Kredi kartı ile ilgili yeni düzenlemenin sonuçlarını merakla bekleyeceğim. Bankacılık çevrelerinin aksine bendeniz, temerrüde düşen 875 bin kişinin neredeyse tamamının kriz mağduru olduğunu düşünüyorum.
Sadece krizde işini kaybetmiş ücretliler değil, müşterisini kaybetmiş esnaf için de aynı çaresizlik söz konusu. Zaten temerrüde düşen kredi kartlarının büyük bölümünün başta İstanbul olmak üzere Ankara’nın batısında, yani iş hayatının bir zamanlar en canlı olduğu bölgelerde olması da bunun işareti. Endişem o ki, hemen 1 - 2 ay içinde işler açılmazsa, bu sağlanan kolaylıktan yararlanabilenlerin oranı da, 2006’daki afta olduğu gibi % 40’ları geçemeyecek.
300 bin karttan umut yok Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın verdiği rakamları esas alırsak, 31 mayıs 2009 itibariyle temerrüde düşmüş 1 milyon 301 bin kredi kartı var. Bu 1 milyon 301 bin kartın 300 bininden zaten aylar önce umut kesilmiş olmalı ki, kartı veren bankalar, alacaklarını % 8-10 gibi çok düşük oranlarla varlık yönetim şirketlerine satmışlar. Varlık yönetim şirketlerinin şiddetli itirazlarına rağmen şimdi bu borçlar da af kapsamında; ama krizin ve durgunluğun etkisi bütün ağırlığıyla sürerken, borçlunun ödeme gücünü yeniden kazanabilmiş olması ihtimali hayli zayıf. Gelelim aidat meselesine... Önceki günkü yazımda “bankalar, özellikle kart borçlarını peşin ödeyenlerden yıllık aidat almalı” diye yazacak oldum; okurlarım kıyameti kopardı. Bankalar kart borcunu peşin ödeyen müşteriden de büyük paralar kazanıyormuş; zira bizim alışverişlerimizi yaptığımız mağazalardan hem yüksek komisyon alıyorlarmış, hem de mağazalara ödemeleri 30 - 40 gün geciktirerek parayı çalıştırıyorlarmış. Ben de bankacıların tuzağına düşüyormuşum. İnsaf derim, başka bir şey demem.
Şu aidat meselesi Zaten TBMM’den önceki gün geçen yasal düzenlemede de, tüketicilerin talep ettiği şekilde zorunlu yıllık aidat konusu yer almıyor; “Konunun banka ve tüketici arasında sözleşmeyle belirlenmesinin uygun olacağı, bu konuda yasal düzenlemeye gerek olmadığı” belirtiliyor. Bu demektir ki, kredi kartı alırken banka ile imzaladığınız sözleşmede “Aidat alınacaktır” maddesi varsa, aidat ödemek zorundasınız. Sözleşmede olmadığı halde sizden aidat alınmışsa, mahkemeye gidebilirsiniz. Aidatlara zorunluluk gelseydi, eminim pek çok kart sahibi kartlarının sayısını ve limitini yeniden gözden geçirecek ve bir kısmını iptal ettirip, diğer bir kısmının da limitlerini düşürecekti. Yani bu vesileyle kendisini disipline etmiş olacaktı. Nitekim şu son 1 hafta içinde bunu yapanlar oldu; ama denedikleri halde başaramayanlar da oldu. Çünkü neredeyse her alışveriş yaptığınız mağazanın size en az 5-6 taksit önerdiği bir ortamda, kart limitlerinin neredeyse sınırına dayanmışlardı... Son bir hatırlatma: Eğer temerrüde düşen kredi kartı borçlularına gelen kısmi affa ek olarak, bankaların önüne gelene bol keseden kart dağıtmasını engelleyecek bir yasal düzenleme yapılmazsa, kimsenin kuşkusu olmasın, bundan sonraki ilk krizde biz yine aynı şeyleri konuşuyor oluruz.
Meral Tamer
milliyet.com.tr |