Trafik, turizm ve alkol yasası
Ahmet Yazıcıoğlu Hava kararırken içki masasına oturan tipik akşamcılara ömrüm boyunca akıl erdirememişimdir. Hiç sektirmeden hemen her gece rakı içmek nasıl bir keyiftir bilemem. Yanlış anlaşılmasın, içki tiryakilerini kınamıyorum ama, hayretimi de gizleyemiyorum. Her gece alkol alanlar, eğer masadan kalktıktan sonra çakırkeyf halde direksiyon başına geçmiyorlarsa, içtikleri yarasın. Ama geçiyorlarsa, mayından farksız bu gibilerden herkes kaçsın! Çünkü alkol şişedeki gibi durmuyor. Aşırı içen dağıtıyor. Bir promilin üstündeki alkollülere iki yıl hapis cezası gelmesine kimin itirazı olabilir ki? Çünkü, alkollü halde direksiyon kullananlar, sadece kendi canına değil, karşısındakilere de acımıyor. Bir promil, kişilere göre değişse de, ortalama iki duble rakı ve dört bardak biraya denk geliyor. Bence sadece alkollü araç kullananlar değil, direksiyon başında uyuklayanlar, sigara içenler, ters yöne girenler, otoyollarda manyak gibi gidenler ve emniyet kemeri takmayanlar da aynı cezaya çarptırılmalıdır. İtirazım, alkollü içki satışına getirilen kısıtlamalara. Alkollü içkilerin her ne surettte olursa olsun reklamı ve tüketicilere yönelik tanıtımı yasaklanıyor. 22.00 ile 06.00 saatleri arasında satışı da... Son yıllarda yurdumuzda çok kaliteli rakı, votka, cin, likör, şarap ve bira imal ediliyor. Bu yasağın onları olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Göreceksiniz yasaklar yüzünden pek çoğu kapanacak, bu işe ciddi para yatıran yabancı sermaye de yurdumuzdan kaçacaktır. Alkollü içki açıkta ve gözle görülür yerlerde satılamayacağına göre, demek ki esrar muamelesi görecek. Tabiri caizse zuladan çıkarılacak! Unutmayalım ki alkollü içki en çok muhafazakar Konya'da satılıyor. Ya Türkiye'ye gelen bir turiste içkilerimizi nasıl tanıtacağız? Adam kaldığı otelin plajında güneşleniyorken içmek istiyorsa kime ne? Hem turist gelsin diye çırpınacak, hem de turisti kaçırtmak için herşeyi yapacağız. Türkiye'ye zaten zar-zor, 30 milyon dolayında çoğu parasız, pulsuz, çulsuz turist geliyor. Yalnızca Roma, bizden 3-4 misli turist çekiyor. Uçakta içki içilemez, bir takım yerlere 100 metreden az mesafede içkili yer açılamaz gibi yasaklar da, "Milli içkimiz rakı değil ayrandır", "Şarap içeceğinize üzüm yeyin" gibi söylemler de inciticidir. Türkiye; alkol reklamının yasak olduğu Pakistan, Suudi Arabistan, Vietnam, Yemen, Bhutan, Bangladeş, Mısır, Ürdün değildir. Dünya Sağlık Örgütü, 1961'den 2011'e kadar geçen 50 yıllık sürede, Türkiye'deki alkol tüketiminin kişi başına 1.5-2 litreyi aşmadığına vurgu yapıyor ve Türklerde hiç bir şekilde alkol bağımlılığı tehlikesi görmüyor. O halde bu telaş niye?
KILÇIK İnanç, pek çok odası olan bir evdir. "Pİ" filminden
Parçala Behçet fena parçalandı Behçet Nacar, 1970'li yıllarda erotik filmlerin aranılan aktörlerindendi. "Parçala Behçet" filmiyle ünlenmişti. Bugün 79 yaşında, kalp ve şeker hastası. Tek başına yaşıyor, zar-zor yürüyebiliyor, gözleri iyi görmüyor ve bakıma muhtaç. İstanbul Bakırköy'deki evinde geçenlerde elektrik kontağından yangın çıkmış. Mahalleliler itfaiyeye haber vermişler. Çatıyı saran yangın söndürmesine söndürülmüş ama, ev oturulamayacak hale gelmiş. Bir zamanların "Parçala Behçet"i fena parçalanmış. Yazık.
http://www.yeniasir.com.tr/ |