Sevinç Pastanesi, İzmir'in simge mekanlarından birisidir. Kentte yaşayanlar için buluşma yeridir. Sevinç Pastanesi'nin sahibi olan Pelit ailesi aynı zamanda kiraz üreticisi.
Kökleri Rusya Kırım'a dayanan Pelit ailesinden Şaban, Osman ve Kenan Pelit kardeşler, Rize Çamlıhemşin'den İzmir'e gelir. En iyi bildikleri iş pastaneciliktir. 1957 yılında Sevinç Pastanesi'ni açarlar.
Aile pastanecilikle yetinmeyerek İzmir'in yanı başındaki Kemalpaşa ilçesinde tavukçuluk ve kiraz üretimi işine de girer. Yıllar önce ekonomide yaşanan kriz onları tavukçuluk sektöründen uzaklaştırır. Kenan Pelit'in ilgisi ve çabası ile kiraz yetiştiriciliği devam eder. Bugünde Pelit Çiftliği'nde çeşit çeşit kiraz üretiliyor. Kenan Pelit, bilinçli bir üretici. Kiraz ağaçlarının bakımını, budamasını, sulamasını günün tekniklerine uygun olarak yapar. Bir dönem kirazdan iyi de para kazanır.
Son yıllarda ise, kiraz üretiminden bırakın para kazanmayı, üretimi sürdürmekte bile zorlanır. Kenan Pelit'in oğlu Ömer Pelit'in anlattığına göre, kiraz üretiminin devam etmesi için zaman zaman pastaneden kaynak transfer ediliyor.
Kemalpaşa'da yıllık ortalama 20 ton kiraz ürettiklerini hatırlatan Ömer Pelit, kirazdan en son 5 yıl önce para kazanabildiklerini söylüyor. Ömer Pelit' in anlattığına göre Kemalpaşa'da kiraz üretiminde yaşananlar özetle şöyle:
"Kemalpaşa erkenci kirazı ile bilinir. Ürün ilk piyasaya çıktığında iyi fiyattan satarsınız, sonra fiyat düşer. En iyi para kazandıran Salihli çeşidi kirazdır. Büyük bölümü ihracata gider. Son zamanların deyimi ile "çakma" Salihli kirazı ise iç piyasaya verilir. İster iç piyasaya ister ihracata gitsin, son 5 yıldır üretici kirazdan para kazanamıyor. Çünkü, girdilerin fiyatı ne kadar artarsa artsın kiraz hep aynı fiyattan satılıyor. Reel olarak fiyatta gerileme var. Bu 5 yıllık dönemde bütün girdiler birkaç kat arttı. En basiti, 5 yıl önce kirazı toplayan işçiye günde 10 lira verilirken, şimdi 25 lira ödeniyor. Yılda dört kez ilaçlama yapılıyor, ilaç maliyeti 5 yılda bir kaç kat arttı. Budama, sulama ve diğer girdilerin fiyatı artıyor. Ürünün fiyatı yerinde sayınca, para kazanmak hayal oldu.
Bizim asıl işimiz pastane işletmeciliği. İkinci bir iş olarak kiraz yetiştiriciliği yapıyoruz. Tek geçim kaynağı kiraz olan yüzlerce, binlerce üretici var. Biz yılda ortalama 20 ton sattığımız halde para kazanamıyoruz, 2-3 ton satan çiftçi nasıl kazanacak? Onların durumu çok daha zor. Son 5 yılda kuraklık, dolu, yağmur, ne felaket varsa yaşandı. Böyle giderse üretimi sürdürmek mucizelere bağlı. Üretimi sürdüremeyenler, kiraz bahçelerini satarak kente göç ediyor. Son dönemde gazetelerde "Kemalpaşa'da satılık kiraz bahçesi" ilanları çok sık görülmeye başlandı. Bizim de bu şartlarda üretimi sürdürmemiz zor. Uygun fiyat bulsak satıp çıkacağız.
Sorun sadece üretimde değil. Satarken de ciddi sorunlar yaşanıyor. Son yıllarda Alara Tarım bu işe girdi. Ürününü Alara' ya satan en azından parasını alacağını biliyor. Alara gibi dürüst çalışan birkaç firma var. Fakat piyasada tokatçılar da çok. Üreticiden kirazı alıyor, para ödeme zamanı gelince kayıplara karışıyor. Bazı aracılar ise ürünü belli bir fiyattan topluyor sonra üreticiye dönerek "Ben istediğim fiyata satamadım" diyerek düşük fiyattan ödeme yapıyor. Üretici her yıl bu tokatçılara para kaptırıyor."
Pelit ailesinin de üretim yaptığı İzmir'in Kemalpaşa ilçesi Türkiye'nin en önemli kiraz üretim merkezlerinden birisi. Yıllık ortalama 55-60 bin ton kiraz üretiliyor ve önemli bir bölümü de ihraç ediliyor. Böylesine önemli bir üretim merkezinde üretici para kazanamıyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Başta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlar Kemalpaşa'yı mercek altına almalı ve kirazda yaşanan sorunları en kısa zamanda çözmeli. Çünkü, Kemalpaşa'daki kiraz üreticisinin sorunları çözülemezse son yıllarda bir çok bölgede yaygınlaşan kiraz üretimi ve buna bağlı olarak ihracat tehlikeye girer.
Türkiye, kiraz üretimini gözden çıkarma lüksüne sahip değil. Yıllık ortalama 300 bin ton ile dünya kiraz üretiminde ilk sırada yer alan Türkiye, ihracatta da Amerika'dan sonra ikinci sırada. İspanya, İtalya gibi Avrupa Birliği ülkelerinde üretim düşerken, Türkiye'de son 5 yılda üretim yüzde 50'den fazla arttı. Bu avantajlı konumun kaybedilmemesi üretimin devam etmesi, üretimin devamı ise çiftçinin para kazanması ile mümkün. Pastaneden kaynak transfer edilerek kiraz üretimi sürdürülemez.
Ali Ekber Yıldırım
dunyagazetesi.com.tr |