Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 10 Ocak 2025 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok güzel bir ülkede, mahalleler varmış.
Bu mahallelerin çocukları birbirlerini çok severlermiş. Kavga da etseler kin tutmaz, her gün yeniden dünyalar kurarlarmış. Herkeste sevgi, paylaşma ve arkadaşlarını kollama duygusu yavaş yavaş gelişirmiş.
Zamanla, bu güzel ülkede durumlar değişmeye başlamış. Yaşlar ilerledikçe, bu birliktelik, kollama, koruma duyguları, bu mahallelerin çocuklarının başlarına çok işler açmış.
Daha sonra işsizlik, enflasyon, köşeyi dönme, adamını bulma, malı götürme falan derken, herkes yüzünde soluk bir bakış ile içinde hayatın yenilgisi ile çaresizlikleri, tatminsizlikleri ile baş başa kalmış.
Bunlar, dün Ankara’da Ankara Palas’ta sahnelenen “Evet Sevdik” isimli “müzikal sunum”da anlatılanların sadece bir bölümü. Sunumun adı tam olarak “O günleri, o masumiyeti ve birbirimizi... Evet sevdik... Hem de çok sevdik” şeklinde.
Durup dururken “Sevgiden söz etmek... İnsanların birbirini sevmesi... gibi şeylerden söz etmek de nereden çıkıyor?” diyeceksiniz.

Ankara’da yaşam çok değişti
Ankara’da ilginç bir “Diş Hekimi” var. O kendine “Düş hekimi” adını vermiş. Bu “Düş Hekimi”, güzel düşler peşinde koşuyor. Yaşadığı şehrin, Ankara’nın eski yaşamını öğrenmek için, Cumhuriyet Ankara’sına ait belgeler topluyor. Eski dönemi yaşayan kişilerle konuşuyor, öğrendiklerini yazıya döküyor.
Ankara’da Cumhuriyet dönemi yaşamını anlatan 7 kitap yayımlamış. Bu kitaplarda belgeseller kadar duygusal bölümler de var. Ben www.ergir.com sitesinde yayınladıklarını hayranlıkla izliyorum.
“Diş’lere ilgim ve dişlerle uğraşım Ortodonti uzmanlığı ile başladı. Ama “düş”lerle ve sevginin her boyutuyla uğraşım, sokaklardan eve girilmeyen dönemdeki mahalle çocukluğu yıllarıma uzanır” diyor.

1950-1960’lı yıllar unutuldu
Düş hekimi diyor ki, “1950’ler, 1960’lar dünyaya gelinebilecek en torpilli yıllardır. Hele bu ülkede, hele Ankara’da dünyaya gelenler, gerçek dostluklarla, basit ama gerçek oyunlarla çocukluğunu gerçek bir çocuk gibi geçirenler daha da şanslılardır.
Ankara’nın o muhteşem masumiyet dönemini yaşayanlara hatırlatmak, bilmeyenlere anlatmak için o dönemlerde olan biteni sahnelemek istedik. O dönemi sözle, müzikle anlatmak için hikâye ederek o zamanların Yeşilçam filmi gibi bir “Müzikli Sunum” hazırladık. Sanki, “Atlantis” gibi şimdilerde kaybolmuş bir dünyayı anlatıyoruz.
Düş Hekimi müzikli sunumu Soprano Leyla Çolakoğlu ile birlikte sahneliyor. Dünkü onuncu performans idi.
Düş Hekimi, Ankara’nın unutulan yanlarını araştırıyor, yazılarla, fotoğraflarla belgeliyor. Bakınız bugüne kadar hangi konuları ele almış: Ankara Palas, Büyük Sinema, Piknik, Taşhan, Türk Ocağı, Von Papen ve Çiçero Ankarası, Beyaz Balina Aydın, Minik fil Mohini.

Mohini’yi kaç kişi hatırlar. Düş hekimi, Doğan Kardeş dergisinin açtığı kampanya sonucu Hindistan hükümeti tarafından Türkiye’ye gönderilen minik fil Mohini’nin İstanbul’da tören ile karşılanışını, Ankara’ya trenle getirilişini, Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi’ndeki yaşamını tatlı tatlı anlatıyor. Mohini Türkiye’de çocukların canlı olarak gördükleri ilk fil idi.                               http://www.yazaroku.com/fekonomi/gungor-uras/04-03-2012/dis-hekimlerimiz-yaninda-bir-de-%CB%9Cdus-hekimimiz-var/430247/.aspx 

Ekleme Tarihi
04.03.2012
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız