Faiz inecek piyasalar açılacak bekleyişi boşa çıktı
Güngör Uras Olayların içinden [email protected]
Merkez Bankası dün, * Politika faizi olarak adlandırılan bir haftalık repo ihale faizini yüzde 5.75’ten yüzde 5.50’ye indirdi. * Bankaların zorunlu karşılık oranlarında artırım yaptı. Bankalar kaynaklarının daha büyük kısmını Merkez Bankası’na devretmek zorunda olacak.
Bu iki karar ne işe yarar? * Politika faizindeki çeyrek puanlık indirim, kredi faizlerinin ucuzlamasını sağlamaz. Mevduat faizleri belki biraz daha aşağıya iner. * Bankaların zorunlu karşılıklarının artırılması, kredilerini genişletmelerini ve kredi faizini aşağıya çekmelerini önler. İyi de Merkez Bankası politika faizinde neden çeyrek puanlık indirim yaptı? n Merkez Bankası uzun süredir “İndir-indir-indir” baskısı altında. “İndir” diyenlere yılbaşı hediyesi verdi. * Yurtdışında likidite bol. Türkiye’ye oluk oluk döviz geliyor. Bankalar dövizi alınca kredileme imkanları genişliyor. Döviz bollaşınca Türk Lirası değer kazanıyor. Merkez Bankası politika faizinde ufak bir indirim ile dışarıdan yüksek faiz cazibesinde gelen paraya fren getirmek istiyor. Çünkü Türkiye ne kadar çok borçlanır ise halkımız o kadar çok tüketim ve yatırım yapıyor. Ekonomi hızla büyüyor. Cari açık tırmanışa geçiyor. Bunu önlemenin yolu kredi aktarma mekanizmalarını pahalı hale getirmek ve kredi kullanımını sınırlamak. Çok kişi piyasanın canlanması için faiz indirimi bekliyordu. Piyasa canlanmayacak mı? * Merkez Bankası ekonominin durumundan memnun. Her ne kadar ilk 3 çeyrekte büyüme beklenenin biraz altında kaldı ise de, son çeyrekte büyümenin istenen çizgide olduğuna inanılıyor. Piyasayı canlandırma sorunu diye bir sorun olduğunu kabul etmiyor. * Kaldı ki ekonominin sadece faiz indirimi ile canlanmasını sağlamak mümkün değil. Faiz indirimi yanında kredi sınırının da genişletilmesi gerekiyor. Halbuki bu durumda tekrar cari açık büyüyecek.
2013 yılında ne olacak? * Merkez Bankası bugün uygulanan tedbirleri 2013 yılında da sürdürmeyi düşünüyor. Hedef kontrollü büyüme. 2012 yılındakine benzer bir büyümenin 2013 yılında da devam ettirilmesi ve cari açığın 55 milyar dolarlar dolayında kalmasının sağlanması isteniyor. * Baz etkisi diye bir şey var. Eğer bir dönem önce büyüme yüksek ise, onun üzerine büyüme oranı düşük kalır. Bir dönem öncesi düşük büyüme var ise, onun üzerine çıkmak kolaydır. 2012 yılında büyüme düşük kaldı. 2013 yılında üretim (katma değer) artışı 2012 yılındaki kadar olsa da büyüme hızı yüksek çıkacak.
Merkez’in bekleyişleri neler? * Merkez Bankası eskiden enflasyona odaklanmıştı. Şimdilerde cari açığa (döviz açığına) odaklanmış durumda. Bunun için büyümeyi sınırlamaya, kontrol altına almaya çalışıyor. * Bu politika çerçevesinde 2013 yılı için yüzde 4- 5 dolayında bir büyüme ve milli gelirin yüzde 7’si dolayında bir cari açık hedef alınmış gibi görünüyor. * Enflasyonda yüzde 6.0-6.5’luk bir orandan söz ediliyor. * Döviz fiyatının aşağıya inmemesine (Türk Lirası’nın aşırı değerlenmemesine) izin verilmeyecek. Döviz fiyatı yükselecek ise (artacak ise) en fazla enflasyon oranında yükselmesine izin verilecek gibi bir görünüm var.
Sonuç: “Banka kredileri ucuzlayacak. Bankalar tüketici kredilerinde muslukları açacak. Bol ve ucuz tüketici kredisi kullananlar piyasaya hücum edecek. Konut ve otomobil satışları artacak. Piyasa canlanacak” diyerek bekleşenlerin ümitleri kaldı bir başka bahara!
http://ekonomi.milliyet.com.tr/ |