Pazarcıların işi iyice zorlaşmış durumda
Güngör Uras Olayların içinden [email protected]
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Pazar Yerleri Hakkındaki Yönetmelik”, 12 Temmuz 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı. Tamamı 34 madde olan yönetmelik ülke genelinde pazarları ve pazarcıları “hizaya sokmayı” hedefliyor.
Pazarları ve pazarcıları “hizaya sokmaya çalışırken” pazarları marketleştirerek havasını kaçırmasak iyi olacak. Çünkü her pazarın ve pazarcının rengi farklıdır. Her ülkenin pazarı farklıdır. Her şehrin ve hatta her semtin pazarı farklıdır.
Ben pazar meraklısıyım. Çocukluğunda Bartın’ın “Kadınlar Pazarı”na hayrandım. Benzeri bulunmaz. Sonra “Düzce Pazarı” hayranlığım başladı. Yurtdışında Nice, Brüksel, Paris, Münih, Londra, New York gibi şehirlerdeki pazarları da görme şansım oldu.
Sakın yanlış anlaşılmasın. Pazarlar ve pazarcılarla ilgili düzenlemeye karşı olmak mümkün değildir. Burada tartışılan, düzenlemede “kâfinin ötesine” gidilerek pazarların “tek tip-renksiz” satış yerlerine dönüştürülme tehlikesidir...
Farklılık-özellik çok önemlidir. Bodrum’da şehir merkezindeki cuma pazarı farklıdır. Bizim Farılya’daki çarşamba pazarımız farklıdır. Yalıkavak’ın perşembe pazarı farklıdır. Bu pazarları cazip kılan farklılıklarıdır.
Önce market rekabeti sarstı
Pazarları önce market rekabeti sarstı. Bizim Yeniköy Pazarı’mız vardı. Market rekabetine dayanamadı. Dağıldı. Dağılmadan önceleri pazara her gittiğimde Pazarcı Müslim Efendi, “Abicim... Sakıp Sabancı’ya, Vehbi Koç’a söyle, domates, patates, yoğurt, su satmayı bıraksınlar... Onlar bizim yapabileceğimiz işi yaparlarsa, Abicim, biz n’apcaz?” der dururdu.
Sonunda Pazarcı Müslim Efendi Koç ve Sabancı’nın marketlerinin rekabetine dayanamayarak, tezgahını topladı. Ortadan kayboldu.
Yeni yönetmelik pazarları “kurumsallaştırıyor”. Pazarcılara yer tahsis edilecek. Kirasını ödedikçe o yer ömür boyu pazarcının olacak. Yönetmeliğe göre (1) Semt Pazarları’na el olarak (2) Üretici Pazarları ve (3) Organik ve İyi Tarım Ürünleri Pazarları da kurulabilecek. Bunlar bir arada olamayacak. Ayrı ayrı kurulacak pazar yerleri, belediyelerce işletilecek. Pazarcılar meslek kuruluşlarına kayıt olacak. Vergi verecek. Pazarlarda zabıta bürosu, çöp toplama yeri, elektronik tartılar, hoparlör sistemi, aydınlatma sistemi, güvenlik kamerası ve tuvaletler bulunacak.
Ayşe Teyzem markete alıştı
Yönetmelikte, çevreyi rahatsız edecek şekilde satış yapılamayacak maddesine dayalı olarak “Pazarcılar artık bağırarak malını övemeyecek,müşteriye gel gel yapamayacak” deniliyor. Yönetmeliğe göre pazarlarda, kese kâğıdı, doğada çözünebilen ya da bezden imal edilmiş poşetler kullanılacak. Satışa sunulan her bir mal çeşidi için, mala ilişkin bilgilerin yer aldığı fiyat etiketi düzenlenecek. Pazarcılar kimlik takacak, mevsim şartlarına uygun kıyafetler giyecek.
Pazarlar, Ayşe Hanım Teyzemgillerin döneminin alış veriş yeri idi. Ayşe Hanım Teyzemgiller alışveriş için bir hafta semt pazarının kurulmasını beklerdi. Sabun, çivit, tencere, kova, çamaşır ipi, peynir, zeytin pazardan alınırdı.
Şimdi her köşe başında market açıldı. Ayşe Hanım Teyzemgiller, “eski alışkanlık ile ve de pazarın havasını yaşamak, zevjini çıkarmak için” gene pazara gidiyorlar ama sebze, meyve dahil bir çok alışverişlerini marketten yapıyorlar. Hele hele Ayşe Hanım Teyzemgillerin gelini, torunu pazara hiç uğramıyor. Onlar market kuşağı.
Bu durumda semt pazarları giderek ölür mü? Ölmez ama küçülür. Üretici pazarları ve organik gıda pazarları giderek öne çıkar. |