Prof. Dr. Dizdar'a kulak vermelisiniz
Ahmet Yazıcıoğlu
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Doğrudur, kovarlar. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü öğretim üyelerinden Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Dizdar, halkı uyarıyor ve doğruları söylüyor diye de yaylım ateşine tutuluyor. Anlı şanlı süt ürünleri fabrikalarının sahipleri ve yöneticileri ile onlara yakın bazı üniversite profesörleri, Prof. Dr. Dizdar'ı yalanlamaya, hatta karalamaya çalışıyorlar. Onkolog Prof. Dr. Dizdar yine de susmuyor. - Evime fabrikada imal edilen yoğurttan alarak beklettim, bir buçuk yıl ekşimeden ve bozulmadan durdu! Marketlerde son kullanma tarihleri geçen yoğurtlar, kapakları değiştirilerek yeniden satışa sunuluyor... Prof. Dr. Dizdar, halka "İyisi mi siz açık süt alarak yoğurdunuzu kendiniz yapın" çağrısında bulunuyor. Zaman zaman göstermelik olarak toplanan tarihi geçmiş yoğurtlardan, süzme yoğurt yapıldığı iddialarına ise ne dersiniz? Doğanın mantığı gereği, sütün aslında hiçbir işleme tabi tutulmaması gerektiğini vurgulayan Onkolog Dr. Yavuz Dizdar net konuşuyor.
SÜT MASUM MU? - Ancak, hayvanların sağlıklı olmadığı koşullarda pastörizasyon işlemi yapılmalıdır. Pastörizasyonda sütün eriştiği sıcaklık, hastalık oluşturabilecek etkenlerin ortadan kaldırılmasına yeterlidir. Ama, Ultra High Temperature (UHT) denen çok yüksek sıcaklık aşamasında durum değişir. Süt, başta karakteristik kokusu olmak üzere pekçok özelliğini yitirir! Onkolog Prof. Dr. Yavuz Dizdar, halkı kansere karşı uyardığı için, çeşitli üniversitelerde görevli bazı öğretim üyeleri de, sokak sütünün tehlikelerine dikkati çekiyorlar. Onlara göre de çiğ sütte hastalık yapıcı bakterilerin olma ihtimali çok yüksek. Evde kaynatılan sütteki besin değerleri ise tamamen yok oluyor. Adı lazım değil, özel bir üniversitenin Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı, insanların sokak sütü almalarını önlemek ve onları korkutmak için bakın nasıl bir iddiada bulunuyor? - Sokak sütünün yağını çekmesi için içine salyangoz ve jelatin katanlar bile var. Dolayısıyla sokak sütü çok riskli!
GIT GIDAK İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü'nde radyasyon onkolojisi konularında bilimsel çalışmalar yapan Prof. Dr. Yavuz Dizdar, bir tavuk 45 günde nasıl yetişir ve günde üç yumurta nasıl verir?" diye de soruyor. - Yumurtadan yeni çıkan civcivlere, kemiklerinin gelişmemesi ve et yapmaları için yüksek oranda antibiyotik veriliyor. Tavuklar eskiden 2-3 saatte pişerdi. Şimdi nasıl oluyor da 15 dakikada pişebiliyor? Yumurtalar niçin klorla yıkandıktan sonra piyasaya veriliyor? Herkes birbirine "Ne yiyeceğiz?" diye soradursun, kültür balıklarının da antibiyotik deposu oldukları iddiaları ayyuka yükseliyor. Ya et ve et ürünleri ile unlu mamüllerdeki tehlikeler? Sudan ete, sütten sebze-meyveye varana dek sıkça tükettiğimiz birçok besin, bir yandan kimyasallarla diğer yandan da hatalı üretim teknikleri nedeniyle sofralarımızda zehir olarak yer alabiliyor. Baksanız ya şimdi de ABD'nin geri çevirdiği 23 bin ton GDO'lu pirinç Mersin'de yakalandı. Ya bugüne kadar yediklerimiz? Bir de hiç sıkılmadan Kanser Haftası kutluyoruz. Bu amansız hastalığa, dilerim milleti zehirleyenler yakalanır!
KILÇIK Giyinsek aç, beslensek çıplak kalacağımız bir dönem yaşıyoruz.
http://www.yeniasir.com.tr/ |