Türkiye’de 1.3 milyon traktör var. Bu parkın yüzde 50’ye yakını 25 yaş ve üzeri. Yani ekonomik ömrünü çoktan tamamlamış traktörlerden oluşuyor. 100 dönümlük bir tarlanın sürülebilmesi için gereken mazot parası, 25 yaş üstü traktörlerle yılda 8 bin TL’nin üzerinde. Yeni nesil traktörler ise 100 dönümü 2 bin 600 TL’lik mazotla sürebiliyor. Yaşlı traktörler yenileri ile değiştirilirse, hem çiftçi hem de Türkiye ekonomisi kazanmaz mı?
Türkiye‘nin ilk yerli tasarım traktörünü üreten, yani ürettiği her bir traktör için dışarıya lisans ücreti ödemeyen Erkunt Traktör Sanayi A.Ş‘nin Genel Müdürü Zeynep Erkunt Armağan’la geçen hafta Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan fabrikada buluştuk. Her ne kadar Otomotiv Sanayicileri Derneği, traktör üreticilerini kendi sektörlerinin bir oyuncusu gibi görmese onlara üvey evlat muamelesi yapsa da, ben Ankara’da değme otomobil fabrikalarına taş çıkaracak bir üretim tesisi ile karşılaştığımı belirtmeliyim.
Zeynep Hanım ile Türk tarımını ve tarımda çok önemli bir yeri olan traktörün durumunu konuştuk. Yandaki tablodan da açıkça görülüyor. Türkiye’de çiftçi 40 yıl öncesinin teknolojisini kullanan traktörlerle tarla sürüyor. Dünya literatüründe bir traktörün ömrü 12 yıl olarak kabul ediliyor. Oysa Türkiye’de 25 yıllık traktöre bile hâlâ körpe gözüyle bakılıyor. 25 yaş ile 34 yaş arasında Türkiye’de 410 bin traktör var. 35 yaşın üzerinde ise tam 207 bin traktör tarlalara giriyor. Türkiye’de toplam 1 milyon 358 bin traktör olduğunu düşünürsek bunların 618 bin kadarı yani neredeyse yüzde 50’si 25 yaş üzerinde.
Yüzde 30 fazla yakıyor
Ekonomik ömrünü tamamlamış traktörün en büyük problemi yakıt. Bir dönüm tarlayı sürmek için traktörün ihtiyaç duyduğu yakıt bu demode traktörlerde ortalama 1.3 litre. 2 litreyi bulanı da epey fazla. Erkunt’un ürettiği traktörlerde ne kadar diye sordum. Zeynep Hanım “Tarım Bakanlığı’nın yetkililerinin de katıldığı noter huzurundaki bir testte 1 dönüm tarlayı Erkunt Traktör ile 0.75 litre yakıt ile sürdük” dedi. Muazzam bir fark var ortada.
O zaman alalım elimize hesap makinasını başlayalım toplamaya çıkartmaya. Türkiye’de işlenebilir arazi büyüklüğü ortalama 100 dönüm. Türkiye’nin yarısında, çiftçi bir sezonda 3 kez ürün alıyor. Akdeniz, Ege, Güneydoğu ve Güney İç Anadolu bölgelerinde sezon uzun. 1 ürün, ekime hazırlık, ekim, sürüm ve ilaçlama olarak 4 operasyon istiyor ve hepsinde traktör lazım. Şayet traktör 25 yaşın üzerindeyse dönüm başı yakıt ihtiyacı 10-12 litre civarında. Yeni nesil traktörlerde ise 5-6 litre. Zeynep Hanım araya giriyor ve “Erkunt’ta 3 litre” diyor.
Bu litre tutarlarına göre, 25 yaşın üzerindeki traktör sezonda 8 bin TL’nin üzerinde yakıt tüketiyor. Yeni nesil traktörde ise tüketim 4 bin TL civarında. Zeynep Hanım yine araya giriyor. “Erkunt’ta ise 2 bin 600 TL’lik mazot harcarsınız” diyor.
Yani bir tarafta 8 bin TL, diğer tarafta 2 bin 600 TL’lik yakıt sarfiyatı var. Fark hakikaten çok büyük. Bir traktörün ortalama fiyatının 35-40 bin TL olduğunu düşünürsek, yakıt tasarrufunun önemi daha da anlaşılır oluyor.
Aslında çiftçi de yakıt masrafının hesabını kitabını yaptıkça yeni bir traktör satın almanın daha düşük maliyet yarattığını farkediyor. Ancak alım gücündeki zayıflık yenilemeye ne yazık ki imkan vermiyor
Ayrıca demode traktörler çok fazla bakım ve onarım masrafı çıkarıyor. Ortalama yıllık bakım masrafları 1.500 TL’ye yakın. Bir de tam hasat zamanı bozulursa çiftçi yandı. Ürünün 2 gün bile beklemeye tahammülü yok. Gün geçirmeden hasat yapmanız lazım. Havayı 10 kata varan oranda daha fazla kirletmeleri, saldıkları hidrokarbonun ürünün içine işlemesi de cabası.
‘Kazanç 218 milyon TL olur’
Zeynep Hanım 35 yaş ve üzerindeki traktörlerin yenilenmesinin Türk tarımına ve ekonomisine büyük katkı sağlayacağı görüşünde. Aslında Tarım Bakanlığı’nın yapması gereken bir çalışmayı üşenmemiş kendisi yapmış. Traktöre hurda teşviği uygulanması halinde Türkiye’nin kazancını ortaya koymuş. Diyor ki “Yılda 20 bin traktör yenilemesi için devlet traktör başına 7 bin TL verse. Bu 140 milyon TL’lik bir teşvik anlamına gelir. Buna karşılık 20 bin yeni traktör satışından devlet 50 milyon TL’lik KDV geliri elde eder. 20 bin traktörün hurda değeri de 40 milyon TL’dir. Yani daha ilk yıl harcanan 140 milyon TL’nin 90 milyon TL’si geri alınır. Ayrıca yeni traktörlerin yaratacağı yakıt tasarrufu 40 milyon TL’lik ekstra avantaj sağlar. Bakım onarım giderlerinden de 30 milyon TL’ye yakın bir tasarruf olur. Kayıp iş zamanı ve ürün verimliliğindeki değişimin yarattığı ekstra kazanç ise 150 milyon TL olur. Yani bir tarafta 140 milyon TL’lik teşvik var. Diğer tarafta devletin kazandığı 90 milyon TL, çiftçinin ve dolayısıyla Türkiye ekonomisinin kazandığı 218 milyon TL var.”
Geri görüş kamerası olan traktörler
Türk tasarımı olan Erkunt Traktör’de, ancak lüks jiplerde gördüğümüz geri görüş kamerası var. Ayrıca kabine oturduğunuzda bir otomobil konforu yaşıyorsunuz. Klima artık standart olmuş. Ayrıca ses, toz ve su girmemesi için de kabinler çok farklı dizayn edilmiş. Zeynep Erkunt Armağan, Ankara’da üretilen traktörleri Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Hırvatistan, Sudan, Tanzanya, Angola, Kıbrıs ve Irak’a ihraç ettiklerini, Türk çiftçisinin de Erkunt Traktör’ü çok sevdiğini söylüyor.
Türk çiftçisinin traktörü yaşlı ve adeta dökülüyor
0Toplam traktör parkı. 1.358.577
35 yaş ve üzeri: 207.776
25-34 yaş arası: 410.374
11-24 yaş arası: 460.560
0-10 yaş arası: 279.867
Traktörün ortalama ekonomik ömrü: 12 yıl
Traktör satışı, ekonomik kriz yıllarında bıçak gibi kesiliyor
Yıllar Satış adedi
1995 43.706
1996 49.297
1997 54.731
1998 53.922
1999 22.954
2000 33.989
2001 10.587
2002 8.084
Yıllar Satış adedi
2003 18.632
2004 35.118
2005 39.558
2006 42.590
2007 31.500
2008 26.085
2009 6.200*
*7 aylık satış rakamı
***** 20 tane tamirciyi servis yapan, ithalata soyunuyor
Traktör ithalatında koşullar incelendiğinde ithalat yapmak çok kolay görünüyor. Zaten Türkiye’de 30’a yakın traktör firmasının olması da bunu gösteriyor. Yerli üretici sayısı 5’i geçmiyor. Geri kalanlar ithal. Türkiye’ye traktör ithalatı yapabilmeniz için 20 tane servis kurmanız yeterli. Servis kurmak da zor bir şey değil. TSE belgeli oto tamircilerinden 20 tanesine sertifika ve belge verirseniz otomatikman sizin servis ağınıza dahil olmuş oluyor. Yani ciddi bir yatırım gerektirmiyor.
Sonra gümrük vergisi olmaksızın ithalata başlayabiliyorsunuz. Türkiye gümrük vergisi uygulamazken, Meksika yüzde 10, İran yüzde 10, Çin yüzde 8, Güney Kore yüzde 8 gümrük vergisi uyguluyor. Türk ürünleri Kuzey Kıbrıs’a ihraç edilirken bile yüzde 28’lik vergiye tabi tutuluyor.
Tüm ülkeler bu uygulamayı hem yerli traktör üreticilerini korumak hem de çiftçilerinin fabrikası ve kalitesi belirsiz ürünler almalarını engellemek için yapıyor. Türkiye’de denetim yeterli olmadığı için İran’dan Hindistan’dan Türkiye’ye, 40 yıl öncesinin teknolojisi ile üretilen traktörler giriyor. Testleri doğru dürüst yapılmıyor. Toprak duruşu, asfalt duruşu, desibel seviyesi tam bilinmiyor.
Üstelik giren traktörler de traktör olarak gelmiyor. Yedek parça statüsünde gümrükten sokuluyor, sonra koltuğu, aküsü, tekerlekleri, ön paneli takılarak traktöre dönüşüyor. Bu yüzden Tarım Bakanlığı ve TÜİK, Türkiye’ye ne kadar ithal traktör girdiğini bile bilemiyor. Örneğin Hindistan’dan gelen bir traktör markasının TÜİK kayıtlarına göre ithalat miktarı sadece 1 görünüyor. 6-7 bin euro’ya maledilen, yıllar içinde yedek parça sorunu çıkaracak olan traktörler Türkiye’de çiftçiye 19-20 bin euro fiyatlarla satılıyor. Çiftçi de fiyatı makul diye bu traktörleri tercih edebiliyor. Ancak traktör tarlada kalıp ürününü hasat edemediğinde de pişman oluyor.
Zeynep Erkunt Armağan “Türkiye’ye ithal edilen traktörlerin yüzde 90’ını Avrupa’ya sokmazlar. Biz Macaristan pazarına girmek için başvurduk. Elimizde AB’den aldığımız 600 sayfalık kalite sertifikası vardı. Macarlar bununla yetinmedi tam 7 ay boyunca kendi testlerini yaptırdılar. Kılı kırk yaran bir incelemenin ardından bizi kabul ettiler” şeklinde konuşuyor.
***** Hâlâ makinalı tarıma geçemedik
Türkiye’de 1.3 milyon traktör rakamı bana önce çok göründü. Ancak işlenen tarım arazisine bölünce durum hiç de öyle değilmiş. 2007 verilerine göre Türkiye’de 100 hektar başına düşen traktör sayısı 3.9. Oysa bu rakam Japonya’da 45.6 adet. İtalya’da bile 20.2 olarak belirlenmiş. Avrupa Birliği ülkelerinin ortalaması 10.2 adet. Bu rakamlar gösteriyor ki Türkiye’de tarımda makina kullanımı henüz dünyanın gelişmiş tarım ülkelerinin ortalamasının çok altında. Bu da tarımı verimsizleştiriyor, çiftçi tarlasından yeterli ölçüde para kazanamıyor. Tabii verimsizliğin bir diğer nedeni de yine ekonomik sebeplerden dolayı tarlasına yeteri kadar gübre atamaması...
kaynak vatan |