Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 03 Mayıs 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 
 
 FERİDUN ANDAÇ / AÇILIMLAR
 Lezzet taşıyıcıdır
 13 Mayıs 2013 


Meri Çevik-Simyonidis'in "İstanbulum: Tadım-Tuzum, Hayatım" kitabını yayına hazırlarken bir kez daha gözlemiştim: Lezzet yaşar, yaşatır; çünkü taşıyıcıdır.
Feyzan Ersinan Top'un "Yediğim İçtiğim Sizin Olsun"unun (*) ilk satırları arasında gezinirken şunu gözledim; lezzetin mutlaka bir yeri yurdu/mekânı vardı, ama ilk durağı, filiz verdiği yer ailedir.
Yani ailemizin mutfağı lezzeti alıp taşır sokağa, başka başka eviçlerine, mekânlara. Ama unutmayalım ki coğrafyadır bütün bunları biçimleyen, o lezzetlerin nesnesi her bir şeyin üretilip işlenmesini sağlayan.
Daha geçenlerde, Londra'da kentin en eski sahafı "Sotheran's"ın raflarında elime geçen Isabel Allende'nin "Afrodita: Cuentos, recetas y otros afrodisiacos" kitabının özgün baskısının sayfalarını hayranlıkla çevirirken, bizdeki söngün basımını düşünmüş, "neden böyle kitaplar yapmayız" demiştim içimden.
Kuşkusuz Allende "Aphoridite: Afrodizyak Yemekler/Afrodizyak Yazılar"da mutfağı / yeri / zamanı, lezzet yolculuklarını ve insan ruhunu ateşleyen bütün tatları gösteren bir gezintiye çıkmıştı. Ve lezzet masalları anlatıyordu adeta.
"Yediğim İçtiğim Sizin Olsun"un ise doğrusu tasarım ve hazırlanış yönünden Allende'nin kitabından hiç de aşağı kalır yanı olmadığını burada belirtmeliyim.
Lezzetle başlayan yolculuklar bizleri eninde sonunda insan / yer / zaman / mekân öykülerine kavuşturur.
Gidip gördüklerimiz, yaşadıklarımız, karşılaşmalarımız, anıya dönüşen anlar bazen bu lezzetlerin belleğimizdeki izleri, hatta kaynakları olurlar.
Sinemayla başlayan yazı serüvenini yaşama kültürüne dair gözlem / izlenimlerine eleştirilerini de katarak günümüz insanının nasıl yaşayıp ettiğini yansıtan yazılarıyla sürdüren Feyzan; iki sinema kitabı kotarmıştı. Ama bu kez şaşırtıcı bir kitapla çıkıyor karşımıza.
Onu böylesi bir kitabı yazmaya yönelten, kuşkusuz yaşama duygusunun alıp taşıdığı karşılaşma ânlarıdır.
Bu bir ses, bir renk, bir koku ve bir tat olduğu kadar; insan hayatına dair sözcükler ve yaşamı yansıtan görüntülerdir de aynı zamanda.
Şu söylediğini de yabana atmamalıyız hiçbir zaman:
"Her pişirdiğimiz yemeğin ardında, her boğazımızdan geçen lokmada bizden bir şeyler vardır çünkü."
İşte o, yaşadığı, tanık olduğu hayattan lezzetleri derleyip toparlamıştır.
Tanımlar, tarifler malzemeleriyle birlikte fotoğraflarla da getirip önümüze koyduğu kitabın en önemli özelliği ise; giderek bir dünya mutfağına dönüşen mutfak kültürümüzün kendi içindeki çeşitliliği bize yansıtmasıdır.
Buna "melez mutfak"/"melez yemekler-lezzetler" de diyebiliriz.
Çünkü lezzet bizi ülkeden ülkeye, coğrafyadan coğrafyaya, insandan insana taşır. Her yeni karşılaşma mutlaka yeni / farklı lezzetlerin dünyasını açar bize.
Feyzan, giden yaşayan biridir; meraklıdır, öğrenmeyi, tanımayı sever. Bu anlamda o gezginliğin bakışı / gözlemi ve tatları kitabının her bir lezzet tanımına yansımış.
Bu anlamda kitabını o çeşitliliğin bir ilk adımı olarak da alabiliriz.
Eminim ki, bundan sonra öyküsü olan yemeklere / lezzetlere dönerek, kendi mutfağının ve yaşadıklarının izlerini taşıyan yeni bir kitabı kuracaktır.
"Yediğim İçtiğim Sizin Olsun", bu bakımdan lezzetin taşıyıcılığının simgesi bir kitap olarak mutfağımızı renklendirecektir.
Kendi payıma, bazı tarifleri hemen işaretledim bile:
- hardallı patates salatası,
- arnavutciğeri,
- pazı dolması,
- bol kekikli kavurma,
- kokulu yasemin pilavı,
- narlı gavurdağ salatası.
Bu bakımdan kitabın tek eksiği, bana göre, sütlü tatlılar. Bunlarsız bir mutfak düşünülebilir mi?
Hele de Anadolu mutfağı… Dedim ya, Feyzan Ersinan Top, bize melez yemekle / melez lezzetler sunuyor. Lezzet sizi her yere, her zamana, her yaşama kültürüne taşır. Özellikle bunu bu tür yemek kitaplarında görmek daha da anlamlı gelir bana.
Sayfaları arasında gezinirseniz, eminim hayatınızda yaşayanın / eksikliklerin neler olduğunu daha iyi gözleyeceksiniz.
Yumurta kıramayanların bile yemek kitabı yazdığı günümüzde, iyi bir mutfağı olan ve lezzetli yemekler yapan Feyzan'ın yeni bir sinema kitabı değil de yemek kitabı yazması aslında şaşırtmadı beni. Lezzet var eden yaşama kültürünün içinde ailenin ne denli belirleyici olduğu, hatta bunun sürdürülebilirliğinde özendiriciliğini düşününce… Onun yaşamını vardırdığı
noktada lezzetin taşındığı sofraların yaşam iksirine dönüşen varlığını bilmesi, bence, bu kitaba yansıyan yemeklerin de ortaya çıkmasını sağladı. Her birinin apayrı bir öyküsü olduğu kesin.
Bence, şu kitabın da hazırlığına başlamalı şimdiden; Öyküleriyle Alaçatı Yemekleri. O güzelim yerin doğasını, yaşama iksiri var eden insanlarının öykülerini de katarak üstelik… Çünkü o, hikâyeler anlatmayı seviyor. Lezzetin yaşayan / taşıyan her bir öyküsü onun kalemini bekliyor artık…
(*) Yediğim İçtiğim Sizin Olsun, Feyzan Ersinan Top, 2013, Dünya Yayıncılık, 320 s.












http://www.dunya.com/

Ekleme Tarihi
13.05.2013
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: FERİDUN ANDAÇ ,Lezzet taşıyıcıdır, Yediğim İçtiğim Sizin Olsun, Feyzan Ersinan Top
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız