Kemer sıkmaktan kimse hoşlanmaz
Güngör Uras Olayların içinden [email protected]
Fransa’da ve Yunanistan’da yapılan seçimler gösteriyor ki, halk kemer sıkmaktan hoşlanmıyor. Kemer sıkmaya çalışanları oylarıyla deviriyor. Önümüzdeki günlerde şunları tartışacağız: - Kemer sıkmadan kriz atlatılır mı? - Bütçe açığı sorunu olan ve aşırı borç yükü altında bulunan ülkeler ekonomiyi büyütmeye yönelik politikalarla krizden çıkabilir mi? Kemer sıkmak demek, halka bütçeden akıtılan parayı kısmak demektir. - Bu para kısılınca, işsizlik artar. Çalışanların, emeklilerin elime geçen para azalır. Devlet halktan daha çok alır, halka daha az verir.
- Halk bundan hoşlanmaz. Hele hele, “kemerin ne kadar kısılacağı ve de kemer sıkma işinin ne kadar süreceği” belli değil ise halk sokaklara dökülür. Kemer neden sıkılır? Bütçeden halka akıtılan para neden kısılır? - Çünkü bütçeyi yapan hükümetler şu veya bu nedenle daha önceleri halka vermeleri gerekenden daha fazla para vermişlerdir. - Olmayan parayı vermek için borçlanmışlardır. Bunun sonucu bütçe açığı büyümüştür. Bütçe açığını sürdürerek, daha fazla borçlanarak halka para akıtma imkanı kalmayınca, ekonomiler ‘tıkanır.’ Kriz çıkar. - Hükümetler, daha fazla borçlanamadıklarından veya alacaklıların zorlaması ile bütçe açığını ve borçlanmayı azaltıcı politikalar uygulamaya yönelir. - Bu politikaların tamamı, halka para akıtan bütçe musluğunun kısılmasını gerektirir. - Para musluğu kısılınca halk ‘öldük bittik’ diyerek bağırmaya başlar.
Almadan vermek Tanrı’ya mahsus İyi de bütçe açığı ve artan borç stoku sonucu ekonomiler kilitlenince (kriz çıkınca) bu kilit nasıl açılacak? - Kilidi açılmaz hale getiren şudur: Kimse kazanılmış haklarından - durumundan fedakarlık etmek (geriye gitmek) istemez. “Benden alma da kimden alacaksan al” der. - Eğer üst gelir grubundan daha çok almak imkanı var ise, alt gelir gruplarının kemerleri daha az sıkılabilir. Fakat çıkar tek yol hem üst gelir grubunun vergilerini artırmak, hem de ulusca kemer sıkmaktır. İşte bu noktada da bir ‘açmaz’ ortaya çıkar: - Kemer sıkmak demek ekonomide küçülme demektir. - Küçülen ekonomide vergi gelirleri azalır. Harcamaları kısmak işe yaramaz. Bütçe açığı devam eder. Krizden çıkılamaz. Bu gerçeği görenler krizden çıkmak için büyümeden fedakarlık edilmemesi gerektiğini savunur. Orta yolcular, “Az kemer sıkma + makul büyüme” gereğinden söz eder. Obama’nın yaptığını Hollande istiyor ABD’de Başkan Obama bu politikayı izliyor. Fransa’da Hollande bu politikayı savunarak halkın oylarını topladı. Ancak çok çok önemli bir nokta var: Bu politikayı ABD’de Obama bütçe açığını küçültmeye öncelik vermeden ve piyasaya para akıtarak uyguluyor. Ama Fransa’da Hollande aynı imkanlara sahip değil. Çünkü para musluğunu açma şansı yok. Hollande’nin güvencesi ne? Fransız ekonomisinin üretim gücü ve özelliği. Fransa’da milli gelirin (GSYH) yüzde 55’i kamu harcamalarıyla oluşuyor. Fransa’da kamu ekonomik kuruluşları özelleştirilmedi. Ekonomide ağırlık kamu iktisadi kuruluşlarında. Özel sektöre ait küçük işletmeler teknoloji yoğun üretim ve ihracat yapıyor. Fransa’nın bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 4.6, kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 86. (Almanya’nınki yüzde 78.) Bunlar hazmedilebilir - yönlendirilebilir büyüklükler. Ciddi sorun işsizliğin yüzde 10’larda dolaşması.
Fransa için Hollande’ın tartışmaya açtığı az kemer sıkma + makul büyüme formülü her ülkede örneğin Yunanistan’da uygulanabilir mi? Yunan halkı kemer sıkmaya karşı oy kulandı denilerek Yunanistan’da büyüme yanlısı politikalar gündeme gelebilir mi? Hayır. Yunanistan’ın (1) üretim gücü yok, (2) Yunanistan’da halk ne kadar kemer sıksa, ülke dışarıdan para gelmeden ayakta kalamaz. |