikleri dövizleri yiyerek günleri geçireceğiz. Dövizler bittikçe IMF ile tekrar ve tekrar masaya oturacağız.

IMF’yi biz çağırıyoruz
Başbakan Sayın R. T. Erdoğan, “IMF’ye rest çekiyor” görünüyor ama, IMF ile bağları bir türlü sonlandırmayı göze alamıyor.
IMF bir ülkeye zorla girmez. Zorla bir ülkeyi masaya oturtmaz. Ülke yöneticilerinin başına silah dayayarak imza almaz.
IMF davet edildiği ülkelere gider. IMF para isteyen ülkelerle görüşmeler yapar. IMF’yi bu hükümet davet ettiği için IMF Türkiye’ye geldi. Bu hükümet IMF’den para beklediği için görüşme yapıyor.
Görülüyor ki,
(1) Başbakan Sayın R. T. Erdoğan IMF ile yola devam etmek istiyor.
(2) İlkede mutabakat var, ama sorun teferruatta...
Demek ki,
(1) Hükümetimiz IMF ile şu veya bu şekilde, şu veya bu zamanda bir anlaşma imzalayacaktır.
(2) Türkiye, uzun bir süre daha IMF politikalarına bağımlı olarak zaman harcayacaktır.

48 yıldır IMF’siz yapamıyoruz
Bir ülke, değişik nedenlerle, döviz bulamaz durumla karşılaştığında, bu zor dönemi atlatmak için, geçici olarak IMF’nin desteğini alır.
Biz 1961 yılından bu yana, 48 yıldır IMF’nin (tek) devamlı müşterisiyiz. IMF desteğine rağmen döviz sorununu çözemiyoruz.
Bizim döviz sorunumuz nedir?  Biz ihtiyacımız kadar döviz kazanamıyoruz. Kazandığımız kadar dövizle yaşamaktan hoşlanmıyoruz. Bu nedenle başka ülkelerin dövizlerini kredi olarak getirerek o dövizlerle günü gün ediyoruz. Bu çarkı çevirebilmek için de IMF ne derse (kıvırtıp kıvırtıp sonunda) kabul ediyoruz. 
Ayıp bize! Yazık bize!
Yok mu bunun alternatifi? Var: “IMF olmazsa biz ölmeyiz”.
Eğer bir süre kazandığımız döviz kadar döviz harcamayı, dövizde ele güne muhtaç olmamayı göze alabiliyorsak, eğer IMF’nin direktifleri (Sayın R. T. Erdoğan bunların ülke menfaatlerine ters şeyler olduğunu söylüyor) yerine, özkaynaklarımıza dayalı kendi üretim ve kalkınma stratejimizi çizip uygulamaya başlayabilirsek, IMF’ye gerek yoktur.
Uzun lafın kısası: İşte hendek, işte deve... Ya geçersin ya düşersin, baktın olmaz, vazgeçersin!

 

Güngör Uras

milliyet.com.tr

 

 

Ekleme Tarihi
13.06.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız