Duyarlı bir yetkili yok mu?

Duyarlı bir yetkili yok mu?

Ahmet Yazıcıoğlu

Aman yarabbi, ne kadar da çok canı yanan varmış? Yağmur gibi şikayet aldım. Elektronik postayla, telefonla, gazeteye gelerek ya da yolda önümü keserek...
"Böyle indirim eksik olsun" başlıklı yazımda, bir benzin istasyonunun, indirime rağmen nasıl pahalı benzin satmayı sürdürdüğünü anlatmıştım. İşin daha da vahim yanı, o istasyonun bağlı bulunduğu petrol şirketinin vurdumduymazlığıydı.
Adı Türk ama, sermayesinin yüzde 97'si yabancı bu petrol şirketi, kayıtsızca "O bayinin bizimle özel sözleşmesi var. İsterse fiyatlarında bir hafta bile indirim yapmaz" diyebiliyordu.
Sattıkları akaryakıtın kalitesini uzaydan denetlediklerini iddia etmesine rağmen, bayilerini kontroldan uzak petrol şirketi, daha da ileri giderek petrol piyasasında fiyatların serbest olduğunu, isteyenin istediği fiyattan akaryakıt satabileceğini söyleyebiliyordu. Zammı anında uygulayacaksın ama, indirim yapmayacaksın öyle mi? Bunun adı da serbest piyasa ekonomisi olacak üstelik.
Yazıyı okuyan yüzlerce kişi bu kanunsuzluğa karşı isyan ediyor ama, ne Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İl Müdürlüğü'nden, ne de Enerji Piyasası Denetleme Kurumu'ndan "Çıt" çıkmıyor. Resmi makamlar böylesine kayıtsız ve duyarsızsa, vatandaşlar ne yapsın?
Çok merak ediyorum, mesela bu yazıyı İzmir Valisi Cahit Kıraç okudu mu? Okuduysa ilgili geçinen ilgisizlerden hesap sordu mu? Bence ne okudu, ne de bir telefon açıp "Bu rezillik nedir?" diye sordu!
Uyanın ey yetkililer, ayıptır. Yağmadığınız, yağmayacağınız belli de, hiç değilse yalancıktan gürleyin. Pompada çalanları görmezsiniz, benzine benzol katanları da, kaçak akaryakıt satanları da... Halkı soyanları cezalandırmadığınıza göre, madalya ile ödüllendirin bari...

İşlenmiş ette ölüm riski var

Geçenlerde "Sosis, sucuk, salam yemeyin" demiştim, Milliyet "İşlenmiş et öldürüyor" başlıklı haberiyle sanki bana destek verdi.
Oxford ve Cambridge üniversitelerinin dünya çapındaki ortak araştırmalarına göre, işlenmiş et, kalp hastalıklarından kansere kadar pek çok rahatsızlığa davetiye çıkarıyor. Uzmanlar; günde bir sosis ya da dört ince dilim sucuk veya salamdan fazlasının zararlı olduğunu belirtiyor. Dünyadaki 30 ölümden biri, işlenmiş etten kaynaklanıyor. Çünkü sosis, sucuk, salam gibi işlenmiş etler, hayvanın pazara verilemeyecek kısımlarından üretiliyor! Anlayan anlamıştır, daha başka ne söylenir?

Hayret nasıl ölmüyoruz?

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ekmek, sucuk, pastırma, döner, köfte, çiğ köfte, pekmez gibi geleneksel gıdalara katkı maddesi eklenmesini yasaklamış. Bu kararı, katkı maddelerinin sağlığa zararlı olmasından değil, geleneksel gıdaların lezzetlerinin bozulmaması için almış!
Bilmem biliyor musunuz? Türk halkının bir numaralı gıdası ekmekte, tam 18 katkı maddesi varmış da haberimiz yokmuş. Bakanlıkça hazırlanan Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği çıktığında, C vitamini olarak da bilinen askorbik asit, emülgatörler gibi katkı maddeleri ekmek yapımında kullanılamayacakmış. Ekmek, yalnızca un, su, tuz ve mayadan yapılacakmış.
Düşünebiliyor musunuz hala neler yeyip içiyoruz?

http://www.yeniasir.com.tr/