Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 02 Mayıs 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

BAĞBOZUMU başladı. Bozcaada’da üç bin yıllık tatları sofralarımıza taşıyan üzümler toplanıyor. Bir kısmı sofralara, daha büyük kısmı ise şarap fabrikalarına gidiyor.

Sabahın erken saatlerinde ya da güneş batarken bir bağa girerseniz yaprakları arasından başını uzatmış kırmızı, mor, sarı, yeşil ve güz rengi salkımları doğanın size eliyle uzattığı hissine kapılırsınız.

Görüntüsü gibi tatları da şahane hediyeler.  

Doktorların atası Hipokrat, sağlık için çok yemeyin öğüdünü verdikten sonra, az yemek için baharatları ve otları öneriyor. Çünkü esas olan tattır diyor.

Dün Bağbozumu festivali başladı Ada’da, Belediye Başkanı Mustafa Mutay bu yıl endişeli. Bağcılar da.

Eğer önlem alınmazsa Bozcaada’nın tarihi üzümü Çavuş’u, birkaç yıla kadar unutacağız.

Sarı, binbir çiçek rayihalı, tatlı, ince kabuklu, güneş yüzlü çavuş, siyah üzüme yenik düşmek üzere.

Siyah üzümün sağlığa yararları konusunda o kadar çok yazılıp çiziliyormuş ki, bağcıların çarşıdaki üzüm sergilerine yaklaşanlar, sadece siyah üzüme iltifat ediyor çavuşun yüzüne bile bakmıyorlarmış.

Oysa çocukluğumda anımsıyorum evlerde üzüm yemek için çavuş üzümünün piyasaya çıkması beklenirdi. İstanbul damak tadının vazgeçilmezi,  Marmara-Ege sofra kültürünün ayrıcalıklı yaz misafiriydi.

* * *

BU hafta uzum bağları arasında dolaştım, kütükleri tavaf ettim. 

Evliya Çelebi’nin dediği gibi. “Buradaki gibi güzel çavuş üzümü dünyanın hiçbir yerinde yetişmez.”

Şimdi size, bir salkım üzüm için bir yıl boyunca bağların gözünün içine karşıdan değil, binbir ihtimamla bakan bağcının hikayesini uzun uzun anlatmayacağım ama bunun sabır, fedakarlık ve büyük özen isteyen bir iş olduğunu söylemekle yetineceğim.

Bu kadar özenin karşılığında bir yıl sonra aynı işi yapacak sermayeyi bile garanti edemeyenlerin topraklarını satıp kenara çekilmelerini kimsenin kınamaya hakkı yok.

Ama o zaman sonuç, binlerce yıllık bir kültür mirasının, taşa betona çarçur edilmesi oluyor.

Buna da turizm deniyor. Orada, üzüm biterse turizmin de biteceği hesap edilmiyor.

Üzüm yerine zeytin dikimini teşvik eden tarım politikalarının yerel kültürü değiştireceği dikkate bile alınmıyor.

Ege’de zeytin ana karada, üzüm adalarda dikilir. Yüzlerce yıldan beri bu böyle.

Bozcaada’nın çavuşu ise özeldir, doğanın hediyesi, bağların kahkahasıdır.

Sorun sadece bizim değil. Araştırdım, bu yıl Avrupa’da özellikle İtalya’daki üzüm üreticileri de sıkıntılı. Turizmden kolay para kazanma cazibesi ile sadece tarım alanlarını otellere, pansiyonlara kaptırmakla kalmamışlar pazarlarını da AB’nin İspanya gibi diğer üyelerinin üreticileri ele geçirmiş.

* * *

BOZCAADA’da bağcılar da Belediye Başkanı gibi kaygılarını bu yıl daha fazla dile getiriyorlar. “Siyah üzüm de bizim ama Çavuş’a devam edemezsek bu adanın değerlerinden birini yitiririz” diyorlar. Eski bağ bozumlarına göre üzerleri üzüm yüklü kamyonların ve traktörlerin sayısında da azalma dikkat çekiyor bu yıl.

Çavuş biterse çok şey kaçırırız, sadece kadim bir meyvenin günümüze uzanan tadını değil, eski hekimlerin mide rahatsızlıklarına, kansızlığa ve böbrek taşlarına karşı tavsiye ettikleri şifalı özelliğini kaybederiz. Bunlara bir de son yapılan araştırmalarda ortaya çıkartılan antioksidan etkisini de katarsam belki bir salkım çavuş üzümünü siz de tatmak isteyebilirsiniz. Bağcılara bağbozumu morali olur da bağların kahkahası solmaz.

 hurriyet.

Ekleme Tarihi
06.09.2009
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız