Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 11 Mayıs 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
 
Sahrap SOYSAL
[email protected]


Kestaneli tarih

Bir kestane türü olan ve hem lezzeti hem de az da olsa zehirli olması nedeniyle yenmeyen at kestanesine bu adın neden verildiğini biliyor musunuz?

Bu kestane türü 16. yüzyıldan beri hasta atların tedavisinde kullanıldığı için bu adı almış.
Türünü önemsemeyip kestane ağacının geçmişine baktığımızda anavatanının Anadolu olduğunu görürüz.
Ancak kestaneye adını veren kent Anadolu’da değil. Yunan Yarımadası’ndaki Castan antik kenti bu güzel meyveye adını veren.
Ayrıca kestane Avrupa’ya da ilk kez bu kentten gitmiş. İran’da çok daha önceden beri soyluların gözdesi olan kestanenin bu kadar yaygınlaşmasını sağlayan ise Romalılar olmuş. Çünkü Romalılar egemenlikleri altındaki topraklara ceviz ve kestane ağaçları dikmeyi ihmal etmemişler.
Kestaneden bahsedip de ne yazık ki kestane ağaçlarının giderek azalmasına yol açan, mürekkep hastalığından ve kestane dal kanserinden bahsetmemek olmaz. Ağacın köklerinin çürümesine neden olan mürekkep hastalığı da dal kanseri de kestane ağaçlarının geleceğini tehdit etmekte.
Özellikle dal kanseri nedeniyle Bursa’da kestane üretimi son otuz yıl içinde ciddi oranlarda düşmüştür.

İSLİM KEBABI

Malzeme listesi

5 adet orta boy uzun patlıcan (Uzun kemer patlıcanı da denir.)
750 gr kuşbaşı kuzu eti
1 çay kaşığı tuz, karabiber
1 çay kaşığı kimyon,
yenibahar
5 yemek kaşığı zeytinyağı (30 gr tereyağı da kullanabilirsiniz)
2 adet orta boy kuru soğan
2-3 adet orta boy domates (1 tepeleme yemek kaşığı domates salçası da kullanabilirsiniz)
5-6 su bardağı sıcak su
15-18 adet kiraz domates
5-6 adet yeşil sivri biber
Kızartmak için;
1 çay bardağı sıvıyağ
Sosu için;
1 yemek kaşığı domates salçası
2 su bardağı sıcak et suyu

6 kişilik

Hazırlama süresi: 30 dakika

Pişirme süresi: 30 dakika


Patlıcanları alacalı soyup yıkadıktan sonra ince uzun dilimler halinde kesip bol tuzlu suda 25-30 dakika kadar bekletin.
Patlıcan dilimlerini tuzlu sudan alıp yıkadıktan sonra süzün ve kurulayıp kızgın yağa atın.
Önlü arkalı kızarttığınız patlıcanları kağıt havlu serdiğiniz tabağa alıp bekletin.
Yıkayıp süzdüğünüz eti orta ısılı ateşte, sürekli karıştırarak 2-3 dakika kavurun. Yağı ve yarımaylar halinde doğradığınız soğanları ekleyip karıştırmaya devam ederek 5-6 dakika daha kavurun.
Üzerine küp küp doğradığınız domatesi ya da salçayı ve sıcak suyu ilave edip etler yumuşayıncaya kadar pişirin. (Düdüklü tencerede daha kısa sürede pişirebilirsiniz.)
Dana eti geç pişeceğinden gerekirse ekstra sıcak su ekleyin. Bu arada tuzu, biberleri ve kimyonu da katın. İyice pişen etin suyunu süzüp kenarda bekletin, çünkü suyunu da kullanacağız.
Patlıcan dilimlerinden ikisini artı şekli vererek üst üste tezgahın üzerine koyun. Ortasına 5-6 parça et yerleştirin.
Önce üst, sonra da alttaki patlıcanı etlerin üzerine bohça gibi sarın. Patlıcanların üzerine kürdana geçirilmiş kiraz domates ve yeşil biber saplayın.
İslim kebaplarını orta boy fırın kabına ters çevirerek yerleştirip 2 su bardağı sıcak et suyunda ezdiğiniz salçayı ilave edin. 175 dereceye ayarlı fırında 25- 30 dakika pişirin. Çıkarıp pide, pilav yanında servise sunun.
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
18.11.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Kestaneli tarih,Sahrap Soysal ,gıda tarım
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız